İlk derece mahkemesinin hükümde; davacı ... yönünden borçlu olmadığının tespiti kararı ile birlikte davanın reddi kararı vermesi çelişki oluşturduğu gibi, davada taraf olmayan ... şirketi hakkında hüküm kurulması kamu düzenine aykırıdır.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
Bu durumda davalı vekilinin rapora karşı itirazları da dikkate alınarak; mukayeseye esas evrakların asıllarının celbi sureti ile dava konusu bonodaki diğer 4 adet imzanın davacı Kenan Şahinler ve Orka şirketinin temsilcilerine ait olup olmadığının tespiti, ayrıca davacı T1, Orka şirketinin yetkili temsilcilerinden olup bononun en sağındaki imzayı kabul ettiğinden senetteki Orka şirketi adına atılan imza ile en sağdaki imzanın aynı el ürünü olup olmadığının tespiti hususunda denetime elverişli rapor alınarak iddia ve savunmanın değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesinin hükümde; davacı T1 yönünden borçlu olmadığının tespiti kararı ile birlikte davanın reddi kararı vermesi çelişki oluşturduğu gibi, davada taraf olmayan Yeltek şirketi hakkında hüküm kurulması kamu düzenine aykırıdır....
Öte yandan; davalının “ resmi belgede sahtecilik” suçundan sanık olarak yargılandığı ceza davasında, “...kupürlerdeki sahteliğin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğine dair bir iddianın bulunmadığı, kupürlerdeki sahteliğin bilinerek fatura edildiğine dair iddianın bizzat ilaç firmalarından alınan yazı cevapları ile soyut kaldığı, sahteciliğin anlaşılamayacağının tespit edildiği...” gerekçesiyle, davacının delil yetersizliğinden beraatine; temyiz aşamasında ise davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava: Davacının marka tescillinden doğan haklarına tecavüzün tespiti, durdurulması, giderilmesi, tecavüze konu eşyaların sahteliğin tespiti, tecavüze konu eşyaya el konulması ve dava sonunda imhası, 1.000 TL manevi tazminat ile hükmün ilanına ilişkindir. Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar. Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK'nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir. Madde 7 - (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları) "(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. (2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir....
İmzada sahtelikte olduğu gibi senet metnindeki (yazıda) sahteliğin ispati ancak bilirkişi raporu ile mümkün olabilir. Bilirkişi raporu ile imza borçluya ait olsa bile bononun sahte olarak oluşturulduğu, başka amaçlarla atılan imzanın senet haline getirildiği tespit edilir ise, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermeyeceği ve dolayısı ile bono niteliğinde sayılamayacağından İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Bu halde alacağın tahsili yargılamaya muhtaç hale gelmiş olup, genel hükümlere göre dava açmak ve alacağın varlığı ile miktarının kanıtlayıp hüküm altına aldırmak yükümlülüğü ispat yükü kendisinde olan alacaklıya aittir. Yargıtay HGK'nun 27.6.2001 tarih ve 2001/12-545, 2001/548 sayılı kararı ile 12 H.D.'nin 12.5.2009 tarih ve 2009/2863 E.-2009/10455 K.; 12 H.D. 28.10.2009 tarih ve 2009/12213 E.-2009/20964 K. sayılı kararları da aynı yöndedir....
Noterliğinin, kendisine ibraz edilen belgelere göre işlem yaptığını, işlem yaparken ibraz edilen nüfus cüzdanına göre işlem yaptığını, nüfus cüzdanında herhangi bir sahteliğin görülmedğini, söz konusu olayda noterin gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini, noter çalışanının KPS sisteminden şahsın bilgilerinin kontrol ettiğini dolayısıyla Eyüp 2. Noteri M.. V..'ın da tazminattan sorumlu tutulamayacağını bildirmiştir. Mahkemeye sunulan 31.08.2012 havale tarihli ikinci bilirkişi raporunda, bilirkişiler; Eyüp 2....
Dosyada mevcut ERZ-14-01334 sayılı ekspertiz raporunda, tetkik konusu sürücü belgesinin orijinal olmayıp, külliyen sahte olarak oluşturulduğu, sahteliğin ilk bakışta ve kolaylıkla dikkat çekmeyeceğinden aldatma kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir. 4. Mahkemece, suça konu sürücü belgesi duruşmada incelenerek özellikleri tutanağa geçirilmiş, belgenin üzerinde soğuk mührün bulunduğu ve yapılan sahteciliğin ilk bakışta ve kolaylıkla anlaşılamadığı gözlemlenmiştir. IV. GEREKÇE 1. Sanığın belgenin aldatma kabiliyetinin bulunmadığına ilişkin temyiz isteği yönünden; olay ve olgular bölümünde belirtildiği üzere gerek ekspertiz raporunun içeriği gerekse suça konu belge üzerinde mahkemenin yapmış olduğu gözlem dikkate alındığında, belgenin yasal unsurları taşıdığı ve yapılan sahteciliğin aldatıcılık niteliğinin bulunduğu hususunda tereddüt bulunmadığından sanık hakkında kurulan hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır. 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar T1, T2 T3 T4 ve T5 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığını, delillerin takdirinde ve kanun hükümlerinin uygulanmasında hataya düşülerek karar verildiğini, mahkemeye sunulan vasiyet niteliğindeki imzanın murise ait olduğunun sabit olduğunu, sahteliğin sadece ileri sürülmüş buna ilişkin belge ve delil ibraz edilemediğini, ayrıca mahkemeye sunulan her iki senedinde murisin gerçek iradesini yansıttığını, murisin önce taşınmazlarını iki çocuğuna hibe ettiğini akabinde, müvekkillerinin murisine vasiyet etmek istediği anlaşılmasına karşın mahkemece senedin gerçeği yansıtmadığına kanaat getirildiğini, sunulan belgenin vasiyet niteliğinde olup, vasiyet yapılması durumunda taşınmazların teslimi gerekmeyip murisin vasiyet iradesi ile taşınmazlar üzerindeki tüm haklarını Hüseyin Öztürk'e bıraktığının anlaşıldığını, keşifte beyanı alınan bir kısım tanık ve bilirkişilerin sunulan belge hakkında...
İlk derece mahkemesince, sahte reçetelerin hastaların muayene edilmeden hastane yönetiminin ihmali sonucunda kaşelenip mühürlendiği ve resmiyet kazandığı, hastane yönetiminin reçetelerin onaylanması sırasında gerekli özeni göstermediği, zira hastanın muayene edilmesinden sonra anılan reçetelerin yazılması halinde zaten ortada bir sahteliğin olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile uğranılan zararun dava tarihinden itibren işeyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; tarafların istinaf başvurusu üzerine de bölge adliye mahkemesince davalı üniversite rektörlüğü ve dahili davalı ...’ün istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak uğranılan zararın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir....
ile olan sözleşmesi gereği uzun yıllardır faaliyetini sürdürdüğü, ancak Adana Sağlık Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin Başkanlığı’nın 26/02/2021 tarih ve E-19966705- 118.10.02- 21019142 sayılı yazısı ile hiçbir açıklamada bulunulmadan 33.117,98 TL nin tahsilinin talep edildiğini, yazıda açıkça tablo XVII nolu tabloda reçetelerin şeklen gerçek içerik olarak sahte olduğunu, hastalar adına hekimler ya da bilgi işlem görevlileri tarafından reçete düzenlendiği, aynı şekilde şeklen gerçek içerik olarak sahte raporlar olduğu ve reçetelerin çeşitli hekimler tarafından düzenlendiğinin belirtildiği, müvekkil hakkında ve eczanesi ile ilgili cezai ve hukuki hiçbir soruşturma bulunmadığı, SGK MEDULA sisteminde 01.11.2010 tarihinden itibaren e-rapor uygulaması ve son 2 yıldır e reçete uygulaması bulunduğu, bahsedilen 2010 ve 2011 yılı ilk dönem reçetelerinin düzenlendiği dönemde, eczacının sorumluluğu, öncelikle iğfal kabiliyeti yani çıplak gözle görülemeyen bir sahteliğin...