WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böyle bir cezai şart hükmü, Borçlar Kanunun 325'inci maddesine göre talep konusu yapılabilecek olan sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinden farklıdır. Bu durum, konuya dair yasal düzenlemenin tekrarı mahiyetinde de değildir. Gerçekten tarafların iradesi özel biçimde cezai şart düzenlemesi yönünde ortaya çıkmış olmakla, iradeye değer verilmeli ve cezai şart hükümlerine göre çözüme gidilmelidir. İşçinin bakiye süre ücreti ölçüt alınarak kararlaştırılmış olan cezai şarttan başka, sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin de Borçlar Kanununun 325'inci maddesine göre talep edilip edilemeyeceği sorununa değinmek gerekir ki, koşulların varlığı halinde sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin ayrıca talep edilebileceği kabul edilmelidir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 158/II maddesine göre, borcun belli zaman ve yerde ifa edilmemesi hali için cezai şart kararlaştırılmışsa, alacaklı hem ifa hem de cezai şartı talep edebilecektir....

    Davacı taraf fiili sözleşme dönemine ilişkin eksik alım dolayısıyla cezai şart ve sözleşmenin feshi sonrası bakiye süre yönünden ise kar mahrumiyeti talebinde bulunmuştur. Bilirkişi tarafından tespitle dava tarihi itibariye cezai şart alacağının 158.175-TL olduğu, kar mahrumiyeti alacağının 80.000-TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce de bu tespitler yerinde bulunmuştur. Şöyle ki; taraflar arasındaki -------.maddesinde davacı sağlayıcının sözleşmeyi fesih şartları düzenlenmiştir. Aynı sözleşmenin 47.maddesinde ise sözleşmenin feshi halinde fesih tarihinden sözleş sonuna kadar olan süre için --- alınmıştır. Anılan Sözleşmenin 48.maddesinde ise cezai şarta ilişkin düzenleme---- Taahhütname davacının eksik alım dolayısıyla cezai şart talep edebileceği öngörülmüştür. 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir....

      Şti. arasında 03.04.2000 tarihinde imzalanan sözleşmenin davalı tarafından müteselsil kefil olarak imzalandığını, sözleşmenin süresinin 2 yıl ve 2000 tank alımı yapılana kadar devam edeceğinin kararlaştırıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 30.06.2003 tarihinde yaptığı icra takibinde sözleşmeden kaynaklanan 10.500 ABD Doları cezai şartın tahsilini talep etmiş, davalı kefilin itirazı üzerine itirazın iptali istemi ile bu dava açılmıştır. Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmenin müteselsil kefil olduğunu, sözleşmenin davacının istenen sürelerde mal vermediği için şirket tarafından 30.05.2001 tarihinde feshedildiğini, davacının feshe cevap vermediğini, fesihten iki yıl sonrada hiçbir sebep göstermeden cezai şart talep ettiğini, kefaletin sona erdiğini, cezai şart koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

        Sözleşmenin 11/B maddesinde kiracının sözleşmenin feshine neden olması halinde, sözleşmenin sonuna kadar ödenmesi gereken kira bedelinin tamamının cezai şart olarak istenebileceği kabul edildiğine göre; davacının dönem sonuna kadar olan kira bedelini cezai şart olarak talep etmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkemece talep edilen cezai şart isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, nitelemede yanılgıya düşülerek makul süre kira bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Gönderilen mail ve dosya içeriğinden taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak fesh edildiği anlaşıldığından sözleşmenin 6.4. maddesi gereğince davacının cezai şart talebinin kabulü gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince cezai şart talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1. Davacı vekilinin asıl davada bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava yönünden BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            . - K A R A R - Davacı vekili, davalının taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi hükümlerine aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğini, davalının mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan tüpleri iade etmediğinden sözleşmenin 25.maddesine göre 38.069 TL cezai şart talep hakkının doğduğunu, yine sözleşmenin feshine neden olduğu için de ayrıca 24.maddesine göre 28.107 TL cezai şart ödemesi gerektiğini, davalının müvekkili şirkete 18.04.2005 tarihli 883.38 TL’lik fatura borcunu da ödemediğini bildirerek, davalının 8.863 TL depozito tüp alacağı düşüldükten sonra toplam 58.196 TL alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,davacının iddialarının yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

              hesap edilecek cezai şartı aşan zararları talep edemeyeceklerini de kabul ettiklerini, dolayısıyla anılan düzenlemelerin götürü tazminat düzenlemesine benzediğini, davacının talepleri incelendiğinde, enerji tedarikinin yapılmadığı bir dönemde sözleşmenin 9.1 ve 15. maddelerinin birlikte uygulanmasının mantıken ve hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı gerekçelerle sözleşmeye uygun biçimde feshedildiğini, feshin varması gerekli bir irade beyanı olduğunu ve davacının kabulüne bağlı olmadığını, bu sebeple feshin vuku bulmadığından hareketle cezai şart talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması yasağıyla da çeliştiğini, davacının haksız cezai şart talebiyle birlikte henüz muaccel olmayan fesih tazminatı alacağının da kendisine ödenmesini talep ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle hukuken sözleşmenin yürürlükte olmadığı dönemler için cezai şartın talep edilemeyeceğini, fesih sebebiyle doğan fesih tazminatını istemenin fesih öncesinde...

                Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile cezai şart yönünden talep miktarını 463.000.- TL'ye çıkarmıştır. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, bankaya yazılan müzekkere cevabında davacının eşine ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki için 463.000.- TL ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 22. maddesinde öngörülen cezai şartın ifaya ekli cezai şart niteliği taşıdığı gerekçesiyle cezai şart talebinin kabulü ile 463.000.- TL cezai şart bedelinin 05.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ifa bedeli talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar dair verilen karar davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

                  Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı yanın sözleşmeyle kararlaştırılan taahhütlerini yerine getirmediği gibi sözleşmeyi de haksız olarak feshettiğini, cezai şart talebinin belirtilen gerekçeyle haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının cezai şart talep edebileceğinin kabulü halinde ise mahkemece hükmedilen tutarın müvekkilinin iktisadi mahvına sebep olabilecek nitelikte olduğunu, mahkemece sözleşme süresi olan 5 yıl için cezai şarta hükmedildiğini ancak sözleşmenin henüz bir yıl dahi dolmadan feshedildiğini, bu nedenle davacının ancak 1 yıl için cezai şart talep edebileceğinin kabulü gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir. 2....

                    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 22 öğrenci ve 1 öğretmeni götürmesi nedeniyle ayrı ayrı cezai şart tespit edilerek ayrı ayrı cezai şart hüküm altına alınması gerekirken tek bir cezai şarta hükmedilmesinin cezai şart taleplerini karşılamadığını, bu durumda 23 kez ihlal edilen sözleşmenin 3/2 maddesindeki cezai şart sebebiyle 23 kişi için ayrı ayrı 30.000,00 TL cezai şarta hükmedilmesi gerektiğini, tarafların sözleşmeye cezai şart koymaktaki maksadının sözleşmede yazılı 31.12.2018 tarihine kadar olan 9,5 aylık dönemde 36 öğrenciden gelecek gelirin korunmasının amaçlandığını, aylık 1.600 TL olan eğitim ücretinin 36 çocuk toplamı üzerinden 9,5 aylık gelirinin toplam 547.200,00 TL olacağını, kişi başına korunmak istenen menfaatin ise yıllık 15.200 TL olduğunu, okuldan kaç çocuk giderse gitsin sadece tek bir cezai şart miktarı olan 30.000,00 TL ye hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, mahkemece sözleşmeye göre tek bir 30.000 TL cezai şart alacağının doğacağına karar...

                    UYAP Entegrasyonu