nın ikametgahı olan evde 14/03/2012 tarihinde bir adet buzdolabı, bir adet çamaşır makinesi ve bir koltuk takımının haczedildiği, davacı tarafından davalı aleyhine İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/259 esas sayılı dosyasıyla açılan istihkak davasında, davanın kabulü ile buzdolabı ve çamaşır makinesi üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Haciz tutanağında davacının istihkak iddiasına ilişkin bir hususun yazılmamış olduğu, davacının evini eşyalı olarak kiraya verdiğini ve haczedilen eşyaların kendisine ait olduğunu ancak istihkak davası sonucunda kanıtladığı, haczin borçlunun adresinde yapıldığı ve davalı alacaklının haczedilen menkul malların borçluya değil, bina malikine (kiraya verene) ait olduğunu bildiği de iddia edilmediğine göre, haczin haksız olduğunun kabul edilmesi doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 05.10.2015 gün ve 2012/380 - 2015/247 sayılı kararı onayan Daire'nin 21.11.2018 gün ve 2017/653 - 2018/7271 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, İstikbal markasının müvekkilinin tescilli markası olduğunu, müvekkili tarafından imal edilen, tasarlanan TPMK'ya tescil edilmiş olan ürünleri davalının birebir yada benzerini ürettiğini, kataloglandırdığını, internet sitesinde yayınladığını ve satışa sunduğunu, müvekkiline ait 2011/01330 tescilli Diana koltuk takımının davalının ürettiği Anfora koltuk takımı ürünüyle taklit ettiğini, müvekkiline ait 2008/02232 tescilli Ekol Maxi takımının davalının ürettiği Marina koltuk takımı ürünüyle...
KARAR Davacı, davalıdan koltuk takımı satın aldığını, satın aldığı ürünle eve gelen ürün arasında ton farkı olduğunu, ayıbın davalı yanca da kabul edildiğini iddia ederek ayıplı olarak teslim edilen ürünün davalıya iadesi ile ödediği bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.359.98 TL ücretin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Eldeki dava ayıplı satış nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkindir. Dosya kapsamından satılan ürün ile teslim edilen ürün arasında ton farkı olduğu ve bunun açık ayıp niteliğinde bulunduğu ihtilafsızdır.4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Burada kastedilen ayıpların açık ayıp olduğunun kabulü gerekir....
nin ürettiği ... takımında iki yıllık ... süresi içerisinde arıza meydana geldiği, davalının arızayı 18.8.2006 tarihinde tamir ederek giderdiği, daha sonra diğer koltukta arıza ve portlamalar meydana geldiği, davacının davalı ve üretici firmaya başvurması üzerine firmanın 27.3.2007 tarihinde tamir ederek giderdiği, 20.3.2007 tarihli firma yazısında kumaşta üretimden kaynaklanan probleme rastlanmadığının bildirildiği, daha sonra tekrar ... kolundaki arızanın ortaya çıktığı, davacının tamir ettirmeyi kabul etmediği ... takımının iadesi ile ödediği bedeli istediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, ... kollarındaki çökme arızasının giderildiği, daha sonra çökme arızasının var olduğu, ... takımı yastıklarında portlama ve deformasyon bulunduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporundan ... takımının ayıplı olduğu sonucu çıkmaktadır....
Dosya kapsamından davacının satın aldığı koltuk takımındaki ayıpların imalattan kaynaklandığı ve açık ayıp olduğu davalı tarafından icra takibine konu yapılan senetlerin koltuk alışverişi nedeniyle davacı tarafından davalıya verildiği, tüketici senedi vasfında bulunmadığı, davacı yönünden geçersiz olduğu, davacı tarafından yargılama öncesi ve yargılama sırasında taksitlerin ödendiği, ödenen toplam 17.500,00 TL yönünden menfi tespit talebinin istirdata dönüştüğüne ilişkin dilekçe verdiği anlaşılmaktadır. Davacının reddedilen talebi kötü niyet tazminatına ilişkin olup bu kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygundur....
Davacı davalıdan satın aldığı yatak odası takımının ayıplı olmasından dolayı ödediği bedelin iadesi isteği ile eldeki davayı açmış ve 3.12.2007 tarihli ürün teslim fişini delil olarak sunmuştur. Anılan belgede, baza başlığına ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır. Yine dava tarihinden sonraki tarihli servis formunda da, şifonyerin iki adet raylarının değiştiği ve gardrop camının yapıştırıldığı açıklanmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da gardrobun cam kapağının arızalı olduğu, şifonyerin çekmecelerinin arızalı olduğu, bildirilmiş, bu arızaların kullanım hatasında da mı yoksa imalat hatasından mı olduğu hususlarında bir açıklama yapılmamıştır. Yine davacı tarafından satış bedeline ve ödemeye ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmemiş, davacı beyanına göre bildirilen satış bedeli üzerinden dava kabul edilmiştir....
ye tescil edilmiş olan ürünleri davalının birebir yada benzerini ürettiğini, kataloglandırdığını, internet sitesinde yayınladığını ve satışa sunduğunu, müvekkiline ait 2011/01330 tescilli Diana koltuk takımının davalının ürettiği ... koltuk takımı ürünüyle taklit ettiğini, müvekkiline ait 2008/02232 tescilli ......
Bilirkişi ek raporlardan anlaşılacağı üzere ayıplı olan iki adet deri koltuk ile koltuklarla birlikte satın alınan iki adet kumaş kaplamalı üçlü kanepenin farklı ürünler oldukları, her ne kadar birlikte satın alınmış iseler de ürün kodlarının farklı olup bir takım oluşturmadıkları dolayısıyla ayıbın giderilmesinin sadece iki adet ayıplı deri koltuğun iadesi suretiyle mümkün olduğu, iki adet üçlü kanepenin değişimine gerek olmadığı anlaşılmakla davacının sözleşmeden dönme talebi sadece bu iki deri koltuk yönünden yerinde görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Davalının istinaf taleplerinin incelenmesinde ; Yapılan yargılamada alınan kök ve ek raporlarda; mobilyalarda tespit edilen ayıpların imalat, montaj ve malzeme kalitesinden kaynaklı olduğu, koltukların ayaklarında kullanılan ağacın farklı katmanlarından malzeme kullanılması ve cila kızarması nedeniyle renk farklılığı ve monte edilen yerlerde dönme, kayma ve açılmalar olduğu, üçlü koltukların orta desenlerinin hafif plastik malzemeden yapıldığı ve malzemenin koltuğun ağırlığını dengeleyebilecek kuvvette olmadığı, ayrıca koltuk oturma sünger sertliklerinin birbirinden farklı olduğu, yatak başlığındaki ölçeğin hatalı imalat sebebiyle siparişe uygun üretilmediği, imalat hatası olduğu, yemek masasının orta kısmında oluşan sehim (malzemenin zamanla eğim alması) malzemenin kalitesinden kaynaklandığı, talep edilen ürünlerin açık ayıplı olduğu dava konusu ediklen ürün bedellerinin ise 13.000TL olduğu bildirilmiştir. 6502 sayılı Kanun'un 11.maddesinde ayıplı mal nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava; ayıp nedeniyle mobilya satış sözlemesinden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkin olduğu kabul edilerek; "Davalı tarafın davanın tüketici hakem heyeti sınırının altında kalması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğine dair itirazı bakımından yapılan incelemede, dava değerinin Azra yatak odası takımının değerinin tamamı olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenen faturada yatak odası takımının değerinin hakem heyetine başvuru sınırının üzerinde olduğu görülmekle davanın esasına geçilmiştir. Taraflar arasında AZRA yatak odası takımının satın alındığı ve satış bedelinin kdv dahil 13.000,00 TL olduğu bu bedelin 6.000,00 TL'sinin davacı tarafından davaalıya ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Malzemelerin faturası 14/07/2020 tarihinde tanzim edilmiştir....