Mahkemece bu husus gözetilmeden sadece menfi tespit yönünden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunduğundan takdiren 750.00.-TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bu husus gözetilmeden sadece menfi tespit yönünden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunduğundan takdiren 750.00.-TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK TARİHİ : None NUMARASI : 2020/776 ESAS DAVA KONUSU : satıcının açtığı itirazın iptali KARAR : Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nin 2020/776 sayılı dosyası ile açılan satıcının açtığı itirazın iptali davasında 07/04/2021 tarihinde tesis edilen ara karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında borcundan dolayı Konya 13....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı yüklenici tarafından yapılması planlanan .... isimli projede yer alan bağımsız bölümün satışına ilişkin olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, ancak inşaatın planlandığı şekilde sürdürülmediğini davalının mali sıkıntı yaşadığını, güveni kalmadığını sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek ödediği 17.615,52 TL'nin faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddine dilemiştir. Mahkemece, konutun teslim tarihinin henüz gelmediği davacının edimini tam olarak yerine getirmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Dosya içeriğinde ----------- belirtilen ------------ itibariyle------------ plakalı aracın sürücü ---- üstünde olduğu bu nedenle -------------------takılmış olup olmadığı hususunda herhangi bir kanaate varılamamıştır." hususları tespit edilmiştir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle; -------------- plakalı ----------tespit edilen ------ sahibi tarafından tespit edilmesinin imkan dahilinde ve gözle görülebilir durumda olduğu; bundan dolayı yapılan hizmetin açık ayıplı olduğu" hususları tespit edilmiştir....
Alıcının, satıcıdan isteyebileceği zarar ise, "menfi zarar"dır. (Örneğin, alıcının, satım sözleşmesinin kuruluşu ve ifası için yaptığı ve artık kendisi için tamamen boşa gitmiş sayılan giderler. Borçlar Kanunu Madde 192/4) Hemen belirtilmelidir ki, alıcının, satılanın tamamen zaptı halinde satıcıya karşı ileri sürebileceği bu istemlerin kabul edilebilmesi için, satıcının kusurlu olup olmaması, sonuca etkili değildir. Zira satıcının bu konudaki sorumluluğu, kusursuz sorumluluktur. Bununla beraber satıcı, menfi zarar dışında, hiç bir kusurun kendisine yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının, satılanın zaptı yüzünden uğradığı diğer her türlü zararlarını da ödemekle yükümlüdür. (Borçlar Kanunu Madde 192/son fıkra)....
San.A.Ş.isimli firmaya dava dışı oğlu için verdiği teminat bonosunun ciranta dava dışı ... tarafından takibe konulduğunu, açtığı menfi tespit davasının reddedilip, kararın Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiğini, davalıların kendisini şirketler aracılığı ile dolandırdığını, bunu aralarında anlaşarak yaptıklarını, davalıların sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenle dava açtığını belirterek uğradığı zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacının aynı bono nedeni ile davalı ...Ş.ve dava dışı ... hakkında açtığı menfi tespit davasının reddedilip hükmün kesinleştiğini, davalılar ..., ... ve ...’ın kambiyo ilişkisinin ve icra takibinin tarafı olmadığını, bu nedenle aleyhlerine husumet yöneltilemeyeceğini öne sürerek davanın davalı ...Ş.yönünden kesin hüküm nedeni ile diğer davalılar yönünden ise husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur....
Alacaklı cevap dilekçesinde teminat amaçlı çek alınmadığını iddia etmiş ise de, menfi tespit davası karar gerekçesi, takip talebinde çek ile birlikte bayilik sözleşmesine dayanılması, alacaklının 31.12.2012 tarihinde borçluya açtığı borçlunun süresinden önce bayilik sözleşmesini fesih etmesi nedeniyle zararın önceden verilen çeklerden tahsil edileceğine ilişkin noter ihtarı ve 22.01.2015 tarihli duruşmada, alacaklı vekilinin menfi tespit davasının reddi ile takip konusu çek nedeniyle borçlunun borçlu olduğunun belgelendiği şeklindeki ifadesinden çekin bayilik sözleşmesi ile birlikte verildiği çekişmesiz olup, bayilik sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme olması nedeniyle sözleşme gereğince verilen çeklerden dolayı borçlunun borcunun olup olmadığı, çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı yargılamayı gerektirmektedir. Menfi tespit davası sonucunda verilen red kararı kesinleşince maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tüketicinin açtığı menfi tespit Uyuşmazlık, tacirler arası telefon abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, hüküm Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına göre kurulmuştur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı, satıcının kendisine anlaşmaya aykırı başka bir mal teslim ettiğini iddia etmiş, mal bedeline yönelik verilen çekten dolayı menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalı ile davacı arasında 15.3.2014 tarihinde düzenlenmiş fatura olup malın bu tarihte teslim edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca satım konusu malın teknik özelliklerine yönelik taraflar arasında bulunan yazılı bir anlaşma da mahkemeye sunulamamıştır. Davacı teslim tarihinden 5 ay sonra makineyi çalıştırdığını ve bu makinenin satışa konu makine olmadığını iddia etmiştir. Davacı kendisine farklı bir makine teslim edildiğini kanıtlayamamıştır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabul kararı verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....