"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 08/10/2012 gününde verilen dilekçe ile tespit, saldırının önlenmesi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyatı tedbir talebinin görev yönünden reddine dair verilen 11/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
Dolayısıyla, belirleyici olan maruz kalınan saldırının kişiyi içine düşürdüğü psikolojik durumdur. Zira kişi sırf maruz kaldığı saldırının etkisiyle, "heyecan, korku veya telaşa" kapılarak meşru müdafaada sınırlarını aştığında bu maddeden yararlanabilecek, buna karşılık saldırının etkisinin yanında, saldırıdan kaynaklanmış olsa bile, öfke gibi nedenlerle sınır aşıldığında ise aynı korumadan faydalanılması söz konusu olmayacaktır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 05.10.2010 gün ve 175-182 ile 31.03.2009 gün ve 201-81 sayılı kararlarda da aynı hususlara vurgu yapılmıştır. Sanığın maruz kaldığı saldırının etkisiyle içine düştüğü psikolojik hal nedeniyle heyecanlanması, paniğe kapılması ve hatta korkması, bunun sonucunda da meşru savunma sınırını aşması hayatın olağan akışında beklenebilecek bir durum olup, somut olayda TCK’nin 27. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma şartları gerçekleşmiştir....
Davacı, internet sitelerindeki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek, tedbir yoluyla yayınların içerikten kaldırılmasını istemiştir. Davalılar, haksız ve yersiz açılan tedbir istemli davanın reddini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, içeriğin yayından kaldırılması hususunda Sulh Ceza Mahkemesi görevli olduğundan bahisle bu hususta karar verilmemiş, ancak genel hükümler uyarınca internet üzerinden yapılan yayınların önlenmesine karar verilmiştir....
Tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı belirlenirken, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir. Toplanan delillerden; boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının ağır kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, ayrı yaşam süresince de tedbir nafakası ihtiyacının olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi, hükmedilen nafaka miktarı da uygundur. Ancak, kadın yararına yoksulluk nafakasının koşulları oluştuğu halde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek, yoksulluk nafakası takdir edilmemiş olması doğru olmamıştır. Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2). (1)Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin itibar ve saygınlığına saldırıda bulunduğunu ve kamuoyunun yanıltıldığını, bu içeriğin durdurulması gerektiğini, söz konusu saldırıya ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, saldırının tespit edilerek durdurulmasını talep etmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın açtığı davanın hukuki dayanaktan yoksun ve gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin kurulmasından itibaren kusurlu tavır ve davranış sergileyen davacının olduğunu, davacının müvekkilini aşağıladığını, küçük gördüğünü, bu nedenler ile davanın reddine, boşanmaya karar verildiği takdirde müşterek çocukların velayeti ile müşterek çocuklar için ayrı ayrı 350,00 şer TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkil için 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK 58.maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Maddi ve manevi tazminatın miktarı; tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) dikkate alınmak suretiyle belirlenir. Boşanmaya sebep olan olaylarda, davalı kadının ağır kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden kadının menfaatlerinin zedelendiği ve kişilik haklarının zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminatın (TMK md.174/1,2) koşulları oluşmuştur. Bu sebeple, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, mevcut ve beklenen menfaatlerinde meydana gelen zararın kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ve yoğunluğu, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, hakkaniyet ilkesi ve paranın alım gücü nazara alınmak suretiyle davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir....
İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yararına hükmedilen tedbir nafakasının ve manevî tazminatın miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ...ve diğerleri aleyhine 09/12/2011 gününde verilen dilekçe ile soyadına yapılan haksız saldırının hukuka aykırılığının tespiti, soyadının kullanılmasının engellenmesi ve kararın yayınlanmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/09/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, soyadına yapılan haksız saldırının...