Somut olaya gelince, davacı geçerli satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tescil talebinde bulunmaktadır. Satış bedelinin bir kısmı ileri tarihli bir vadeye bağlanmış olup davacı kendisine süre verilip tevdi mahalli bildirildiğinde kalan miktarı ödemeye hazır olduğunu bildirdiğinden davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ilk derece mahkemesince davanın reddi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 16.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Şu durumda satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılması gerekir. Satış avansının yatırıldığı tarihte istem geçerli olacağından, satış talebi satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Somut olayda, satışa konu gayrimenkullere 03.08.2012 tarihinde haciz şerhi konulduğu görülmektedir. Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun değişiklik öncesi 106. maddesine göre gayrimenkullerde satış isteme süresi 2 yıldır. Alacaklının 03.01.2014 tarihindeki satış talebi bir miktar da olsa avans yatırılmadığından geçerli sayılamayacağı, satış talebinin buna ilişkin avansın yatırıldığı 25.12.2014 tarihinde yapılmış sayılacağından; 03.08.2012 tarihinde konulan haciz, İİK'nun 110. maddesi gereğince düşmüş olduğundan mahkemece, geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi isabetsizdir....
Mahkemece;"Davacının ihalenin feshi talebinin reddi ile, Yozgat İcra Müdürlüğünün 2018/22473 esas sayılı takip dosyasında 13/04/2021 tarihli ihalenin bedeli olan 296.100,00- TL'nin % 10' u oranında para cezasına mahkum edilmesine," şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Şti. ve ihale alıcısı ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Taşınmaz hissedarları şikayetçilerin Sulh Hukuk Mahkemesine başvurularında 'taşınmaz mülkiyeti üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesi' kararına dayalı olarak satış memurluğu'nca gerçekleştirilen ihalenin feshini talep ettikleri mahkemece; şikayetçi ...'ın ihalenin feshi isteminin reddi ile bu şikayetçi aleyhine ihale bedelinin % 10'u oranında para cezasına hükmedildiği, diğer şikayetçiler ...,... ve ...'ın şikayetlerinin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir....
edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümü yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla, yukarıda...
Olayımızda şikayet olunan alacaklı tarafından kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının yönetmeliğin 61. maddesinde belirlendiği şekilde para olarak yatırıldığı, satış talebi üzerine icra memuru tarafından ''satış şartları oluşmadığından satış talebinin şimdilik reddine'' karar verildiği sabittir. Sayın çoğunluk icra müdürünün ret kararının şikayet yolu ile icra hakimi huzuruna getirilmemesi nedeniyle satış isteminin geçersiz olduğunu, bu nedenlede haczin düştüğünü kabul etmektedir. İİK'nın 106. maddesi ile alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak alacaklı tarafından satış talebinde bulunulmuş avans da yatırılmıştır. Satış talebinin ret gerekçesi henüz satış şartlarının gerçekleşmemesidir. Bu karar ret olarak tezahür etmiş bir tesbittir. İcra müdürü tarafından verilen ret kararı, hakkın özüne zarar verecek nitelikte yorumlanarak, şikayet olunanın haczinin düşmesine neden olarak gösterilemez....
İlk derece mahkemesince; vekilin hesap verme yükümlülüğünü ihlal ettiği ve ödeme yaptığı iddiasını ispat edemediğinden maddi tazminat talebinin kısmen kabulü, şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle; Davanın kısmen kabulü - kısmen reddi ile; 175.725TL'nin akit tarihi olan 10/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, " şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında vekalet ilişkisi kurulduğunda davacı T1 150.000,00 TL ödeme yaptığını, açılan davanın haksız kazanç elde etme amacı sağladığını savunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
satışın durdurulması talebinin reddi kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Açıklanan nedenler karşısında; şikayete konu sıra cetvelinde 1. sırada yer alan ....ı dosyasında alacaklı olduğunu iddia eden tarafça 09.01.2008 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ancak talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi, şikayet üzerine İcra Hakimliği'nce ret kararının kaldırılmaması sonucunda geçerli bir satış talebinin varlığından sözedilemeyeceğinden ve süresinde geçerli bir satış talebi de olmadığından davanın reddine dair mahkeme ilamının bozulması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne açıklanan nedenlerle katılamıyorum....
Davacı dilekçesinde paylaştırma, satış ve diğer giderlerin sıra cetvelinde dikkate alınmadığını ileri sürdüğüne göre, bunlar hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm oluşturulmaması doğru değildir. 2- Her ne kadar davalı yanca 09.04.2002 tarihinde satış isteminde bulunulmuşsa da, aynı tarihli icra müdürlüğü kararında bu talebin reddine karar verilmiş olup, anılan karar İcra Mahkemesi'nce kaldırılmadığından (İİK.m.16) geçerli bir satış talebinin bulunduğundan söz edilemez. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda 1 ve 2 sayılı bentlerde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.2 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....