beklenemeyeceğini göstermekte olduğunu,15/02/2020 tarihte tesise gelerek derhal tahsisi yapılmasını talep etmiş olduğunu, davacının kabul ve taahhüt ettiği 2013 yılından buyana 7 yıldır uyduğu devre tatil sözleşmesi'ne ve dönerli sistemle dönüşümlü kullanım planlamasına aykırı davranmış olduğunu, kısaca davacnın zaten olmayan bir hakkı kullanamadığı için zarar gördüğü iddiasında bulunup bunları yaparken 2 yılık aidat borcunu ödemediğini, 2019- 2020 yılları aidat borçları ödenmeden tahsis talebi sözleşmeye aykırı bulunduğu, davacının taşınmazı devre mülk değil; sözleşme ile devre tatil'e tahsisli olup davacının 1/35 pay sahibi olduğu taşınmazın; ek/2 tapu senedi ve tapu siciline göre devre mülk olmadığı davacı taşınmazın satın aldığı 1/35 hissesini devre tatil hakkı maksatlı yönetiminin planlamasına uyun ve dönüşümlü kullanmayı belirlenmiş aidatı ödemeyi devre tatil sözleşmesinin 7 ve 8C maddeleri ile kabul ve taahhüt ettiğini, hal böyleyken davacının şimdi bu iddiaları kanuna, yönetmeliğe...
DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 12.06.2003 tarihinde 99 yıllığına devre tatil sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme kapsamında bahse konu tesis sözleşmesinde Sarı-2 dönem olarak belirtilen dönemde müvekkiline tesis edilmesi karşılığında müvekkilinin 4.850 Euro bedeli; 516 Euro peşin ve 4.334,00 Euro taksitler şeklinde olmak üzere ödediğini, davalı şirketçe yapı kullanım izin belgesinin alınmadığını, söz konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu ve dava dışı şahıslar adına kayıtlı olduğunu, bu durumun ilgili kanun gereğince aykırı nitelik taşıdığını, sözleşmenin feshini talep edebileceklerini, fesih için davalı şirkete noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, henüz bir ödeme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile, sözleşmenin feshine, müvekkilinin tesisi dava tarihine kadar kullanmış olması nedeniyle bu sürenin yapılan ödemeden...
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, araç alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıba dayalı alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirket elemanları tarafından hediye tatil kazandınız denilerek 11.12.2011 tarihli dava konusu sözleşmeyi imzaladığını,sözleşme kapsamında 1.800,00 TL ödeme yaptığını, kapıdan satış şeklinde ... . Tatil Köyü Devre Tatil Üyelik sözleşmesinden 18.01.2013 tarihli ihtarname ile cayma hakkını kullandığını ileri sürerek,sözleşmenin iptali ile ödemiş olduğu 1.800,00 TL'nin ve senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Asıl dava yönünden istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde; Davacı-karşı davalı tüketici ile devre tatil sağlayıcısı konumundaki davalı-karşı davacı şirket arasında 12/09/1990 tarihinde Bolu ili, Merkez ilçe, Ömerler köyü İkisuarası mevkiinde kain 1406 parsel sayılı taşınmaz üzerinde D bölgedeki 77 kapı numaralı 4. devre evi toplam eski para ile 8.375.000,00 bedelle Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu devre tatil bedelinin 1.250.000 TL'sinin peşin alındığı, geriye kalan bedelin (30) ayda ödeneceğinin, sözleşmenin 17. maddesinde öngörülen (99) yıllık devre tatil süresinin sona ermediği ve davalı şirket tarafından davacıya gönderilen ve dava dilekçesinde bahse konu 29/09/2015 tarihli davalı şirket yazısı ile davacı tüketiciden dava konusu tesisin bulunduğu tatil köyünden faydalanmaya devam edebilmeleri için devre kullanımlarına ilişkin olarak belirlenecek devre servis bedeli (DSB) ile Bolu 2....
Mahkemece, Taraflar arasında akdedilen 18/01/2015 tarih ve İD 200043 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, sözleşmeden dolayı davacı tarafından ödenen 8.000,00 TL'nin dava tarihi olan 24/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Davacı tarafından davalı tarafa verilen 4.500,00 TL bedelli senetin iptali ile davacıya iadesine, Davacının 18/01/2015 tarih ve İD 200043 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinden dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 18.01.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Mahkemece, taraflar arasında 09/02/2013 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme içeriğinden söz konusu sözleşmenin devre tatil satış sözleşmesi olduğu, cayma hakkına ilişkin sürenin tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak ve bu süre içerisinde sözleşmenin askıda olduğu, davacının sözleşme tanzim edildikten sonra hizmetin ifasından önce her zaman cayma hakkını kullanabileceği, kapıdan satışlara ilişkin uygulama usul ve esaslara ilişkin yönetmeliğin 6. Maddesine göre satıcı veya sağlayıcı sözleşmeyi tüketicinin imzalamayı ve sözleşme tarihi ile "sözleşmenin bir nüshasını elden aldım ve 7 gün içinde satıştan vazgeçme hakkının olduğu konusunda bilgilendirildim" ibaresini tüketicinin el yazısı ile yazması gerektiği, böyle bir ibarenin yazılı olmadığı ve süresinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Örme San. avukatı tarafından duruşmalı diğer davalılar ve davacı avukatıncaduruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... Turz. vekili avukat ... ve diğer davalı vekili avukat ... gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ...Ş. ile 2.12.1993 tarihinde imzalamış olduğu ... Tatil Sözleşmesi gereğince 31.12.2020 tarihine kadar devre tatil hakkını ve RCI üyeliğini ... isimli Tatil Köyündeki B43 no’lu stüdyo daireyi her yılın 27. haftasında kullanmak üzere satın aldığını, devre tatil hakkını kullandığı tatil köyünün davalı satıcı ... A.Ş’den davalı ...Ş’nin mülkiyetine geçtiğini, bu davalının da diğer davalılar ... Örme A.Ş ve bünyesinde kurulan ......
Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, ilgili yönetmeliğin sadece devre tatil sözleşmelerine değil, aynı zamanda devre mülk sözleşmelerine ve diğer devre tatil temelli sözleşmelere de uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Tanımlar bölümündeki 4.maddenin (ç) bendinde ise devre mülk hakkı 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı KMK’nun Devre Mülk Hakkı başlıklı sekizinci bölümünde düzenlenen hak olarak tanımlanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin içerdiği hükümler itibariyle tapuda pay devrini içeren bir devre tatil sözleşmesi olduğu, Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen devre mülk şeklinde bir sözleşme olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. 6502 sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, devre tatil sözleşmeleri en fazla on yıl için kurulacağı, son fıkrada ise, maddede düzenlenen hususlarla ilgili uygulama usul ve esaslarının yönetmelikte düzenleneceği belirtilmiştir....
Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği'nin 7. Maddesinde belirtilen sözleşmelerin kurulmasından itibaren on dört gün içinde davacının cayma hakkını kullandığı anlaşılmaktadır. Davacı tüketicinin cayma hakkını kullanarak hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinden dönmesi sebebiyle, sözleşmelerin geçersiz olduğunun tespitine ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla davanın bu gerekçeyle kabulü gerekmekte iken İlk Derece Mahkemesince sözleşme ve protokolün resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yerinde değildir....