Söz konusu raporda; özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “ travma sonrası stres bozukluğu” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup oluşmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, ... boyu sürüp sürmeyeceği ve aynı oranda sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek ve bizzat muayene edilmek suretiyle yukarıda açıklandığı üzere içerisinde psikiyatri uzmanı bulunan yetkili sağlık kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: 5510 sayılı Kanunun 19. maddesine göre; "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendiren sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır. Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri, a) Geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi, b) Geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini takip eden aybaşından başlar." Anılan düzenlemeler uyarınca sigortalının sürekli iş göremezlik geliri alabilmesi için meslekte kazanma gücünün % 10 oranında azalmış bulunması ve azalma olan tarihin tespiti gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın Kabulü ile; davacının 20.08.2004 Tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının % 30,00 olduğunun TESPİTİNE, geçici iş göremezliğin sonu olan 15.07.2006 Tarihinde sürekli iş göremezliğe girdiği, maluliyet başlangıç tarihinin 15.07.2006 Tarihi olduğunun TESPİTİNE " karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu beyanla ilk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, davacının sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti istemine ilişkindir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 20.08.2004 Tarihinde iş kazası geçirdiği ve Yüksek Sağlık Kurulu'nun 22.02.2010 Tarihli kararı ile sürekli iş göremezlik derecesinin %21 olarak belirlendiği, davacıya bu oran üzerinden gelir bağlandığı, ancak; davacının açtığı tazminat davasında İzmir 9....
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; birlikte söz konusu kaza nedeni ile davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe uğrayıp uğramadığı, bu kaza nedeni ile davacının efor kaybına uğrayıp uğramadığı, ekonomik geleceğinin sarsılıp sarsılmadığı, uğramış ise kalıcı ve sürekli iş göremezlik maluliyetinin tespiti, davacı ve davalının kusur durumlarının belirlenmesi bu kaza nedeni ile davalıların sorumlu olup olmadığının tespiti, sorumluluğunun bulunması halinde davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminat tutarının belirlenmesi, davacının efor kaybı tazminatının belirlenmesi ve ekonomik geleceğinin sarsıldığının anlaşılması halinde ekonomik geleceğin sarsılması yönünden istem konusu edilen tazminat tutarının belirlenmesi ve bu tutarlardan davalıların sorumluluk miktarının belirlenmesi ve ayrıca yine bu kaza nedeni ile istem konusu edilen manevi tazminatın yerinde olup olmadığı ve bunun davalı ...'...
K A R A R Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 200.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziylr birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı sigortalının iş göremezlik oranının kesin olarak saptanması maddi ve manevi tazminat davasının sonucunu etkileyen hususlardandır. Somut olayda davacının iş göremezlik oranı ... tarafından 03.09.2013 tarihinde kontrol kaydı ile % 100 olarak belirlenmiştir. Belirtilen tarihte davacının iş göremezlik oranının kontrolü gerektiğine göre, kesinleşen bir maluliyetten söz edilemeyeceği açıktır.Hal böyle olunca da davacının yeniden kontrol ve muayenesi sonucu iş göremezliğin hangi oran üzerinden kabul edildiği kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan karar verilmesi doğru değildir....
K A R A R Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 200.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziylr birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı sigortalının iş göremezlik oranının kesin olarak saptanması maddi ve manevi tazminat davasının sonucunu etkileyen hususlardandır. Somut olayda davacının iş göremezlik oranı ... Merkezi tarafından 03.09.2013 tarihinde kontrol kaydı ile % 100 olarak belirlenmiştir. Belirtilen tarihte davacının iş göremezlik oranının kontrolü gerektiğine göre, kesinleşen bir maluliyetten söz edilemeyeceği açıktır.Hal böyle olunca da davacının yeniden kontrol ve muayenesi sonucu iş göremezliğin hangi oran üzerinden kabul edildiği kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan karar verilmesi doğru değildir....
Somut olayda, Zile Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2010 tarih ve 2010/12 esas sayılı kararı ile iş ve güçten kalma (Geçici iş göremezlik) nedenli maddi ve manevi tazminat istemli davanın kesin hüküm nedeni ile reddine ve meslekten kazanma gücünü (sürekli iş göremezlik) kaybetme nedenli maddi tazminat istemine ilişkin davanın tefrikine karar verilmiş,davanın değeri 5.000,00 TL olarak gösterilerek açılan, meslekten kazanma gücünü (sürekli iş göremezlik) kaybetme nedenli maddi tazminat istemine ilişkin olan söz konusu iş bu davaya devam edilmiştir Bu durumda, dava tarihi itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırı değer miktarı 7.230,00 TL. olduğuna göre, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Zile Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 16.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkememizce tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosya Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek rapor alınmıştır. Raporda; Sürücü ...'nın kusursuz olduğu, davalı sürücü ...'ın ise %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Dosya maluliyet oranlarının belirlenmesi için Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi ATK'na gönderilmiş olup sunulan 16/04/2021 tarihli maluliyet raporunda; Kalıcı sakatlığın olmadığı, tedavi giderinin 500-TL olduğu, bakıcıya ihtiyaç olmadığı, geçici iş göremezliğin 3 hafta olduğu, kask ve koruyucu ekipman kullanılmamasının bu kazada koruyucu etkisinin olmadığı ifade edilmiştir. Akabinde aktüerya raporu alınmış, 27/05/2021 tarihli raporda özetle; geçici iş göremezlik tazminatının 517,85-TL, tedavi giderinin 500,00-TL olduğu rapr edilmiştir. Dosyadaki maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için önce İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulundan, akabinde de Adli Tıp 2....
Söz konusu raporda; özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “travma sonrası stres bozukluğu” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup oluşmadığı veya bu bulgunun, sürekli iş göremezlik oranını artırıp artırmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, ... boyu sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek ve bizzat muayene edilmek suretiyle yukarıda açıklandığı üzere içerisinde psikiyatri uzmanı bulunan yetkili sağlık kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp (davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. VI....
Söz konusu raporda; özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “nevrotik stresle ilgili ve somatoform bozukluk” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup oluşmadığı veya bu bulgunun, sürekli iş göremezlik oranını artırıp artırmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, ... boyu sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek ve bizzat muayene edilmek suretiyle yukarıda açıklandığı üzere içerisinde psikiyatri uzmanı bulunan yetkili sağlık kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp (davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek sonucuna göre) karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....