WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılmasını talep ettiklerini, davanın taraflar arasındaki sözleşmeye ve bu sözleşmede yer alan araçta meydana gelen hasar ve zarara ilişkin hükümlere dayandığını, HMK'nın 10. maddesine göre "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir." tarafların sözleşmenin ifa edileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin ifa edileceği yerin Borçlar Kanunu'nun 73. maddesine göre belirleyeceğini, her ne kadar sözleşmede ifa yeri hakkında açık bir hüküm bulunmasa da aracın müvekkilinin yerleşim yeri olan Koyulhisar'da davalı şirkete teslim edildiğini, taşınır kirasının esaslı unsuru olan teslim olgusu sözleşmenin ifası olduğunu ve bunun da Koyulhisar'da gerçekleştiğini, sözleşmenin ifa yeri olarak Koyulhisar Sulh Hukuk Mahkemesi'nin...

Mahkemece, çekişme konusu 31 ada 9 parsel sayılı taşınmazda elbirliği mülkiyeti rejimi hakim olduğundan ve dayanak satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığından söz edilerek dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Ancak elbirliği ortaklarının kendi aralarında yaptıkları satış vaadi sözleşmelerinde ise sözleşmenin ifa olanağı vardır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava konusu taşınmazın maliki Nazlı Göçmer'in mirasçıları arasında yer aldığından, satış vaadi elbirliği ortakları arasında yapılmıştır....

    Borcun ifa imkanı olduğu sürece borçlu borcunu yerine getirmekten kaçınıyorsa alacaklı onu ifaya zorlayabilir. Borcun ifa edilmemesi ise, borçlunun sözleşmenin kendisine yüklediği ifa yüküne karşı bir davranış içinde olmasını ifade eder. Bu durumda borçlu ya borcu ifa imkanını kendi kusuru sonucu kaybetmiştir, ya borcu ifa imkanına sahip olduğu halde haklı bir sebep bulunmaksızın, ifadan tüm olarak kaçınmaktadır veya ifa etmiştir ama bu ifası noksandır, ayıplıdır, ya da borçlu ifada kusurlu olarak gecikmiştir. Kural olarak borcun ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğu sonucunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde borçlu “kusurlu” kabul edilir. Borçlar Kanunun 96-100. maddeleri muaccel borcun ifa edilmemesi sonuçlarını düzenlemiştir. Sözleşmesinin herhangi bir nedenle ifa edilmemesi sonucu, alacaklı, alacağını kısmen veya tamamen elde edemez. Dolayısıyla ademi ifa nedeniyle zarara uğrar....

      Kaldı ki, 13.12.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi sözleşmenin tarafları olan yüklenici ile davalı arsa sahibi tarafından biçimine uygun düzenlenen 24.12.2004 tarihli sözleşmeyle feshedilmiş, feshin tasfiyesi de yükleniciye 11 sayılı parseldeki 9 adet dairenin bırakılması suretiyle yapılmıştır. Davacı kooperatifin, feshedilen sözleşmeye dayanması da mümkün değildir. Ancak; Bilirkişilerin en geç Mart 2000 tarihinde düzenlendiğini belirttikleri sözleşme davacı kooperatif bakımından ademi ifa ile sonuçlanmıştır. Davacı, sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan zararlarını Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak akiti olan davalı yükleniciden isteyebileceğinden davacı kooperatifin ikinci kademedeki tazminat istemi Borçlar Kanununun 96. maddesi hükmü çerçevesinde incelenip değerlendirilmelidir. Mahkemenin bu yönü gözden kaçırması doğru olmamıştır. 3-Gerçek kişi davalıların temyiz itirazlarına gelince; Gerçek kişi davalılar, mülkiyeti ... Konut ......

        Her ne kadar davalı Prontotour AC Turizm Ticaret Anonim Şirketi, taraflar arasındaki sözleşmede mücbir sebebin mevcut olduğu hallerde davalının sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zararlardan sorumlu tutulmayacağının yazılı olduğunu beyan etmekte ise de; davacılar tarafından sözleşmenin hiç yada gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklı bir zararın değil bilakis sözleşmenin iptali nedeniyle ödenen bedelin iadesi talep edildiğinden davalı yanın istinafı bu yönüyle de yerinde değildir. Ancak; poliçenin BÖLÜM IV: TEMİNAT DIŞI KALAN HALLER başlıklı bölümünde seyahat sağlık sigortası genel şartlarında belirtilmiş olan teminat dışı kalan hallerden başka aşağıda belirtilen durumlar iş bu sigorta poliçesi teminatlarının dışındadır şeklinde belirtilmiş, devamla Türk seyahat sağlık sigortası genel şartları madde 9 da tanımlanan olaylardan doğan bir durum sayılmıştır....

        Az yukarıda da açıklandığı üzere satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davacılarda davanın kabulü için sözleşmenin ifa olanağının bulunması gereklidir. Elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlarda ortaklardan birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak, elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığı düşünülemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydı ile satıcı elbirliği ortağın payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı mümkün olur....

          Mahkemece, dava konusu payın iştirak halinde mülkiyet ilişkisinin devam ettiği, iştirak halindeki payın müşterek mülkiyete dönüştürülmeden sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....

            Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava, sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından talep edilen alacak ile ilgili davalı temerrüde düşürülmediğinden alacağa dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, bu hususta yanılgıya düşülerek sözleşmenin fesih tarihinden 75 gün sonrasından itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

              Diğer bir ifadeyle müsbet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir. Örneğin, binaların bitirilmiş olması halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza ---- seçimlik ceza ---- eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı -----müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli ile yıkılan binanın enkaz bedeline yönelik talepler menfi ---- kapsamındaki alacak kalemlerindendir. Eldeki dava bakımından; sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği, taraflara arasında düzenlenen ---- tarihli sözleşmenin 6.5 ve 7.5 maddelerinde, sözleşme kapsamında yapılan tüm malzeme, ekipman ve işyeri giderlerinden davacının sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, bu nedenlerle davacının menfi ve müspet zararına ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir....

                Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin ifa edileceği yerde dava açılabilir. (HUMK md. 10). Davacı sözleşmenin ifa yerinin ... olduğunu bildirmiş, taraflar arasındaki sözleşmenin 6/a md.sinde, ifa yeri olarak istasyonda veya davalının göstereceği bir yerde teslim edileceği belirtilmiştir. Mahkemece olayda uygulanma yeri bulunmayan 6100 sayılı HMK'nun 187. md. hükmü gerekçe gösterilerek ve sözleşmenin 6/a md. hükmü karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde yetkisizlik karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu