Kira sözleşmesinin 5. maddesi ile; kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden itibaren 5 yıl süreli olduğu,sözleşmenin yenilenmeyeceğinin kiracı tarafından bu 5 yıllık dönemin sona ermesinden 3 ay önce kiralayana yazılı olarak ihbar edilmeyecek olursa , işbu sözleşmenin ayrıca herhangi bir işleme ya da bildirime gerek olmaksızın aynı şartlarla ve süre ile kendiliğinden uzamış olacağı, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin kira bedelinin kiralayan adına havale edildiği tarih olduğu kararlaştırılmıştır. Dairemizin 06.03.2017 gün ve 2017/1698 Esas, 2017/2952 Karar sayılı ilamı ile “Taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan takibe konu 05.06.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel şartlar 5.maddesinde; “İş bu sözleşmenin başlangıç tarihi, kira bedelinin kiralayan adına havale edildiği tarihtir" düzenlemesine yer verilmiştir. Kira sözleşmesinin 5. maddesine göre 5 yıllık kira süresinin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirir....
Projesi sözleşmesinin nihayetlenmesi ile ihbarsız ve tazminatsız sona erer.” şeklinde belirtildiği, yine davacı tarafından imzalanan iş sözleşmesinin eki niteliğindeki protokolde de, davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu ve hizmet süresinin projenin tamamlanması ve/veya geri çekilmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde sona ereceğini bilerek işe başlamayı kabul ve taahhüt ettiğini belirttiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden, mahkemenin bu yöne dair tespiti isabetlidir. Bununla birlikte, iş sözleşmesinin belirli süreli kabul edilmesine göre, mahkemece kıdem tazminatı istemi yönünden yapılan araştırma yetersizdir. Somut uyuşmazlıkta davacının iş sözleşmesi belirli sürenin sona erdiği gerekçe gösterilerek işverence feshedilmiştir....
Projesi tamamlanıncaya kadar devam etmek üzere taraflarca tanzim ve imza edilmiş olup, ...Projesi sözleşmesinin nihayetlenmesi ile ihbarsız ve tazminatsız sona erer.” şeklinde belirtildiği, yine davacı tarafından imzalanan iş sözleşmesinin eki niteliğindeki protokolde de, davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu ve hizmet süresinin projenin tamamlanması ve/veya geri çekilmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde sona ereceğini bilerek işe başlamayı kabul ve taahhüt ettiğini belirttiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden, mahkemenin bu yöne dair tespiti isabetlidir. Bununla birlikte, iş sözleşmesinin belirli süreli kabul edilmesine göre, mahkemece kıdem tazminatı istemi yönünden yapılan araştırma yetersizdir. Somut uyuşmazlıkta davacının iş sözleşmesi belirli sürenin sona erdiği gerekçe gösterilerek işverence feshedilmiştir....
İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Yıllık izin ücreti iş sözleşmesinin feshi ile muaccel olup dönemsel bir nitelik taşımadığından zamanaşımı süresinin fesih tarihinden başlatılması gerekir. (HGK 5.7.2000 gün ve 2000/9-1079 E, 2000/1103 K) Tazminat niteliğinde olmayan ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları, Borçlar Kanununun 126/1.maddesi gereğince 5 yıllık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulaması yönünden 10 yıllık genel zamanaşımına tabidir....
Dönem toplu iş sözleşmesinin 40/II c bendi gereğince 01.01.1992 tarihindeki yevmiyeye % 2,16 oranında enflasyon farkı eklenmiştir. 01.01.1990-31.12.1991 yürürlük süreli 7. dönem toplu iş sözleşmesinin ücret zammını düzenleyen 40/ll-c maddesinde, toplu iş sözleşmesinin ikinci yılında gerçekleşecek Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsünün (1987-100 bazlı) Kentsel Yerler Tüketici Eşya Fiyatları Türkiye Geneli endeks artış oranı (Aralık 1991 endeks sayısı/Aralık 1990 endeks sayısı) % 45’i aştığı takdirde aşan kısım 01.01.1992 tarihi itibariyle yeni dönem toplu iş sözleşmesinde dikkate alınacaktır, şeklinde düzenleme yer almaktadır. Görüldüğü üzere sözü edilen hükümde 01.01.1992 tarihi için bir zam öngörülmemiş ve enflasyon farkının takip eden dönem toplu iş sözleşmesi ile karşılanacağı kararlaştırılmıştır. İşyerinde uygulanan, 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin süresi 31.12.1991 tarihinde sona ermiştir....
Petrol AŞ tarafından daha evvel ki dağıtıcı şirketin sözleşmesinin feshedilerek büyük hissedarı olduğu davacı firma ile otogaz dağıtım işinin yapılmaya başlandığı, bu bağlamda davalı bayii tarafından imzalanan dava konusu 2008 tarihli otogaz bayiilik sözleşmesinin bağımsız bir sözleşme olmayıp, 2004 yılındaki intifa sözleşmesinin ve devamında davalı ile dava dışı ... Petrol Aş arasında akdedilen 2004 tarihli akaryakıt bayiilik sözleşmesinin bir parçası olduğu, bu sebeple davacının bağımsız bir sözleşmenin süresinden evvel feshi iddiasının subut bulmadığı, keza Rekabet Kurulu tarafından davacı ... Petrol AŞ ile dava dışı ... Petrol AŞ'nin aynı iktisadi teşebbüs sayıldığı, dava dışı ......
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar. Dosya içeriğinden, davalı işverenlikte işçi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin askıya alındığı ve davacının işe başlama talebinde bulunduğu ancak işe başlatılmadığı anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesinin 14.08.2009 tarihinde davalı ... tarafından askıya alındığı, davacının 14.07.2010 tarihli dilekçesi ile işe başlatılma talebinde bulunduğu, davalı belediyenin 13.08.2010 tarihli yazısı ile davacının bu talebini kabul etmediği anlaşılmaktadır. Davacının askıda olan iş sözleşmesinin feshedildiğini öğrendiği tarih davalı belediyenin davacının işe başlatma talebini reddettiği tarih olan 13.08.2010 tarihidir. Davacı işe iade davasını 06.09.2010 tarihinde açtığından dava kanuni 1 aylık sürede açılmıştır....
Merkezinde bulunan yetkililerin sözleşmenin ihtirazı kayıtla imzalandığını görmesi üzerine, ... ofisine, sözkonusu belgenin kabul edilemeyeceğini, ... sözleşmesinin sonlandırılmasından vazgeçtiklerini bildirdiği anlaşılmaktadır. İşverenin ikale örtüsü altında gizlemeye çalıştığı fesih iradesi işçiye ulaşmış ve hukuken sonuçlarını doğurmuştur. Bu noktada işveren feshinin, ... güvencesinin etkisiz hale getirilmesi amacıyla karşılıklı anlaşma yoluyla fesih gibi gösterilmeye çalışılarak, işçinin ... sözleşmesinin geçerli ve haklı neden olmadan feshedildiği, ... sözleşmesinin sonlandırılmasının ardından, işçi hakkında düzenlenen devamsızlık tutanaklarının hukuken geçerliliğinin bulunmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda, davalı işyerinde kayıp eşya bölümünde sorumlu olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin 14.10.2010 tarihli ikale sözleşmesi ile sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı 07.09.2010 tarihli görevlendirme yazısını tebliğ aldıktan sonra 04.10.2010 tarihinde görevlendirmeyi kabul etmediğini belirterek 22. Dönem Toplu Sözleşmesinin 8/B. maddesi gereğince işlem yapılmasını istemiştir. 22....
Fesih bildiriminin yapıldığı tarih ile davanın sonuçlandığı tarih arasında iş sözleşmesinin devam edip etmediği belirsizdir. Mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde işçinin başvurusu üzerine işveren işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçinin işverence işe başlatılmasıyla iş sözleşmesi hiç fesh edilmemiş gibi kesintisiz devam eder. İşçiye kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için ençok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve hakları ödenir. Ancak işçinin işe başlatılmasıyla, iş ilişkisi hiç sona ermemiş gibi devam ettiği için, işçinin işten çıkarıldıği tarihten sonraki davranışları iş sözleşmesinin haklı sebeple feshine neden olabilir. Somut olayda davacı işçinin sözleşmesinin feshinin geçersizliği tespit edilmiş, ancak işçi işten ayrıldıktan sonra sadakat borcuna aykırı, işverene ve işyerine zarar verici davranışlarda bulunmuştur....