"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 26. maddesi uyarınca yapılan trampa sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın husumetten reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 26. maddesi uyarınca yapılan trampa sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Somut olayda; dava konusu 692 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davacı adına, 1/2 payının ise davalıların murisi olan vaat borçlusu ...’nun murisi ... adına kayıtlı olduğu görülmektedir....
Temyize konu davada, davacı dava dilekçesinde, davalıların murisi ile imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların tapu devrinin gerçekleştirilmesi için açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiğini ileri sürerek sözleşmeye konu taşınmazlardaki davalıların murisine ait hisselerin rayiç bedellerinin tespiti ile tahsilini istemiş, mahkemece, gerekçeli kararda, davacının isteminin iş sözleşmesinin haksız fesih edilmesi nedeni ile işçilik alacaklarının tahsiline yönelik olduğu yazılmış, gerekçenin devamında ise davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak olduğuna yönelik nitelendirme yapılarak çelişki meydana getirilmiştir. Bu husus az yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/12/2021 KARAR TARİHİ : 28/04/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ...Sağ. Hiz. Med. Ürü. Gid. İnş. Taa. San. Tic. A.Ş. ile ...Bankası A.Ş... Şubesi arasında imzalanan 02.02 2007 tarihli ve 75.000,00 TL bedelli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine ...,... , ...'ün kefil olduklarını, fakat bu kredi borcunun10.04.2008 tarihinde ödendiğini, 22.05.2008 tarihli ve 250.000,00 TL bedelli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine müvekkil .... ile birlikte ..., ...., ..., ..., ...., ....'nun kefil olduklarını, bu kredi borcunun da 15.06.2009 tarihinde ödendiğini, 15.06.2009 tarihli ve 250.000,00 TL bedelli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine müvekkil .... ..., ..., ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 12/04/2021 NUMARASI: 2020/731 2021/292 DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, alacak talebine ilişkindir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince, "... Tasfiye Halinde ... A.Ş.'den mevduat alacağının ivazlı temliki üzerine temlik alan tarafından ödenmeyen temlik alacağının tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki ... A.Ş.'...
Somut olayda davacı, davalı ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacının ...ndan olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının edimini yerine getirmediğini belirterek alacağnın tahsilini talep etmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temlik sözleşmesinden kaynakladığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında ; "davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki ... A.Ş'nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK'nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına " karar verilmekle, dosyamız davacısının da tacir olduğuna dair bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın, İstanbul 19....
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesine konu malların iadesi talebine ilişkindir....
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunlu olup, bu durum usuli kazanılmış hakkın bir gereğidir....
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 4/1. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevlidir. Dosya kapsamından, davacı vekilinin, davacı ve davalılardan... arasında kira sözleşmesi düzenlendiği, daha sonra taşınmazın diğer davalı ...'ye satıldığı, davalı....'nin kira sözleşmesine aykırı olarak, sözleşmeye konu taşınmazı kiralananın kullanımına hazır bulundurmadığı, kiralanan taşınmazı haksız olarak yıktığı ve davacının taşınmazdaki eşyalarının zarar görmesine neden olduğu iddiasıyla, uğranılan zararların tazmini istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır....