"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Satışa İzin Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Zihinsel engelli 1976 doğumlu ... Sulh Hukuk Hakimliğinin kararı ile kısıtlanmış ve babası ...'ın velayeti altına bırakılmıştır. Kısıtlanan ergin çocuğun velisi, çocuğun maliki bulunduğu taşınmazının satışına izin verilmesini istemiştir. Ergin olmayan çocuk ana ve babanın velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. ( MK. md. 335/1 ) Vasi atanmasına gerek görülmedikçe kısıtlanmış bile olsa ergin çocuklar ana babanın velayeti altında kalırlar. ( TMK. md. 335/2, 419/3) Ana ve baba , çocuğun bakım ve eğitim konusunda onun yararını gözönünde tutarak gerekli kararları alıp uygularlar, çocuğu olanakları ölçüsünde eğitirler, bedensel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini sağlar ve korurlar....
Savcılığına 2020/2945 soruşturma sayılı dosya ile şikayette bulunduklarını, bu nedenle de ihaleye yeterli katılım sağlanamadığını, 19/02/2020 günü müvekkili şirkete ait toplamda 40 kalem taşınırın teşvikli olup olmamalarına ve KDV oranlarına göre gruplandırılarak satışa çıkarıldığını, oysa taşınırların değerinde satılabilmesi için ayrı ayrı satışa konu edilmeleri gerektiğini, satışa konu malların bir seramik üretim fabrikasının eksiksiz makina ve diğer tüm ürünleri olduğunu, ayrı ayrı satışa konu edilmeleri halinde satışın daha yüksek fiyatlarla yapılabilme olasılığı olduğunu, ihaleye fesat karıştırıldığını ve başka alıcıların girmesinin engellendiğini beyanla, davanın kabulü ile ihalenin feshini istemiştir....
Duruşmada dinlenen davacı tanığı, davacının satış primi aldığını, satış yaptığı ürünler üzerinden yüzde aldığını, işyerindeki primlerin tahsile bağlı olmayıp, satışa bağlı olarak ödendiğini, 2012 yılından sonra prim ödemesinin tahsile ya da satışa bağlı olarak ödenmesi konusunda değişiklik olup olmadığını bilmediğini beyan etmiş, davalı iddia ettiği prim ödeme sistemine ilişkin 2012 yılında davacı tarafından tanığa e-mail yoluyla bildirim yapıldığını ileri sürmüştür. İşyerinde prim ödemesi uygulamasının mevcut olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı ödenen primlerin satışa bağlı olarak yapıldığını, davalı işveren tahsilata bağlı olarak yapıldığını iddia etmektedir. Davalı işyerinde tahsilata bağlı prim ödeme sisteminin 2012 yılında tanığa bildirildiğini iddia ettiğine göre dinlenen tanık beyanı da gözönünde bulundurulduğunda davalı işyerinde 2012 yılına kadar yapılan satışa göre prim uygulamasının bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davacının asgari ücret + satışa dayalı prim sistemi ile çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Davacının tespit edilen aylık çıplak ücretine yemek ve yol yardımı ile devamlılık arzeden satışa dayalı primlerin eklenmesi doğru olmuştur. Davacı 6 vardiya halinde günde 11 saat çalıştığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma yaptığını ve yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, bunlar karşılığında ücret ödenmediğini iddia etmiştir. Davacının 2 tam yıl çalışması karşılığında hakettiği yıllık izin süresi 28 gün olup davalı tarafça ibraz edilen imzalı yıllık izin kullanım belgelerinden 14 gün yıllık izin kullandığı ve bakiye süre için Kasım/2015 bordrosu ile bankaya yıllık izin ücreti ödemesi yapıldığı görülmekle davacının yıllık izin ücreti talebinin reddi isabetlidir. Taraflarca dosyaya işyeri çalışma düzen ve koşullarını gösterir imzalı puantaj kaydı ya da eş değer belge sunulmamıştır....
-K A R A R- Davacı vekili, arsa sahibi müvekkili ile yüklenici davalı arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmeye göre davalının edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, eksik işler bulunduğunu, bağımsız bölümleri müvekkiline geç teslim ettiğini ileri sürerek, eksik işlerin giderilerek iskan ruhsatı alınması için davalının hissesine düşen 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin satışından elde edilecek para ile giderilmesi için satışa izin verilmesine ve 1.000,00 TL gecikme tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının müvekkili hissesine düşen bağımsız bölümlerin satış yetkisinin verilmemesinden dolayı müvekkilinin nakit bulamadığını, bu nedenle de inşaatı tamamlayamadığını, davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/163 Esas sayılı dosyası ile 20.06.2012 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açtığı, anılan davada 22.06.2012 tarihli tensip ara kararı ile taşınmaza ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, 14.08.2012 tarihli müzekkere ile ise, Tapu Müdürlüğü’ne paydaşlar arası satış ve devir işlemine izin verilmek üzere ihtiyati tedbirin kaldırılmasına izin verildiği, .../... payın davalı ... adına kayıtlı iken ... tarih ve ... yevmiye nolu satış işlemi ile; .../... payın elbirliği halinde davalılar ..., ..., ..., ... adlarına kayıtlı iken ... tarih ... yevmiye nolu satış işlemi ile taşınmazda paydaş olmayan davalı ...’e devredildiği anlaşılmaktadır....
Davada gecikmeden doğan kira kaybı, davacıya ait bağımsız bölümlerin eksik ve kusurlu işlerinin giderim bedeliyle birlikte binanın tümüyle ilgili eksik işlerin ve giderim bedellerinin tespiti ile yüklenici namına ifası için izin ve yetki verilmesi, nama ifa giderlerinin karşılanması için yükleniciye ait bağımsız bölümlerin satışına izin verilmesi de talep edilmiştir....
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davaya konu 638 ada 10 nolu parselin 19.02.2010 tarihinde satışa istinaden davacı adına, komşu 9 nolu parselin ise 04.03.1992 tarihinde satışa istinaden davalı adına kayıtlı olduğu, davalının 9 nolu parseli üzerindeki dükkanının yapı ruhsatının 28.06.2005 tarihli, yapı kullanma izin belgesinin onay tarihinin 12.10.2006 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada, çekişmeli yer ile tarafların ellerinde bulunan kısımların sınırları alınacak ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır....
olduğunu tespit ettiklerini belirterek ilettiği ------içeriklerin yayından kaldırılmasını talep ettiğini, akabinde davalının basiretli bir tacir olarak, tebliğ alınan ihtarnameye istinaden davacının iletmiş olduğu linklerde yer alan ürünlerin satıcıları olan -------iletişime geçmiş ve satıcılardan sattıkları ürünleri nasıl tedarik ettiklerini ve ürünlere ilişkin stoklarını gösterir bilgi ve belge talep ettiğini, bu iki satıcının herhangi bir belge sunmaması üzerine bu satıcıların---- satışa kapattığını ve davacı şirketi bu hususta ----- davacıyı bilgilendirmiş olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirket ile----- yoluyla iletişime geçerek tespit ettikleri sahte------markalı ürünleri satan satıcıları bildirdiğini ve müvekkili şirketin gerekli önlemleri alarak söz konusu ürünleri satışa kapatmış olduğunu, davalının ayrıca sahte-------markalı ürünlerin satışının önüne geçebilmek adına ----- edildiğine ilişkin belge sunması koşuluyla----- satışına izin vereceği bir sistem de oluşturduğunu,...
İnceleme konusu karar, vesayetten kaynaklanan satışa izin talebine ilişkin olup, yukarıda sözü edilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin görevi içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 6644 sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....