WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 127. maddesi gereğince, taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu durumda mahkemece, borçluya gönderilen satış ilanı tebligat mazbatasındaki imzanın, borçluya ait olup olmadığının uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenerek, imzanın borçluya ait olmadığı tespit edilir ise, ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verileceği, imzanın borçluya ait olması durumunda ise istemin süre aşımından reddi gerekeceği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

    O halde, İlk Derece Mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi yönünde hüküm tesis edilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 01.6.2022 tarih ve 2022/585 E. - 2022/997 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, ... 2....

      Bu nedenle mahkemenin davacının mesaisini kendisi belirlediği ve ayrıca prim aldığı gerekçesiyle fazla mesai talebinin reddi isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş haftalık 45 saatlik çalışma esası dikkate alınarak ve ara dinlenme süresi de düşülerek davacının 45 saati aşan fazla mesaisinin sadece zamlı kısmı hüküm altına almaktan ibarettir. Alacağın yazılı gerekçe ile reddi bozmayı gerekmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 23/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLER : Takbis tapu kaydı, Daire satış sözleşmesi, Satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, İhtarnameler, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, daire satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın değerinin tahsili, geç teslimden kaynaklanan kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili İDM'nin 30/07/2021 tarihli davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....

        Kaldı ki, satış masraflarına satış ve paylaştırma giderlerinin de ilavesi gerekir. İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gibi, mahkemece de re’sen gözetilmelidir. O halde, İlk Derece Mahkemesince; şikayetin kısmen kabulü ile 29-36-42-27-34-39-38-26-13-20-8-6-3-17-23-31-22-10-11-15-45-16-4-1 numaralı bağımsız bölümlere ilişkin ihalelerin feshine karar verilmesi gerekirken, anılan taşınmazlarla ilgili istemin de reddi yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsizdir....

          İcra emri borçluya 14.10.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, alacaklı vekili 24.04.2012 tarihli dilekçe ile İcra Müdürlüğü'ne başvurarak ipoteğe konu taşınmazın satışını istemiş, 03.05.2012 tarihinde satış masraflarını yatırması üzerine, birinci satışın 29.06.2012 ve ikinci satışın 09.07.2012 tarihlerinde yapılmasına karar verilmiştir. Taşınmazın ihaleye çıkarılıp, satışın yapılamaması nedeniyle satışın düşmesi tarihinden itibaren yeniden başlayacak 2 yıllık süre içerisinde alacaklı vekili tarafından 23.11.2012'de yeniden satış talebinde bulunulacağı belirtilerek, ipotekli taşınmazın kıymet takdirinin yapılması istenildiğinden icra müdürlüğünce aynı tarihli “…ipotek verene icra emrinin 14.10.2010 tarihinde tebliğ edildiği, ama iki yıl içinde ipotekli taşınmazın satışının gerçekleşmediği görülmekle alacaklı vekilinin kıymet takdir talebinin reddi ile takibin düşürülmesine” kararının doğru olmadığının kabulü gerekir....

            Bu nedenle cebri icra satışının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin İDM ara kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1- İstanbul Anadolu 6....

            Bozma ilamı sonrasında; asıl ve birleşen davaların yapılan duruşmaları sonunda mahkemece; satış vaadi sözleşmesine konu payın arazinin büyüklüğü itibariyle belirlenen tarımsal niteliğine göre satışı mümkün olmadığından davacının tapu iptal tescil talebinin reddi gerektiği, öte yandan davalı ... ile bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından, davalı ...'...

              Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/8 Esas 2019/1265 Karar sayılı dosyası ile yapılan izale-i şuyu satışından elde edilen satış bedelinin üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 29/09/2021 tarihli ara kararı ile; "İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE" yönelik karar tesis edilmiştir. Karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir....

                Davalı vekili, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu Maddesi hükmüne göre Ticari İşletme Rehni alacaklısı olabilme hakkının tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi müesseselerine verilmiş olmakla birlikte kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz müesseselere de bu hakkın tanındığını, ancak kredili satış yapan müesseselerin rehin hakkının münhasıran vadeli satış yapmış olduğu mallar üzerinde mümkün olabileceğini, buna göre davacı.... kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz müessese kabul edilse bile rehinli menkul malların kendisi tarafından rehin borçlusuna vadeli satışının yapılmış olmasının kanuni şart olduğunu, aksi durumda sözleşmenin geçerli olamayacağını savunarak davanın reddi ile karşı taraf aleyhine %40 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık 3. kişinin İİK'nun 96 vd. maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu