Hukuk Muhakemeleri Kanunun 440 maddesi gereğince; temyiz itirazlarının cevapsız bırakılmış olması, Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması, Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması karar düzeltme sebepleridir. Mahkemece, 14.10.2015 tarihinde esas hakkında bir karar verilmiş, karardan sonra 13.11.2015, 07.12.2015 tarihlerinde iki kez tashih şerhi yazılmıştır, Mahkeme kararı, her iki tashih şerhi ile birlikte temyiz eden davacı ... vekili Avukat ...'e 23.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu karar 06.01.2016 tarihinde davacı vekilleri Avukat ... ve Avukat ... tarafından temyiz edilmiştir, Temyiz dilekçesinde, tashih kararları temyiz itirazı olarak gösterilmemiştir. Dairemizin 24.01.2017 tarihli kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır....
Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle - karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması. 4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması,” şeklinde düzenlenmiştir. 6....
un eli ürünü olup olmadığının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, verilen 28.06.2021 tarihli bilirkişi raporu ile bu imzanın şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir. Davaya konu 10.04.2019 tarihli, 50.000,00 TL tutarlı ... nolu çekin keşidecisi asıl davanın (Menfi Tespit) davacısı ... Ltd., lehdarının ve 1. Cirantasının asıl (Menfi Tespit) ve birleşen (Çek İstirdat) davaların davacısı .. A.Ş., 2.Cirantanın ... A.Ş., 3.Cirantanın ...A.Ş., 4.Cirantanın ... 5.Cirantanın ...A.Ş., 6.Cirantanın...Ltd., 7.Cirantanın davalı faktoring şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelince: Asıl ve birleşen davaya konu çekte lehdar "... Tic. A.Ş." adına atılmış 1.ciro imzasının şirket yetkilileri ... ve ...'un eli ürünü olup olmadığının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, verilen 28.06.2021 tarihli bilirkişi raporu ile bu imzanın şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir....
un eli ürünü olup olmadığının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, verilen 28.06.2021 tarihli bilirkişi raporu ile bu imzanın şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir. Davaya konu 10.04.2019 tarihli, 50.000,00 TL tutarlı ... nolu çekin keşidecisi asıl davanın (Menfi Tespit) davacısı ... Ltd., lehdarının ve 1. Cirantasının asıl (Menfi Tespit) ve birleşen (Çek İstirdat) davaların davacısı .. A.Ş., 2.Cirantanın ... A.Ş., 3.Cirantanın ...A.Ş., 4.Cirantanın ... 5.Cirantanın ...A.Ş., 6.Cirantanın...Ltd., 7.Cirantanın davalı faktoring şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelince: Asıl ve birleşen davaya konu çekte lehdar "... Tic. A.Ş." adına atılmış 1.ciro imzasının şirket yetkilileri ... ve ...'un eli ürünü olup olmadığının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, verilen 28.06.2021 tarihli bilirkişi raporu ile bu imzanın şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir....
Bu halde borçlunun menfi tespit davası açmaya zorlanması ve yüksek miktarları bulan harç ödemesi söz konusu olmadan takibi durdurma imkanına kavuşacaktır.Kaldı ki borçlu menfi tespit davası açsa bile hakkında icra takibi yapılmasından sonra sahteliğin farkına vardığından takipten sonra açılan menfi tespit davası ile icra takibinin durdurulmasına karar da verilemez. HMK’nın 209/1 madde hükmünün ESAS NO : 2023/8615 icra takiplerinde uygulama alanı olmadığı konusunda yerleşik Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin kararları olup, menfi tespit davasının açılması ile birlikte icra takibi durdurulamaz. Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları için gerektiğinde yeniden icra mahkemesinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre icra takibinin durdurulmasına veya iptaline karar verilmesi görüşündeyim....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/658 Esas KARAR NO : 2024/560 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/12/2022 KARAR TARİHİ : 29/05/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2024 DAVA: Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kredi başvurusunda bulunduğunda kendisine ödenmemiş senetleri olduğunun bildirildiğini, senetlerden haberinin olmadığını, kendisine bildirim yapılmadığını, müvekkili tarafından düzenlenmiş senet bulunmadığını, imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek sahteliğin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...... Kağıtçılık vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın muarazanın meni olarak açılmış olup kambiyo senetleri hakkında bu davanın açılamayacağını, müvekkilinin dava konusu bonolara ticari ilişkiler sonucunda hamil olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Temyiz Sebepleri 1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, sicilin tutulmasına ilişkin bir kusurun olmadığını, nüfus cüzdanının iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması, sonra illiyet bağının tespiti gerektiğini, Adli Tıpdan rapor alınması gerektiğini, illiyet bağınının üçüncü kişilerin eylemi ile kesildiğini, tazminat bedelinin fahiş olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; iyiniyetli olduğunu, dava tazminat davasına dönüştüğünden bunun araştırılması gerektiğini, alış-satış fiyatı arasındaki fark kadar zenginleştiğini, Hazinenin ağır kusuru bulunduğunu, kimlik bilgilerinin karşılaştırılması halinde sahteliğin hemen ortaya çıkacağını, kimlik değişikliği olduğu varsayımı ile seri numaralarının değiştiği kabul edilse dahi aile sıra numarasının değişmesinin mümkün olmadığını, davacının taşınmazı 06.06.2005 tarihinde iktisap ettiğini, kimlik fotokopisinde 21.03.2003 veriliş...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının satın almış olduğu taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshi, krediden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi şöyledir; ''I.Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1 – (Değişik: 16.7.1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması. 4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması'' b. Yargıtay (kapatılan) 13....
Davalı ... vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin protokolde taraf olmadığını, kaldı ki kooperatif üyeliğinde bir sahteliğin bulunmadığını, aksine dair bir yargı kararının da olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, davacı şirket ile davalı ... arasında imzalanan 02.08.2004 tarihli protokolle davacı şirkete ait 16 adet makinenin davalılardan ...'...
Kaldı ki borçlu menfi tespit davası açsa bile bu sahteliğin farkına hakkında icra takibi yapılmasından sonra vardığından takipten sonra açılan menfi tespit davası ile icra takibinin durdurulmasına karar da verilemez. HMK’nın 209/1 madde hükmünün icra takiplerinde uygulama alanı olmadığı konusunda yerleşik Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin kararları olup, menfi tespit davasının açılması ile birlikte icra takibi durdurulamaz.Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları icra mahkemesinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre icra takibinin durdulmasına veya iptaline karar verilmesi gerekir....