Şti. kaşesi üzerindeki imzanın katılanlar ... ve ... eli ürünü olmadığının belirlendiği, suça konu çekin gerçek bir çek olması, sanıkların borçlarını kabul etmeleri ayrıca sanıkların ve katılanların sahip oldukları adı geçen şirketlerin ortaklık ve ticaret açısından iç içe ve iş birliği içerisinde olmaları, her ne kadar 2. cironun sahte olduğu iddia ve kabul edilmiş ise de, sahteliğin sanıklar tarafından yapıldığının kanıtlanmadığı, kaldı ki; karşılıksız kalan çekin tahsilinde asıl sorumluluğun keşideci, lehtar, 1.ciranta, 3.ciranta olarak sanıklarda bulunması, icra takibinin de 2. ciranta hakkında durdurulmuş olması karşısında mahkemece sanıklar hakkında beraat hükümleri kurulması gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2013 tarih ve 2010/359-2013/873 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirkete ait 21 adet muhtelif müşteri çekinin çalındığını, çek iptali davaları açılarak ödeme yasağı kararı alındığını ancak dava konusu çekte ödeme yasağının sehven farklı bir çek numarasına konulduğunu ve çekin banka tarafından ödendiğini, çek arkasındaki cirolardan sahteliğin anlaşıldığını, çek bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf yargılamaya katılmamıştır....
Muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ise de, bu sahteliğin kredi borçlusu ... ve banka yetkilisi tarafından ortaklaşa yapıldığına veya banka yetklisinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı bunun böyle olduğuna ilişkin bir delil getirmemiştir. Bu durumda banka iyi niyetlidir. Tapu kütüğünde konutun "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh de olmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince bankanın kazanımı korunmalıdır. Davanın reddi gerekir. Bu sebeple hükmün bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin keşideci olarak göründüğü bonodaki imza müvekkiline ait olmayıp, bonodan davalının ödememe protestosu çekmesiyle haberdar olunduğunu, imza incelemesiyle sahteliğin ortaya çıkacağını ileri sürerek, 300.000 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ve davalı hakkında%20'den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu bonoyu senet lehtarı Mehmet ...'den ciro yoluyla aldığını, iyiniyetli meşru hamil olan müvekkilinin bonodaki sahteliği bilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddi ile davacı hakkında %20'den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
olduğunu, suça konu küpürlerin sahte olduğunu bilmediğini, bilmesinin ve anlamasının da mümkün olmadığını, bahse konu reçetelerde yazılı tüm ilaçları hastalara verdiğini, Eczacılar Birliği'nin internette ... isimli bir sitesi olduğunu, tüm eczacıların bu siteye üye olduğunu, ihtiyaç duydukları bir kısım ilaçları bu sitede diğer eczanelerle anlaşma yaparak devir ve takas yapabildiklerini, bu şekilde ihtiyaç dışı olan ilaçları diğer eczanelerle takas ederek gerekli ilaçları alabildiklerini, küpürlerinin sahte olduğu iddia edilen ilaçların da bu şekilde takastan geldiğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin 24/03/2009 tarihli raporunda, inceleme konusu reçetelerde bulunan ilaç küpürlerinin gönderilen mukayeselerle aynı fiyat etiketli olmamakla birlikte, aralarında matbu özellikleri, mürekkep renk tonu, baskı kaliteleri bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu ilaç küpürlerinin sahte olarak basılmış olduklarının, söz konusu sahteliğin...
Noterliğinin 32317 yevmiye numaralı ve 11.11.2010 tarihli vekaletname ile vekil tayin edilen ... tarafından vekaletname ve nüfus cüzdanı ibraz edilerek çekildiğini, ödemeyi yapan gişe memurunun mevzuata uygun ödeme yaptığını, iddia edildiği gibi vekaletname ve nüfus cüzdanındaki sahteliğin anlaşılabilir nitelikte olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre davalı uhdesinde bulunan davacı emekli maaşının davacının kusuru olmadan davalı idare elemanının ihmali sonucu üçüncü kişilere ödendiği, davalının olayda kusur ve ihmalinin bulunduğu, kaldı ki kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği sorumlu tutulması gerektiği, bu itibarla üçüncü kişiye yapılan ödemeden sorumlu bulunduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun ... 25....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : 5237 sayılı TCK'nun 158/1-f-son, 62/1, 52/2, 53/1. maddeleri mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelerek gereği düşünüldü; Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede, Sanığın tamamen sahte olarak üretilmiş çeki ciro ederek toz biber alışverişi karşılığında katılan ...’a verdiği, katılan ...’ında aynı çeki katılan ...’e verdiği, katılan ...’in çeki bankaya ibrazında çekin sahteliğin anlaşıldığı, bu suretle sanığın haksız menfaat temin edip nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda;sanık savunması, katılan beyanları ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına...
Bankasına kırdırmak için ibraz etmesi neticesinde sahteliğinin anlaşıldığı ve bu suretle atılı suçları işlediği iddia edilen olayda; Tüm dosya kapsamına göre; sanığın sabit olan eyleminin resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamasında çeki kimden aldığına dair çelişkili savunmalar yapması ve aldığı kişiyi ispat edememesi ayrıca bankanın 24/06/2010 tarihinde havale edilen ihbar yazısında; çekin sanık tarafından ibraz edildiğinin belirtilmiş olması nedeniyle tebliğnamedeki (1) ve (2) numaralı; ayrıca çekin bankaya ibrazı ile karşılığının çekilmeye çalışıldığı sırada çekteki sahteliğin banka tarafından farkedilmesi üzerine ödeme yapılmaması nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki (3) numaralı bozma isteyen görüşlere iştirak edilmemiştir. 1)Sanığın resmi belgede sahtecilik suçuna dair temyiz taleplerinin...
İlçesi Mal Müdürlüğü'ne ait çek yapraklarından bir tanesini ele geçirip, doldurarak bankaya tahsili için ibraz etmesi üzerine, banka görevlilerince sahteliğin farkedilerek herhangi bir ödememe yapılmaması şeklinde gerçekleşen eyleminin, sahtecilik suçu yanında, 5237 Sayılı TCK'nın 158/1-e-f ve 35/2. maddelerine göre nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturacağı ve 5377 sayılı Yasanın 19. maddesiyle 29.06.2005 tarihinde yapılan değişiklikten önce, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-e-f. maddelerinin cezasının iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası olduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek ve gerekçe kısmında hapis cezasının alt sınırı üç yıl olarak kabul edilmek suretiyle uygulama yapılması, d....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki muarazanın men'i ile kurum işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı tarafından, kendisi hakkında, 2009 yılı eczane protokolünün 6.3.19 maddesinin 2012 yılı protokolündeki karşılığı olan 5.3.10 maddesinde yeralan ”eczacı ya da eczane çalışanlarınca kurumu zarara uğratmak amacı ile kasıtlı olarak kuruma sahte ilaç küpürü, sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır....