WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak bu sahteliğin banka yetkililerinin el ve işbirliğiyle yapıldığı kanıtlanmadıkça, bu sahtelikten lehine ipotek tesis edilen banka etkilenmez. Çünkü Türk Medeni Kanununun 194'üncü maddesinde rıza beyanının geçerliliği belirli bir şekle tabi tutulmamıştır. Rıza beyanı, işlemden önce, işlem sırasında veya işlemden sonra verilebileceği gibi, yazılı veya sözlü olarak da verilebilir. İşlemden önce taşınmazın tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmamış olduğuna göre, ipotek tesisine ilişkin işlemi yapan tapu sicil memurunun rızası gereken eşi huzuruna çağırması da beklenemez. Konut üzerinde hak sahibi olan eşin, ipotek tesisine eşinin rızasının bulunduğunu gösteren belgeyi banka yetkililerine vermiş olması yeterlidir. Bankanın, getirilen bu belgedeki imzanın rızası gereken eşe ait olup olmadığını araştırma veya alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesi halinde, diğer eşin rıza beyanını huzurda alma yükümlülüğü yoktur....

    e aktardığı anlaşılmakla,sanıkların eylemlerinin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğundan bahisle cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmış ise de; Dekont aslının dosya içerisine getirtilerek müştekiye ait kredi başvuru belgeleri ve sözleşme üzerindeki imzalarla, sahte mudi imzası taşıyan fişteki imzalar karşılaştırılıp aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, denetime imkan verecek şekilde tutanağa geçirilmesi, müşteki yerine sahte olarak atılan imzanın ilk bakışta basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylemin basit zimmet, sahteliğin basit bir inceleme ile anlaşılamayıp iğfal kabiliyetinin olması halinde ise nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı gözetilerek sonucuna göre uygulama yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre ise; Adli para cezasının tayini yönünden; 5411 sayılı Yasanın 160/2. maddesinde yer alan "hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından...

      Kayıtlı nüfus cüzdanının üzerinde sanığın fotoğrafının olduğu ancak kimlik bilgilerinin ise Süleyman Karataş adına göre düzenlendiği, nüfus cüzdanı üzerinde herhangi bir tahrifat ve silinti olmadığı, ilk bakışta sahteliğin fark edilemediği anlaşıldığını zapta geçirmiştir. 6. Mahkemece sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir. IV. GEREKÇE 1. Sanık hakkında kurulan hükümde, hukuka aykırılık bulunmamıştır. 2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir. V. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Büyükçekmece 3....

        İnşaat ve Yapı Malzemeleri adına düzenlenen yasal unsurları tam olan çek olduğu, birinci cironun ..., ikinci cironun ... olduğu, çekin hazırlanışı, baskı tekniği ve düzenlemesi dikkate alındığında sahteliğin ilk bakışta ve kolaylıkla anlaşılamadığı” şeklinde belirleme yaparak zapta geçirmiştir. 5. Davaya konu çek aslı Adli Emanetin 2014/9170 sırasına kaydedilmiştir. 6. Adli Grafoloji Uzmanı Dr. ... tarafından düzenlenen 23.01.2015 tarihli bilirkişi raporu dosya arasındadır. IV. GEREKÇE Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir....

          Müdürlüğünde yapılan resmi satış işlemi ile mülkiyetinin aktarıldığı iddiasıyla, satış işleminde kullanılan vekaletnamenin sahteliğin tespiti ve iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un ''Yazı veya imza inkârı'' kenar başlıklı 208 nci maddesinin dördüncü fıkrası, ''sahtelik incelemesi'' kenar başlıklı 211 nci maddesinin birinci fıkrasının b) bendi, ''sahte senedin iptali'' kenar başlıklı 212 nci maddesi. 3....

            Bu husus böylece değerlendirildiğinden bu defa sunulan belgenin iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Yargıtay uygulamasına göre; belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur....

            Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının herhangi bir alacak, tapu iptal ve tescil vb. elde edeceği sonuç ne ise açacağı o davada yapılacak inceleme neticesinde sahtelik hususunun irdelenebileceği, dolayısıyla sahteliğin tespiti kararında davacının bir hukuki yararı olmadığı, eda davasında incelenebilecek hususların tespit davasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, tespit istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır ve eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz koşulları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerdeki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulması bakımından, kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası güncel bir yarar var ise açılabilir....

              .; davaya konu satış işleminin Kadıköy 21 Noterliğinde noterlik başkatibi tarafından düzenlediğini, noterliğin bir kamu hizmeti olduğunu, yoğun çalışan bir işyerinde noterin veya çalışanların tüm özeni ve dikkati gösterdiği halde sahteliğin gerçekleştiğini, notere gelen kişilerin ibraz edilen belgelerin en uzman kişilerin bile zorlukla fark edeceği bir sahteliğe yol açması durumunda noterin sorumlu tutulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı Nigat Tugay; hiç bir şekilde belirtilen tarihte kimsenin aracını alıp satmadığını, belirtilen tarihlerde Siverek ilçesinde köyde olduğunu, İstanbul’da bulunmadığını, adına bir sözleşme ve vekaletnameden haberinin bulunmadığını, okur yazar olmadığını, imza atmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                ın bankaya verdiği 19/02/2007 tarihli dilekçesinde böyle bir işlem için imza atmadığını, mahkemedeki beyanında işlemin kendisi tarafından yapılmadığını, sanığın kendisinin bilgisi dışında işlemi gerçekleştirmiş olduğunu beyan ettiği, sanığın mahkemedeki savunmalarında ise; tediye fişinde sahtecilik yapmadığını, mudi yerine imza atmadığını veya başkasına attırmadığını beyan ettiği gözetilerek, bahsi geçen tediye fişi aslı ve mudiye ait bankada bulunan imza kartonları ile kurum-kuruluşlardaki suç tarihi ve öncesine ait samimi imzalar celbedilip mudinin huzurda da imzaları alınarak bu hususta grafolojik inceleme yaptırıldıktan ve sahte olarak atılan imzanın iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece belirlendikten sonra mudi yerine sahte olarak atılan imzanın ilk bakışta basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylemin basit zimmet, sahteliğin basit bir inceleme ile anlaşılamayıp iğfal kabiliyetinin olması halinde ise nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı gözetilerek sonucuna...

                  bilirkişi incelemesi sonucunda, karar defterinin 20/05/2013 tarihli 2014 nolu kararında davacı adına atılmış imza olmadığı, ... ticaret sicil dosyasında mevcut nüshanın yapılan incelemesinde ... ismi altında bu şahıs adına atılı bir imzanın mevcut olduğu, imzaların oluşturuluş yönünden diğer imza ve yazıların farklılık gösterdiği, yapısı itibariyle karbon zerrecilikten teşekkül özelliği gösterdiği, bu suretle ... adına ticaret sicil dosyasındaki genel kurul tutanağı nüshasındaki imzanın başka bir belgede ... adına atılı imzayı taşıyan belge ile arasına siyah karbonlu kağıt konulmak ve üzerinden hafif bir tazyik ile gidilmek suretiyle elde edilmiş olduğu, davalı şirketin dava konusu genel kurula çağrı yapıldığına dair belge sunmadığı, genel kurul toplantısının davacının ... dışında olduğu bir dönemde ve adına imza atıldığına yönelik kanı oluşturacak şekilde Ticaret Sicil Memurluğuna tescil ettirildiği anlaşılmakla, diğer katılanların çoğunluğu oluşturup oluşturmadığına bakılmaksızın sahteliğin...

                    UYAP Entegrasyonu