Davalı vekili; taraflar arasında yapılan sözleşmenin bir ön sözleşme olduğunu, bu sözleşmenin yürürlüğe girebilmesi için davacıya bir ödeme yapılmış olmasının gerektiğini, müvekkili tarafından herhangi bir ödeme yapmamasına rağmen davacının sipariş vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmede cezai şartın kaporadan kesileceği belirtilmiş olduğundan cezai şart bedelinin de 2.500,00 USD olarak kararlaştırıldığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göe; sözleşmenin kurulması için ön koşul olan kaporanın ödenmediği, bu nedenle sözleşmenin kurulmadığı, kurulmamış bir sözleşmeye dayanarak cezai şart talebinde bulunulamayacağı, ayrıca davacının siparişler nedeniyle masraf yaptığını veya zarara uğradığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir. Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur....
Davacıların cezai şart istemi, ... 8. Tüketici Mahkemesi’nin 2015/433 Esas sayılı dava dosyasında tartışılarak gecikme cezasının rayiç kira değerinden daha düşük olduğu görülüp davacıların rayiç kira talep etmekte haklı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan sözleşmenin gecikme cezasına ilişkin olan hükmü ifaya ekli cezai şart niteliğindedir. Davacı bu cezai şartla birlikte geç teslim nedeni ile gecikme cezasının tahsilini istemiştir. Söz konusu hükümle hem kira kaybı tazminatı, hem de gecikme cezası niteliğindeki cezai şart tazminatı birlikte talep edilemez. Zira, Borçlar Kanununun 159. maddesi gereğince, şart olunan ceza miktarından fazla zarara duçar olan alacaklı, borçlunun bir kusuru olduğunu ispat etmedikçe fazlasını isteyemez. Bu durumda davacıların ifaya ekli cezai şart olarak kira kaybı talebinde bulunduğu ve bu talebinin ... 8. Tüketici Mahkemesi’nin 2015/433 Esas sayılı dosyası ile tartışılıp karara bağlandığı anlaşılmaktadır....
HD., 2021/8671 E., 2021/13176 K. ) Davacı dava dilekçesinde, eser sözleşmesinin feshi ile ödenen 22.000,00- TL bedelin iadesi, uğranılan zararın tazmini ve cezai şart alacağının tahsilini talep etmiş ve dava değerini 22.000,00- TL göstermiş ise de uğranılan zarar ve cezai şart alacakları yönünden ayrı ayrı miktar bildirmediği halde bu eksiklik giderilmeden mahkemece inceleme yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin hususlar ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması ve sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar ve cezai şart alacakları yönünden ayrı ayrı değer bildirmesi için davacı vekiline süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf gerekçeleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-a-3- 4 maddeleri uyarınca kabulü ile mahkeme kararının...
Davaya konu icra takibinin taraflar arasındaki 12.02.2018 tarihli franchise sözleşmesine dayalı olarak cari hesap bakiyesi, bedelsiz ürün bedeli ve cezai şart alacağına dayalı olarak başlatıldığı, davalının icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde "Cari hesap bakiyesi ve bedelsiz ürün bedeli borcunu kabul ederek" sadece cezai şart alacağına itiraz ettiği, uyuşmazlığın da cezai şart alacağı kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davacı, taraflar arasındaki sözleşme yürürlüğe girdikten sonra davalının iki ay süreyle ürün aldığını, akabinde ürün alımını kestiğini ve faaliyetini durdurduğunu beyan ederek sözleşmenin 6.8.maddesi gereğince cezai şart istemektedir....
Davaya konu icra takibinin taraflar arasındaki 12.02.2018 tarihli franchise sözleşmesine dayalı olarak cari hesap bakiyesi, bedelsiz ürün bedeli ve cezai şart alacağına dayalı olarak başlatıldığı, davalının icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde "Cari hesap bakiyesi ve bedelsiz ürün bedeli borcunu kabul ederek" sadece cezai şart alacağına itiraz ettiği, uyuşmazlığın da cezai şart alacağı kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davacı, taraflar arasındaki sözleşme yürürlüğe girdikten sonra davalının iki ay süreyle ürün aldığını, akabinde ürün alımını kestiğini ve faaliyetini durdurduğunu beyan ederek sözleşmenin 6.8.maddesi gereğince cezai şart istemektedir....
Maddesi; " "Otel, iş bu sözleşmeyi ihlal veye haklı bir nedene dayanmaksızın feshetmesi durumunda ve ya sözleşmedeki borçlarına aykırılık halinden dolayı Servis Sağlayıcısı tarafından sözleşmenin feshedilmesine sebep olması durumunda, sözleşme sonuna kadar olan hizmetler karşılığı borçlarına ilave olarak, Servis Sağlayıcısı'na sözleşme sonuna kadar senelik otel başı 6000 (altıbin) Euro cezai şart ödemekle yükümlüdür." hükmünü düzenlemektedir. Maddede Otelin sözleşmeyi ihlal etmesi halinde cezai şart talep edilebileceği belirtilmiş, cezai şart bedeli ise, sözleşme sonuna kadar hizmet bedeline ilave olarak, otel başı 6000 Euro olarak kararlaştırılmıştır. Anılan düzenlemede de cezai şartın talep edilebilmesi sözleşmenin sonlanmasına bağlı kalınmıştır....
arasında dönemsel ifayı içeren sözleşme gereği taahhüt edilen ürünlerin eksik alındığı hususunun sabit olmasına rağmen yeni dönemde cezai şarttan kaynaklanan haklarını saklı tutmayan davacının, önceki yıllara ilişkin cezai şart talebi yerinde olmasa bile sözleşmenin sona ermesinden önceki yıla dair cezai şart alacağının istenmesi mümkündür....
Yine davacı takibinde mahrum kalınan kar kaybı zararı ve bunun işlemiş faizini talep etmiş ise de , sözleşmenin feshi ifaya eklenen cezai şart talebinin kural olarak mümkün olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşme ve protokol hükümlerinde fesih halinde mahrum kalınan karın cezai şart olarak istenebileceğine dair açık bir düzenleme bulunmadığından buna bu kaleme ilişkin talebin tümden reddi gerekmiştir....
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 24.09.2008 tarihinde bir yıl belirli süreli hizmet sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmenin 10. maddesinde çalışma süresine ilişkin cezai şart düzenlendiğini, hizmet sözleşmesinin objektif şartın yokluğu sebebiyle imzalandığı anda belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüştüğünü, müvekkilinin 04.12.2009 tarihinde işten ayrıldığını, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayalı olduğu yönünde bir iddialarının bulunmadığını, davalı işverence iş sözleşmesinin feshi sebebiyle davacıdan cezai şart talep edildiğini, davacının talep edilen cezai şartı ödediğini, ancak cezai şart hesabının hatalı yapıldığını ve davalı işverenin sebepsiz zenginleştiğini belirterek ödenen miktarda cezai şart borcu olmadığına, ödenen miktarın ödeme...