Mahkemece; dava konusu taşınmazın ½ şer hisse ile kesinleşen tapulama işlemi sonucu 10.09.1955 tarihinde ... ve ... adlarına kayıtlı olduğu,kayıt maliki ... ...’nın 1962 yılında ...’nın ise 1957 yılında öldüklerini, 20.11.1972 tarihinde davacılara yapılan satış geçersiz olmakla birlikte dava konusu taşınmaza davacılar tarafından o tarihten beri zilyet olunduğu, TMK'nin 713/2. maddesindeki ölüm hukuki sebebinin koşullarının davacılar lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne 6 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisleri ... ... ve (...), ve ... (...) adlarına oluşturulan tapu kaydının iptali ile taşınmazın ½ şer hisse ile davacı ... ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm bir kısım davalılar ... ve ... vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmiş olup duruşma talebi pul yokluğundan reddedilmiştir. Dava; TMK'nin 713/2 . maddesinde yer alan ölüm hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescile ilişkindir. 1....
olmak üzere kendi arabaları ile karakola gitmekte iken ...’ın kusmaya başlaması üzerine hastaneye gittikleri ve ...’ın patolojik kökenli ( travmatik olmayan) beyin kanaması sonucu öldüğü olayda, İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun 25.12.2013 tarihli raporunda, ölenin sağ uyluk lateralde sağ kol lateralde ve göbeğin sağ kısmında oluşan mor/yeşil renkli ekimozların ölenin üzerinde etkisinin basit tıbbi müdahalele ile giderilebilir şekilde olduğunun ve kişinin patolojik kökenli (travmatik olmayan) beyin kanamasını tartışma ve darp olayının efor ve stresinin tetiklemiş olduğunun ve bu nedenle olay ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu belirtilmiş ise de; sanığın, ölenin ensesine yumruk vurması şeklinde gerçekleşen darp olayının ölenin otopsi sonucu alınan pataloji raporunda belirtilen beynindeki meningom tümörünü etkileyip beyin kanamasına neden olup olmadığı hakkında görüş bildirilmediği görülmekle; Ölene ait tüm tedavi evrakları, film, grafilerinin ve patoloji sonuç raporunun...
Boşanma hükmünün kesinleşmesinden önce taraflardan birinin ölmesi halinde, evlilik birliği ölüm ile sona ereceğinden, boşanma davası konusuz kalır ve bunun sonucu olarak davacı eşin ölüm tarihinden sonraki “boşanmadan feragat beyanı” hukuki bir sonuç doğurmaz. Türk Medeni Kanunu’nun 181/2. maddesi uyarınca, boşanma davası devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen eşin mirasçılarının davaya kusur belirlemesi yönünden devam etme hakları bulunmaktadır. Bu durumda, boşanma davası konusuz kalmıştır ve mirasçıların sağ kalan eşin kusurunun olup olmadığının tespitini talep etmeleri halinde, bu talep yönünden kusur tespiti davasına dönüşmüştür. Sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığının tespiti talebinin “talep eden davacısı” davalı eşin mirasçılarıdır. Bunun bir sonucu olarak, davalı eşin mirasçılarının Türk Medeni Kanunu’nun 181/2. maddesinden kaynaklı haklarını kullanmasını engelleyecek şekilde feragat beyanı hüküm ve sonuç doğurmaz....
ın araç dışına fırlayıp yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede yaklaşık 1 ay sonra vefat ettiği, olayda, mağdur ...'ın ölüm muayene tutanağında ölüm nedeninin kafa içi kanama ve uzun süreli hastane yatışına bağlı sonrasında gelişen komlikasyonlar olduğunun belirtilmesi karşısında, mağdurun ölümü ile bahse konu kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespiti için tedavi gördüğü hastanedeki hasta dosyasının da dahil edilerek dosyanın İstanbul Adlî Tıp Kurumu 1....
Cumhuriyet Başsavcılığının 05.05.2009 gün ve 2009/32-1 no'lu davanamesi ile ...'ın nüfus kütüğünde mükerrer olan kaydının iptali ile "..." olan anne adının "..." olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece "Mahkemenin yetkisizliğine karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesinden davalı ...'a mahkemenin gerekçeli kararının tebliğ edilemediği ve Nüfus Müdürlüğünün yazısından da iki ayrı ... olduğunun bildirildiği görülmüş, yine dinlenen davalı ... da ...'ın ölü olduğunu söylemiş olmakla davalı ... sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı tebliğ edilerek temyiz süresi de beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davalı mütevelli ...'nun davanın yargılaması sırasında 24.01.2006 tarihinde öldüğü ...'nün 01.02.2006 tarih 1548 sayılı yazısı ile mahkemeye bildirilmiş ise de, buna ilişkin dayanak belgenin dosyaya konulmadığı görülmüştür. Davalı mütevellinin ölmüş olup olmadığının, ölmüş ise ölüm tarihini de içeren nüfus kaydının ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilip dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 26/10/2021 tarihli ve 2021/594 Esas - 2021/1586 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 30/384 payının ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, kendisinin kimlik ve ikamet bilgilerine ulaşılamadığı, ölü ya da sağ olduğunun veya mirasçılarının kim olduğunun tespit edilemediği, hisse maliki için İstanbul Defterdarının kayyım olarak atandığı, taşınmazın tapu kaydında ... Vakfından icareli şerhinin olduğu, bu haliyle Vakıflar Kanunu 17. maddesi şartlarının gerçekleştiği, İlk Derece Mahkemesi hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
O halde mahkemece yapılması gereken iş; muris ...’ın ölüm tarihi olan 17.11.2012 itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da ...’ın ölüm tarihi olan 17.11.2012 itibariyle davalıya olan borcunun miktarının tespiti sağlanmalıdır. Ayrıca, TMK’nin 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığı da belirlenmelidir. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir....
nun 1999 yılında öldüğünün tespiti ile ölüm araştırması nedeni ile kapalı olan nüfus kaydına da 1999 yılında öldüğünün tescili istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin temyizi üzerine 18. Hukuk Dairesince onanmasına karar verilmiş,davacılar vekili kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava, ölüm tarihinin tespiti ve anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir Dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; ölüm tarihinin tespiti istenilen ve gerçek anne olduğu iddia edilen ...'...
, kapatılan nüfus kaydının yeniden açılması talepli başvurunun zımnen reddine dair işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....