WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 22.12.2014 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik konusu nüfus cüzdanının tamamen sahte olduğu, sahteliğin ilk nazarda dikkati çekmeyeceğinden aldatma kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir. 3. Mahkemece duruşmada yapılan gözlemde; nüfus cüzdanındaki mührün nüfus cüzdanının ön ve arka yüzünde belirgin bir şekilde olduğu, soğuk mührün de nüfus cüzdanının üzerinde bulunan fotoğrafta bulunduğu ve nüfus cüzdanının genel yapısıyla uyumlu ve orijinal olduğu, aldatma kabiliyetinin bulunduğu tespit edilmiştir. 4. Sanık suçunu ikrar etmiştir. 5. Mahkemece sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği kabul edilerek sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuştur. IV. GEREKÇE 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....

    Hemen belirtmek gerekir ki, davacı kurumun suç duyurusu üzerine davalı hakkında ceza soruşturması yapıldığı, soruşturma sırasında alınan kriminal raporunda sahteliğin belirlenemediğinin bildirilmesi üzerine takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Ancak Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi (6098 sayılı TBK.nun 74.maddesi) uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değildir. Bu nedenle Somut uyuşmazlıkta ceza yargılaması yapılmamış olması davanın reddine karar vermek için yeterli değildir. Mahkemece taraf delilleri toplanmalı, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ceza soruşturması dosyası getirtilmeli ve ilaç kutuları ile kupürlerinin sahteliği alınacak bilirkişi raporu ile denetlenmeli, söz konusu ilaçların davalının eczanesine ne şekilde girdiği, faturalı olup olmadıkları araştırılmalı, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir....

      Bu durumda icra takbine konu bonodaki imza, eğer davacıya ait değilse, buna bağlı icra takibindeki borcu kabul beyanının, senetteki sahteliğin herkese karşı ileri sürülebileceği gözetildiğinde somut olayın özelliğine göre davacıyı bağlaması sonucuna gidilmesi hakkaniyete uygun değildir. Bu nedenle, öncelikle davaya konu bononun, Adli Tıp Kurumundan raporunun aldırılarak imza davacıya ait çıkmadığı takdirde yukarıdaki açıklama çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun farklı gerekçeye dayalı bozma görüşüne katılamıyorum....

        -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili kurumun abonesi olan davalının müracaatı üzerine abone grubunun 14.04.2000 tarihi itibariyle şantiye tarifesinden sanayi tarifesine geçildiğini, daha sonra yapılan inceleme üzerine davalının sanayi belgesinin sahte olduğunun anlaşıldığını, davalının tarife değişikliği yaptığı dönemden, sahteliğin tespit edildiği döneme kadar geçen sürede kullandığı enerji bedellerinin olması gereken tarife üzerinden hesaplama sonucu davalı adına çıkarılan ek tahakkukun ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin sanayi tarifesi için gerekli yasal şartları taşıdığını, sanayi tarifesinden yararlandığını, beş yıl sonra sahtecilik eyleminden haberdar olduklarını, bu eylemden müvekkili sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....

          İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çekin davacı adına düzenlendiği, hırsızlık sonucu çekin çalındığının iddia edildiği, çekin arkasındaki davacı cirosundaki imzanın davacı şirketin yetkilisinin eli ürünü olmadığı, imzanın sahte olduğu anlaşıldığından bu sahteliğin herkese karşı ileri sürülebileceği ancak dava konusu çekteki ciro silsilesinin düzgün olduğu, davalının iyi niyetli yetkili hamil olduğu ve davacının cirosunun sahte olmasının tek başına davalıyı ağır kusurlu veya kötü niyetli olarak göstermeyeceği, bu nedenle davacının çekin istirdatı isteminde bulunamayacağı, davalının TTK 792. maddesi kapsamında çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

            Suça konu ... belgesinin bütünüyle sahte oluşturulduğu, sahteliğin ilk bakışta ve kolaylıkla dikkat çekmeyecek nitelikte olması nedeniyle aldatma kabiliyetini haiz olduğu yönündeki 20.10.2014 tarih ve 2014/47 82 sayılı uzmanlık raporu dosyada mevcuttur. 4. Mahkemece suça konu belge üzerinde gözlem yapılarak özellikleri tutanağa geçirilmiştir. 5. Sanığın tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunduğu anlaşılmıştır. 6. Yargılama sonucunda, mahkeme sanığın atılı suçu işlediğini kabul ederek mahkûmiyet kararı vermiştir. IV. GEREKÇE 1....

              nın sahte oluşturduğu kimlik ile tapuda satış işlemi yaparak kendisine ait olmayan taşınmazı satmaktan ibaret eyleminde, sahte kimliği tapu işlemleri esnasında kullandığı, satış işleminden uzunca bir süre sonra sahteliğin ortaya çıkması nedeniyle sahte kimlik kartının aslına ulaşılamadığı, bu nedenle iğfal kabiliyeti yönünden inceleme yapılaması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, 5237 sayılı TCK'nın 3. ve 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler esas alınarak takdirin kullanılmasıyla alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, b- Sanık ...'...

                ın şirket müdürlüğünden azline ilişkin şartların oluştuğunun ispatlanamadığı, bozma ilamı sonrası alından bilirkişi raporlarında belirtilen eksikliklerle alakalı davayı aydınlatıcı bilgilerin dosyaya sunulmadığı, emsal kiralara ilişkin tespitin yapılamadığı, zamanaşımı sebebiyle ortadan kalkan ceza dosyası içerisindeki mevcut bilirkişi raporunda, bir kısım ortaklar kurulu kararında davacılardan ...’a ait imzaların sahte olduğunun belirtildiği ancak söz konusu sahteliğin davalı ... tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenemediği gerekçesiyle davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                  Mahkemece, ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlamayacağından, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığından ve belgelerdeki sahteliğin savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davalının şikayeti üzerine görülen ceza dosyasında davacı tarafından ibraz edilen ödeme belgelerindeki yazıların sonradan değiştirilmesi ve belgeler altındaki imzaların davalıya ait olmaması nedenleri ile özel belgede sahtecilik suçundan yargılamanın devam ettiği, dosyanın yargıtayda olup henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Borçlar Kanununun 53.maddesi (6098 sayılı BK.nun 74.maddesi) uyarınca hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlar. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir....

                    Bankası Kartal Şubesine gittiğinde çekteki sahteliğin ortaya çıktığı, her ne kadar sanık savunmasında bu çeki kendisine ... adlı bir tanıdığının verdiğini söylemiş ise de, gerçekte böyle bir kişinin var olduğunun kanıtlanamadığı, kaldı ki müştekiye kendisini Bilgehan olarak tanıttığı, nitekim keşideci imzasının sanığın elinden çıktığının bilirkişi raporu ile saptandığı, somut olayda suçta kullanılan sahte çekin, gerçek ve geçerli bir çekin tüm yasal unsurlarını ihtiva ettiği, aldatma yeteneğine sahip olduğu, böylece sanığın, bankanın maddi varlıklarından sayılan çeki sahte olarak düzenleyip kullanarak yüklenen suçları işlediği anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. 5237 Sayılı TCK'nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaati belli ise; TCK'nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az...

                      UYAP Entegrasyonu