Ne var ki, üçüncü kişinin borçluyu (arsa sahibini) hasım göstererek açacağı davada borçlu temlik yapmamış olsaydı eski alacaklısına (yükleniciye) ne gibi def’ilerde bulunmak imkanına haiz idi ise bu def’ileri yeni alacaklıya (hakkı temellük eden üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir (BK m.167). Kısaca bu gibi davalarda, üçüncü kişi temlik işleminin varlığını yükleniciye, alacağa hak kazanıldığını ise arsa sahiplerine karşı ispat etmek zorundadır. Arsa sahipleri ile yüklenici arasında resmi şekle uygun olarak düzenlenen 03.08.2010 günlü sözleşme ile, 12123 ada 4 parsel sayılı taşınmazaltı bloktan oluşan inşaat yapımının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davalı arsa maliklersayılı dosyası ile sözleşme yerine getirilmediğinden feshini istemişlerdir....
Ticaret Limited Şirketi yetkili temsilcisi ile davacı arasında 27.06.2005 tarihinde adi yazılı sözleşmeyle yapılan temlik işlemi gereğince davacının temlik aldığı şahsi hakkın konusunun sözleşmenin ileriye veya geriye etkili olarak feshi sonucunda yükleniciye bırakılıp bırakılmayacağı belirleneceğinden, sözleşmenin ifa olanağı bulunup bulunmadığı davalı arsa maliklerince açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi davasının sonucu ile doğrudan ilgilidir. Bu nedenle "bekletici mesele" yapılarak dava sonucu beklenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bütün bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 04.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
hiçbir dairenin müvekkillerine verilmediğini, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle davalının temerrüte düştüğünü sözleşme gereğince devredilen tapuların iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından, inşaatın imara aykırı yapıldığı, yasal hale gelmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, sözleşmenin feshi ile, davalılar adına kayıtlı hisseden 15/20 hissenin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davacı ... vekili, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...i, ..., ..., ... vekili, davalılar ..., ..., ..., ..., ...i, ..., ..., ... vekili ve davalı ... ... vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede, davacının da hissedarı olduğu ...parsel numaralı taşınmazın, ... parsel ile tevhid edilmek suretiyle inşaatın yapılacağı belirtilmiş, ancak, belediye işlem dosyası ve tüm dosya kapsamından, tapuda tevhid işlemi yapılmadan, 53 parsel maliklerinin muvafakatı alınmak suretiyle, her iki parsele belediyece tek yapı ruhsatı verilerek inşaatın yapıldığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeyle 17.07.2010 tarihine kadar inşaatın anahtar teslimi eksiksiz olarak bitirilerek arsa sahibine teslim edileceğinin ve bu tarihte teslim edilmediği taktirde kira tazminatı ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 27.04.2010 tarihinde yapı ruhsatı verilen inşaatta iskân ruhsatı bulunmadığı, inşaatın seviyesinin % 98 oranında olduğu, bir kısım bağımsız bölümlerde fiilen oturanların olduğu tespit edilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesinde yapı kullanma ruhsatının alınmasını kapsayacak şekilde eksiksiz teslim olmadığından teslim tarihi ile dava tarihi arası davacıya teslimi gereken 9 daire için sözleşmenin 5. maddesi uyarınca, davacının toplam 71.455,50 TL kira tazminatı alacağının bulunduğu, davacının, seçimlik haklarından borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini talep ettiği, dolayısıyla, sözleşmenin feshini istemediği, ıslah talebiyle sözleşmenin devamını kabul ettiği...
a ait olan 15 numaralı daireyi yine danışıklı bir şekilde beş yıllığına kiraya verdiğini, tespit yaptırıldıktan sonra bir kısım dairelerin balkon korkulukları, pimapen pencere ve kapılarının söküldüğünü ileri sürerek, sözleşmenin ileriye etkili feshi ile yüklenicinin edimine göre devri gereken bağımsız bölümün tespiti, müdahalenin men'i, ... için 5.000,00 TL, ... için 2.000,00 TL kira bedelinin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshi nedeniyle 2.000,00 TL müspet zarar ve ayıplı işler bedelinin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 658.648,75 TL'ye artırmıştır. Asli müdahil vekili, sözleşmenin süresinde bitirilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin iptali ile doğrudan ilgisi bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptalini talep etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ...ile Gayrimenkül Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, yüklenici tarafından yapılan binanın imar mevzuatına aykırı ve kaçak yapıldığını, kaçak yapılan binadan yüklenici davalıya verilecek dairelerin yüklenicinin talimatı ile müvekkili tarafından yüklenicinin gösterdiği kişilere devrinin yapıldığını, inşaatın bu haliyle iskan alınmasının mümkün bulunmadığını, müteahhidin inşaatı tamamlayarak teslim etmediği için temerrüde düştüğünü, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi durumunda arsa sahibinin istemi ile sözleşmenin geriye dönük feshi sonucu arsanın eski malike döneceğini bile bile pay alan davalıların da iyi niyetinin söz konusu olamayacağını ileri sürerek sözleşmenin feshine, bu sözleşme gereğince yüklenicinin gösterdiği kişilere devredilen ve halen davalılar adına kayıtlı olan payların iptali ile müvekkili adına tesciline elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eser sözleşmesinin bir türü olan inşaat sözleşmeleri ani edimli sözleşmelerden olup müteahhit kendi kusuru ile işi muayyen zamanda bitirmeyerek temerrüde düşmesi halinde uyuşmazlığın kural olarak BK’nın 106-108. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. BK’nın 108. maddesinin 2. fıkrası uyarınca sözleşmenin feshi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir. Somut olayda davacılar sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar kapsamında olan kira tazminatı talep ettiklerinden mahkemece öncelikle davacılara talepleri açıklattırılmalı, sözleşmenin geriye dönük olarak feshi halinde ancak menfi zararın talep edilebileceği nazara alınarak dava sonuçlandırılmalıdır. Arsa sahiplerinden ...’in açılan davada davacı olarak yer almamış olması diğer arsa sahibi davacıların fesih istemiyle açtıkları davanın reddini gerektirmez....
Bu bakımdan, üçüncü kişilerin yüklenicinin temlikine (devrine) dayanarak arsa sahibini hasım göstermek suretiyle açacağı tescil davalarında mahkemelerin, yüklenicinin sözleşmesine göre gerçekte neyi istemeye hak kazandığı, dolayısıyla üçüncü kişinin neyi isteyebileceği yönü üzerinde önemle durulmalıdır. Yüklenicinin üçüncü kişiye yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı sözleşmenin ifa ile sonuçlanmasına bağlıdır. Çünkü temlik edilen gerçek alacak ne ise ondan ibarettir. Yüklenici arsa sahibinin geriye etkili dönme iradesini bildirmesinden sonra gerçekte var olmadığı saptanan bir alacağını, üçüncü kişiye temlik etmişse bu temliki hüküm ve sonuç meydana getirmez. Sadece bir taahhüt işlemi olarak yükleniciyi borçlandırır. Dolayısıyla yükleniciden şahsi hakkını temlik alan üçüncü kişi, arsa sahibinden yüklenicinin temlikine dayanarak mülkiyet aktarımı isteminde bulunamaz....
nun vekaletnameyi kötüye kullanarak kızı ve üçüncü kişilere hisse devirleri yaptığını, halen ... adına 4/266 hisse mevcut olup iptali gerektiğini, yüklenicinin eşi ve kızı ile birlikte müvekkilini kandırarak birlikte hareket edip zarara uğrattıklarını, 5 yıldır tamamlanamayan ve oturulamayacak durumda olan inşaatın yüklenici tarafından tamamlanmasının beklenmesinin faydasız ve zararın artmasına neden olduğundan sözleşmenin feshi gerektiğini ileri sürerek, ... 20.10.2004 tarih ve 49476 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, davalılar...adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, davacının uğradığı zarardan şimdilik ... müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesiyle dava değerini ... TL ye çıkarmıştır....