Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçluların, sair iddialarının yanısıra yasal süresinde satış istenmediğinden İİK'nun 150/e maddesi gereğince takibin düştüğü ve borçlu şirkete yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu iddiaları ile 17.05.2018 tarihli taşınmaz ihalelerinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, ilk derece mahkemesince borçlu şirket yetkilisinin 11.05.2018 tarihinde takip dosyasından fotokopi aldığı, bu tarihte ihaleden haberdar olduğu ve satış talebinin süresinde olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlular tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması...
Somut olayda; davacı adına kayıtlı taşınmazın ve aracın satış işlemlerinin iptali yönünde açılan iş bu dava devam ederken Kurumca satış işlemlerinin yapılması halinde, iş bu dava kapsamında davalı Kurum’un haksız çıkması halinde davacı ve satış alacaklısı açısından telafisi güç zararlar doğuracağı, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu olan satış işlemlerinin durdurulması yönünde olduğu ve 6100 sayılı HMK 389. madde kapsamına uygun olduğu, bu bağlamda davalı kurumca yapılan itirazın yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmış ve talebin reddi yönünde aşağıdaki şekilde karar verilmiştir;" gerekçesi ile; “Davalı Kurum vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki talebinin REDDİNE ” karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde; somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek şartların oluşmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. İİK'nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün, ne kadar sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle, icra müdürlüğünce, satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 21/11/2018 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 21/11/2018 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu 21/11/2018 tarihi itibariyle İİK'nun 106....
İİK'nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134. maddesi bu yasal düzenlemelere göre değerlendirildiğinde; İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra yapılması halinde kanunda belirtilen, satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi ve talebin reddi halinde ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edileceği tartışmasızdır. O halde, ilk derece mahkemesince şikayetçi - 3. kişinin isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine hükmedilmesi yerinde ise de; ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmemesi doğru bulunmamış olup, İlk Derece Mahkemesi kararının para cezasına hasren bozulması gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış talebinin süresi içinde olmadığını, satış talep edilmesinin satış isteme süresini durdurmadığını, yasa gereği takibin düştüğünü, müvekkillere yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu, tüm ilgililere tebligat yapılması gerekirken eksik tebligat çıkarıldığını, KDV oranının yanlış gösterildiğini, mükellefliyetler listesinin hazırlanmadığını, satış ilanını bir ay öncesi yapılması gerektiği halde kısa süre önce yapıldığını, geçerli bir satış talebi olmadan ihale yapıldığını, ihalenin belirtilen saatten önce başlayıp, belirtilen saatten önce bitirildiğini, 3 defa bağırılmadan ihale yapıldığını, ihalede tellal bulunmadığını, ihale ilanının içeriğinin çelişkili olduğunu, ihalenin feshi gerektiğini, mahkemenin kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
doğru bulunduğundan temyiz isteminin reddi gerekmiştir....
Bu yasal düzenlemeler ve lehe değişiklik dikkate alınarak ihalenin feshi talebinin esastan reddi nedeni ile şikayetçi aleyhine hükmedilen para cezasının oranı değerlendirildiğinde; 7343 sayılı Yasa'nın 33. maddesi ile İcra ve İflas Kanunu'na eklenin Geçici 18....
Somut olayda, icra emri borçluya 02/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, alacaklı vekili tarafından taşınmazın satışı ilk olarak 13/07/2021 tarihinde istenilmiş, süresi içinde satış avansı yatırılmamıştır. Alacaklı vekilince İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesi'nin 2021/284 Talimat sayılı dosyasına 17/03/2021 tarihinde yatırılan 1.200,00 TL paranın satış avansı olduğu iddia edilmiş ise de; 17/03/2021 tarihinde yatırılan 1.200,00 TL avansın açıklama kısmında "Masraf Avansı Tahsilatı" yazılı olduğu görülmektedir. Yatırılan bu tutarın satış avansı olarak değerlendirilemeyeceği aşikardır. Davacı alacaklı tarafça, icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık yasal süre içerisinde satış avansı olarak yatırılmış başka bir tutar da mevcut değildir. Hal böyle olunca da, yasal süre içerisinde usulüne uygun şekilde satış talebinde bulunulduğundan bahsedilemez. Bu kapsamda, icra memurunca, alacaklı vekilinin talebinin reddi hukuka uygundur....
Kişilere satış ve devrinin engellenmesi açısından HMK 389....
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 27/09/2012 tarihli ve 28424 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12/09/2012 tarihli ve 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanununun 3.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan "Dağıtım ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar" kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir. Yukarıdaki karar çerçevesinde; ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ile ... Elektrik Parekende Satış A.Ş'nin faaliyetlerini 01/01/2013 tarihinden beri ayrı tüzel kişilikler altında yürüttüğü anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı ......