WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı hamile olduğu dönemde iş sözleşmesinin hamileliği nedeniyle işverence feshedildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının kendi isteği ile iş sözleşmesinin yenilenmediğini savunmuştur. Yasa gereği belirli süreli kabul edilen iş sözleşmesinin işverence haksız feshedilmesi veya işçi tarafından haklı nedenle feshedilmesi durumunda işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı Yargıtay içtihatları ile kabul edilmektedir....

Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez. Somut olayda, dosya içeriğine göre iş sözleşmesinin feshedilmesi isteğinin işverenden geldiği anlaşıldığından davacının istifa dilekçesinin gerçek bir istifa iradesini içermediği sonucuna varılmıştır. Davacıdan istifa dilekçesinin alındığı tarihte düzenlenen ibranamede üç aylık ücreti tutarında ek menfaat sağlanmış ise de davacının işyerinde geçen hizmet süresi dikkate alındığında ikalenin diğer bir deyişle iş sözleşmesinin tarafların anlaşması suretiyle sona erdirilmesine ilişkin sözleşmenin geçerliliği yönünden gerekli olan makul yarar koşulu gerçekleşmemiştir....

    Bu halde, uyuşmazlığın, iş sözleşmesinin devri hükümlerine göre çözülmesi gereklidir. 4857 sayılı İş Kanunu’nda iş sözleşmesinin devrine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 429. maddesinin birinci fıkrasında ise “Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular nazara alındığında, davacı işçinin, iş sözleşmesinin devrine rıza göstermemesi karşısında, iş sözleşmesinin feshi geçerli sebebe dayanmamaktadır. Bu halde, feshin geçersizliğiyle, davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir....

      Hukuk Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı uyarınca, davacının, işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunan işyerine ait kira sözleşmesinin Düzce Orman İşletme müdürlüğünce tek taraflı olarak feshedilmesinin hukuka uygun olmadığı saptanarak, davacının kiracılık sıfatının 14/10/2011 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesinin süresi ile sınırlı olarak tespitine karar verilmiş olduğundan, anılan kira sözleşmesinin feshedilmiş olmasından dolayı davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptaline ilişkin dava konusu işlemin dayanaksız kaldığı ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....

        Somut olayda 09.02.2012 tarihli ikale protokolü ile davacının iş sözleşmesinin 09.02.2012 tarihi itibariyle kıdem ve ihbar tazminatı toplamı tutar olan brüt 45.122,52 TL'nin ayrılış paketinin davacıya ödenmesi karşılığında iş sözleşmesinin sona erdirilmesi kararlaştırılmış olup ikale sözleşmesi davacı tarafından tüm haklarını saklı tutulduğuna dair itirazı kayıt konularak imzalanmıştır. Keza aynı tarihli ibraname ile iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'u 17. ve 18. maddelerine göre feshedildiği belirtilerek kıdem ihbar tazminatları ve diğer işçilik alacaklarından işvereni ibra ettiğine dair ibraname de davacı tarafından aynı şekilde itirazı kayıtla imzalanmıştır. Davacının ikale sözleşmesini ve ibranameyi itirazı kayıtla imzalamış olmasına göre iş sözleşmesinin ikale ile sona erdiğinin kabulü hatalı olmuştur....

          Davalı ... vekili Harmandalı Belediyesi'nin 5747 sayılı Kanun gereğince 29.03.2009 tarihi itibariyle Çiğli ilçe sınırları içerisinde kaldığını ve tüzel kişiliğinin fiilen sona erdiğini, davacının iş sözleşmesinin 29.06.2008 tarihinde feshedilmediğini, 2008 temmuz tarihi itibariyle vize süresi dolduğundan başka bir işyerinde çalıştığını, ardından da belediye nezdinde işçilik faaliyetlerine devam ettiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, geçici statüdeki çalışmasının bir yıldan az olduğunu, ortada zincirleme iş sözleşmesinin bulunmadığını, belirli süreli iş sözleşmesinin esaslı nedene dayandığını, belirli süreli iş sözleşmelerinde ihbar tazminatı istenemeyeceğini, hizmet süresi bir yıldan az olduğu için kıdem tazminatına da hak kazanmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Davalı ... vekili Harmandalı Belediyesi'nin 5747 sayılı Kanun gereğince 29.03.2009 tarihi itibariyle Çiğli İlçe sınırları içerisinde kaldığını ve tüzel kişiliğinin fiilen sona erdiğini, davacının iş sözleşmesinin 29.06.2008 tarihinde feshedilmediğini, 2008 Temmuz tarihi itibariyle vize süresi dolduğundan başka bir işyerinde çalıştığını, ardından da belediye nezdinde işçilik faaliyetlerine devam ettiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, geçici statüdeki çalışmasının bir yıldan az olduğunu, ortada zincirleme iş sözleşmesinin bulunmadığını, belirli süreli iş sözleşmesinin esaslı sebebe dayandığını, belirli süreli iş sözleşmelerinde ihbar tazminatı istenemeyeceğini, hizmet süresi bir yıldan az olduğu için kıdem tazminatına da hak kazanmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              nde çalışmaya başlaması sebebiyle iş sözleşmesinin 29.06.2008 tarihinde belediye tarafından feshedildiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı sebebe dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur....

                Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; iş sözleşmesinin haksız ve dayanaksız olarak feshedildiğini beyan etmiş, Mahkemece; davacının 17.02.2015-21.03.2015 tarihleri arasında istirahatli olduğu bu dönemde iş sözleşmesinin feshedildiğine ve ihbar tazminatının ödendiğine dair davalı tarafından davacı işçiye bildirimde bulunulduğu ve davacının istirahatli olduğu bir dönemde iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle kötü niyet tazminatı hüküm altına alınmıştır. Davalı tarafından davacıya gönderilen fesih ihtarıyla, davacının iş sözleşmesinin işin gerektirdiği özen ve sorumlulukları yerine getirmemesi nedeniyle geçerli nedenle feshedildiğinin bildirildiği, ayrıca davacıya ihbar tazminatı ödemesi de yapıldığı görülmüştür....

                  Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının hizmet sözleşmesinin işyeri içerisinde şirket müdürü ile bir bayan personelin arasında ilişki olduğuna dair asılsız söylenti çıkarmak ve bir kısım arkadaşlarını da baskı ve telkin yöntemiyle ikna etmeye çalışmak, işyeri düzen ve disiplinine uygun olmayan tutum ve davranış sergilemek gerekçesiyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II.-b.-d....

                    UYAP Entegrasyonu