"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tespit-manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
Şartnamede yer alan bu hüküm HUMK'nın 287. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup, yüklenici kesinti yapılan hakediş raporuna yukarıda açıklandığı şekilde itiraz ileri sürmeden imzaladığından davacı yüklenicinin hakedişten kesilen gecikme cezasının iadesine ilişkin isteminin de reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3-Davacı, davada 9.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, maddi tazminat istemi kısmen kabul edilerek, manevi tazminat talebinin ise tümden reddine karar verilmiştir. Reddedilen maddi tazminat miktarı ile manevi tazminat talebinin toplamı üzerinden davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne aykırıdır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesi uyarınca manevi tazminat davalarında davanın tamamen reddi durumunda davalı yararına maktu vekâlet ücreti tayin edilmesi gerekir....
Davacı vekili, 23.10.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle, 909.924,48 TL mahrum kalınan kazanç, 705.000 TL portföy tazminatı, 300.000 TL işçilere ödenen tazminat ve 1.000 TL de manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
Sübjektif unsur yoksa manevi zarar da yoktur. Dava konusu olayda yukarıda yapılan açıklamalar ışığında manevi tazminat şartlarının oluşmadığı kanaati ile manevi tazminata ilişkin talebinin de reddine karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/383 esas 2009/209 karar sayılı birleşen davada ise yüklenici şirket vekili, sözleşmenin ifa edileceği düşüncesiyle yapılan harcamalar için 5.000,00 TL, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin mahrum kaldığı kâr için 40.000,00 TL ve arsa sahiplerince sözleşmenin haksız olarak feshi nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 11.06.2014 tarih 2008/711 esas 2014/166 karar sayılı karar ile; asıl davanın kısmen kabulü ile, taraflar arasında düzenlenen 04.10.1998 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, önceki günlü hüküm ile .... mirasçılarının açmış olduğu tazminat isteminin reddine karar verilip kesinleştiği anlaşıldığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davanın reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı ve karşı dava ile birleşen davada davacı yüklenici şirket vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece; davanın, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshi sebebiyle iadesi gereken çek nedeniyle borçlu olmadığından iadesi ve sözleşmenin feshine neden olduğundan bahisle zararın tazmini istemi olduğu, davacı tarafından davadan sonra çekin iade edildiği ve karşılığında 70.000,00 TL bedelli çek verildiği iddia edilerek söz konusu çek yönünden borçlu olmadığının tespitinin ve sözleşmenin feshi nedeniyle zararların tazmininin istendiği, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre taraflarca sözleşmenin feshi tarihinde 4. hakedişe konu işlerin tespit edilmediği, sonrasında da işin tamamlanmış olmasına göre davacının 4. hakedişe girmediğini iddia ettiği ve karşı tarafça kabul edilemeyen işlere ilişkin ispat yükünün davacıda olmasına göre; davada, davacı tarafından, sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle tazminat talep edilmiş ise de, sözleşme tarafların karşılıklı iradeleri ile sona erdirildiğinden protokolde sözleşmenin feshi nedeniyle zararlardan kaynaklanan...
Davalı vekili, bir yılın sonunda sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, davacının müvekkilinin rızası dışında hizmet vermeye devam ettiğini, müvekkilinin hiç kimse ile münhasır yetkili servis sözleşmesi yapmadığını, davacının somut bir zararı bulunmadığını, davacının yetkisiz olarak yaptığı servis sözleşmelerinden doğan sorumluluğu dava dışı bir başka firmanın bedelsiz olarak üstlendiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının maddi kayba uğramadığı ve manevi tazminat talebinin de yasal şartlarının oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
ın kaydının bulunduğu koleje getirilip götürülmesi amacı ile davalı firma ile taşıma sözleşmesi imzaladığını ve sözleşmede belirtilen 4.436,00 TL'nin kredi kartından peşin olarak ödendiğini, öğrencinin söz konusu okuldan kaydının alınarak başka bir okula kaydının yapılması nedeniyle davalı firmadan para iadesi talep edildiğini ancak davalı firmanın bu talebi reddettiğini ileri sürerek dava konusu sözleşmenin feshi ile HMK'nın 107. maddesine göre yapılan ödemeden düşecek bedel hesaplanarak kalan bakiyenin faiziyle birlikte iadesini talep ve dava etmiş, 25/02/2015 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 4.436,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, görev itirazında bulunmuş ve sözleşme serbestisi kapsamında imzalanan sözleşmenin içeriği gereği para iadesi yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş sözleşmesinin 6/d maddesi uyarınca 5.000 TL tazminat, manevi tazminat ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin, bakiye maaş alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise; Davacı tarafça her ne kadar manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de manevi tazminat, malvarlığı dışındaki, hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesi olup, haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı tecavüz nedeniyle, fizik ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini kaybeden kişi manevi tazminat isteyebilir....