WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraf teşkilinden sonra sözleşmenin feshi davası ancak dinlenebilir hale gelir. Herne kadar sözleşmenin feshi tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğurur ise de, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf rızaları fesihte birleşmediği sürece, ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Bu itibarla, feshin tek taraflı olarak gerçekleştiğine ilişkin kabul doğru olmamıştır. Öte yandan, sözleşmenin feshi (dönme) ile sözleşmenin ifası anlamına gelen eksik, ayıplı işler bedeli ve gecikme tazminatı gibi olumlu zarar kapsamında kalan talepler birbiriyle çelişkili olduğundan, birlikte istenemezler. Başka bir anlatımla, ya sözleşmenin feshi yada müsbet zarar (ifa) istenebilir....

    Somut olayda, davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin yüklenici tarafından eksik ve ayıplı ifası nedeniyle, teslim edilen eser bedelinden indirim yapılması istemine ilişkin olduğu, hükme esas alınan 28/08/2020 tarihli bilirkişi raporu kapsamında davalı tarafça teslim edilen tıbbi atık strerilizasyon ekipmanının teknik şartname gereklerini karşılamayan daha düşük kapasitede olduğu, eserdeki ayıp sebebiyle talep edilebilecek miktarın 17.500-euro olduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde, iş sahibinin eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.( TBK m. 475) Yine satış sözleşmelerinde satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde, alıcının satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme hakkı bulunmaktadır.(TBK m.227) Davacı tarafça davalıya Beşiktaş 19.Noterliğinin 20.01.2014 tarihli 01816 yev....

      Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle sözleşmenin --- hükümleri gereği davacıya yapılan ödemeler ile müvekkilinin hiçbir borcu kalmadığını, taksit tarihlerinden önce ödeme yapılması nedeni ile tüketicinin korunması hakkındaki kanun hükümleri gereği sözleşme bedelinden indirim yapılması gerektiğini, her ne kadar sözleşmede faiz kararlaştırılması yoksa da tarafların iradesinin erken ödeme durumunda sözleşme bedelinden indirim yapılması yolunda olduğunu belirtmiştir. Davalı yanın sunduğu uzman mütalaası incelenmiş taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin genel işlem koşullarını barındırdığını,erken ödeme ile hiçbir indirim elde etme imkanı olmayan davalının ayırca faiz ödeme yükümlülüğü altına girerek kredi kullanmış olmasının izah edilemeyeceğini, bu nedenle erken ödeme nedeni ile sözleşmenin -----gereği davalının indirim talebinde bulunabileceğini belirttiği görülmüştür....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yanlar arasında imzalanan 01.09.2005 tarihli işletme kira sözleşmesi başlıklı sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasına dayalı olarak açılmış olup uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizliğe ve dosyanın sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Sözleşmenin .... maddesinde konusunun davalı arsa sahibine ait taşınmaz üzerinde alt ve üst yapıdaki inşaatların her türlü tasarruf ve üst kullanım hakkına sahip olarak ihalede kabul edilen projeye uygun olarak yapılması, işletilmesi ve süre sonunda yeni bir süre uzatımı anlaşması yapılmadığı takdirde bedelsiz devri olduğu kabul edilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/05/2012 NUMARASI : 2012/20-2012/385 Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi, tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 22.03.2013 gün ve 2013/477 Esas, 2013/1809 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ile davalı arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkillerine teslimi gereken dairelerin ihtara rağmen davalı tarafça süresinde teslim edilmemesi üzerine davalının temerrüde düştüğünü, arsanın eski hale getirilmesi gerektiğini, sözleşmeye konu arsa üzerinde bulunan meyve ağaçlarının edimin ifası kapsamında sökülmek zorunda kalındığını ileri sürerek, anılan sözleşmenin feshi ile menfi zarar kapsamında 20.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

            Mahkemece, idareyi ifaya zorlayıcı nitelikte karar verilemeyeceği ve ihtilaf çözmeye idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile yargı yolu yönünden görevsizlik nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 20.12.2004 ve 14.6.2005 tarihli mal alımı ihalelerine ait tip sözleşmeler ... hukuk hükümlerine tabi sözleşmelerdir. Davacı sözleşmenin ifası yönünde istemde bulunmuştur. Dava, davalı tarafından sözleşmenin ifasına yönelik olarak çıkarılan çekişmenin giderilmesine yöneliktir. İdari bir işlemin iptalide söz konusu değildir. Bu durumda uyuşmazlığa bakma görevi adli yargıya aittir. Mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı geretirir....

              "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin geçerli olduğunun tesbiti, aynen ifası, mümkün olmadığı takdirde, haksız ve hukuka aykırı fesih nedeniyle tazminat istemleriyle açılmış; mahkemece ıslah da dikkate alınarak tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, karar iş sahibi davalı Bakanlık adına hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki 09.08.2005 günlü sözleşmenin 10.1.1 maddesinde iş süresi 800 gün olarak kararlaşıtırılmıştır. Davalı iş sahibi Bakanlık, işin bitirilmesi gereken tarihi 18.10.2007 olarak açıklamış, davacı yüklenici şirket vekili tarafından da bu iş bitim tarihine karşı herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir....

                Doktrinde cezanın aşırı olup olmadığının hakkaniyet ölçüsüne göre belirleneceği benimsenmekle birlikte, cezai şartın amacı, borçluyu ifaya zorlayan bir tazyik vasıtası olduğu, borcun ifası halindeki menfaat ile cezai şartın ödenmesi halindeki menfaat arasında makul ve adil denge kurulması gerektiği, cezai şart miktarının borçlunun ezilmesini ve ekonomik olarak mahvına neden olacak dereceyi bulması halinde fahiş kabul edilmesi ve uygun bir miktara indirilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Dairemizin 01.02.1974 gün 168-132 karar sayılı ilamında da kabul edildiği gibi, cezanın fahiş olup olmadığının anlaşılması için, sözleşmenin yerine getirilmemesinden dolayı davacının uğradığı zararın tespiti zorunludur....

                  Sözleşmenin “fesih” başlıklı VIII/2.maddesinde aynen “taraflardan birinin sözleşmeye aykırılığı halinde bu aykırılığın giderilmesi için bir ihtarname keşide edilecek ve aykırılığın 30 gün içinde giderilmesi istenecektir. İhtarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde sözleşmeye aykırılığın giderilmemesi halinde sözleşmenin fesih hakkı doğacak ve keşide edilecek yeni bir ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği diğer tarafa bildirilecek, bu bildirimle sözleşme feshedilmiş olacaktır” hükmü bulunmaktadır. Eldeki davada davacı, sözleşmenin yukarıda aynen alınan hükmüne uymaksızın davalı kiralayana sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için 30 günlük süre vermeden, 30 gün içinde sözleşmeye aykırılığın giderilmemesi sebebiyle de ayrıca fesih ihtarnamesi göndermeksizin doğrudan tazminat talebinde bulunmuştur. Hal böyle olunca, davacının BK m.106/III’den yararlanarak yine aynı kanunun 108.maddesine göre tazminat talep etmesi olanaklı değildir....

                    Taraflar, bundan başka herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz" şeklinde düzenleme yer almaktadır. Mahkemece, davacının sözleşmeyi haklı nedenlerle fehsettiği kabul edilmiş ancak cezai şarttan takdiren % 50 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak neticeden 50.000 USD cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kural olarak sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde taraflar ceza-i şart miktarını tayinde serbesttir. Sözleşmede düzenlenen cezai şart ödeneceğine ilişkin hüküm, taraflarca itiraz edilmeksizin imzalanmış olmakla ve aksi yönde yasa hükmü de bulunmamakla sözleşme serbestisi ilkesi gereğince geçerlidir ve sözleşmenin taraflarını bağlar. Davalı tacir olup, ticari olarak mahfına neden olmayacak cezai şarttan indirim yapılamaz. Mahkemece cezai şarta ilişkin talep yönünden davanın tümden kabulü gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                      UYAP Entegrasyonu