"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Çubuk Asliye Mahkemesinden verilen 24.11.2009 gün ve 397/660 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, vekil edeni tarafından dava konusu 605 parsel sayılı taşınmazın 1953 yılında ...mirasçılarından harici senetle satın ve devralındığını, o tarihten itibaren malik sıfatıyla tasarrufta bulunduğunu, tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini açıklayarak tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının murisine ait askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, nüfus kaydındaki ölüm kaydının sağ olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dosyanın incelenmesinden, davanın mevcut nüfus kaydına göre ... ...'nın babası olarak görünen ... ...'ın kızkardeşi ... (...) ... tarafından açıldığı, davacının abisi ... ....'ın 14/07/1998 tarihinde öldüğü, eşi .... 'in ise halen sağ olduğu, davacının, davalı ...'in davalı ... kızı olduğuna dair kaydın iptalinde hukuki bir yararı olmayıp bu konudaki davayı ancak ... ve ...'in ya da bu konuda hukukları etkilenecek kişilerin açabileceği hususu dikkate alınarak davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, ...'nın ... olan anne kaydının iptali ile annesinin ... olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, mahkemece murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı menkul ve araç olup olmadığı ile bankalar, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulmak suretiyle ve zabıta marifetiyle de araştırılarak alacak-borç durumunun araştırılmadığı anlaşılmıştır....
Bu durumda mahkemece, murisin ölüm tarihi olan 28.02.2012 tarihi itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalı ve terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da murisin ölüm tarihi olan 28.02.2012 tarihi itibarıyla borçlarının tespiti sağlanmalıdır. Ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. Terekenin ve davacının durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir....
'ya dava dilekçesinin tebliğ edilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri deliller toplanıp, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğu" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece eski kararda direnilmesine ve davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk dairesinin 16.02.2017 tarihli ve 2016/14644 - 2017/1242 sayılı kararıyla "Dosya kapsamından tapu maliki ... 'nın ölüm kaydının işlendiği nüfus kaydının Dairenin son bozma ilamından sonra dosyaya sunulduğu, bozma ilâmından önce ... 'nın nüfus kaydında sağ gözüktüğü, aslında 20.02.2004 tarihinde ölen ... 'nın ölüm kaydının işlenmediği anlaşılmıştır....
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ölüm kaydının iptali ve gerçek ölüm tarihinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir....
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ölüm kaydının iptali ve gerçek ölüm tarihinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut olayda desteğin vefatından sonra davacı eş ... 9/5/2007 tarihinde yeniden evlenmiş, mahkemece adı geçen davacı yönünden desteğin ölüm tarihi ile davacının ikinci evlilik tarihi arasındaki süre ile sınırlı olarak tazminata hükmedilmiştir. İkinci eşin sağ kalan eşe (davacı) verdiği desteğin, müteveffa destek eşe oranla daha fazla veya eşit olması halinde desteğin ölüm tarihi ile sağ kalan eşin (davacı) ikinci evlilik tarihi arasındaki dönem için destek tazminatına hükmedilmesi, sağ kalan eşin (davacı) ikinci eşinin müteveffa destek eşe oranla daha az destek olduğunun anlaşılması halinde ise ölüm ve ikinci evlilik tarihleri arasındaki dönem dışında, ayrıca müteveffa destek ile sağ kalan eşin (davacı) ikinci eşinin sağladığı destek arasındaki farkın hesaplanarak tazminata hükmedilmesi gerekmektedir....