"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, davacı ile dava dışı İl Özel İdaresi arasında, kum çakıl ocağı işletilmesine ilişkin 1.8.2005 tarihli sözleşmeden doğan hakkın, maden işletme ruhsatı sahibi olan davacı tarafından davalı şirkete devrine ilişkin 17.4.2006 tarihli sözleşmeden kaynaklandığından, davanın niteliğine göre kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 2.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı öncelikle düğünün iptal olmasının mücbir sebep olduğu, bu beklenmeyen durum nedeniyle sözleşmeden dönme olmadığı takdirde teslim tarihinde teslim edilmeyen malların ayıplı mal konumuna düşmesi nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullandığı görülmekle, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği gereği düğünün iptal edilmesinin mücbir sebep olarak değerlendirilemeyeceği (Ankara BAM 3....
Kaldı ki, işin yapım aşamasıyla ilgili olarak 28.12.2006 tarihli sözleşme imzalanmış ve tarafların bu sözleşmeden kaynaklanan hakları sona ermiştir. Uyuşmazlık, 28.21.2006 tarihli sözleşmeden değil, 04.07.2008 tarihli sözleşmeden kaynaklandığından ve bu sözleşme de, işin işletme aşamasına ilişkin bulunduğundan kararın, temyizen incelenmesi görevi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Dairenin belirlenmesi amacıyla 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesi uyarınca Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı taraf Covid-19 salgını nedeniyle fuarın ilk olarak 27-29 Mayıs 2021 tarihine ertelendiğini, bu ertelemeyi kabul ettiklerini ancak yeniden fuarın ertelendiği ve erteleme tarihinin belli olmaması sebebiyle sözleşmeden döndüklerini beyanla ödedikleri ücretin taraflarına iadesini talep etmiştir. Davalı taraf ise fuarın iptal edilmediğini 27-29 Mayıs 2021 tarihine ertelendiğini, mücbir sebep bulunmadığını, olağanüstü bir hal bulunduğunu,bu nedenle sözleşmeden dönülemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklı bedel ödeme edimini davacının yerine getirdiği ancak davalının covid-19 salgın hastalık sebebi ile edimini yerine getiremediği anlaşılmaktadır. Somut olayda; taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi akdedildiği ve fuarın belirlenen zamanda küresel salgın hastalık sebebi ile yapılamadığı, başka bir tarihe ertelendiği açıktır....
K A R A R Dava, rödovans sözleşmesinin tarafları arasındaki bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın giderilmesi isteğine ilişkin olmayıp; maden işletme ruhsatı sahiplerinin rödovansçı firmadan aldıkları rödovans bedelinin kendi aralarında paylaşımına ilişkin sözleşmeden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 19.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda davacının sözleşmeden doğan edimini yerini getirip, sözleşme sırasında davalıya 200.000.000.000 TL ödediği sözleşme kapsamından açıkca anlaşılmaktadır. Toplanan delillerden gönderilen 8.10.2003 günlü ihtarnameden, davalı savunmasından ve Siverek Tapulama Mahkemesinin 1978/20 esas ve 1981/9 karar sayılı ilamından davalının 8.10.2003 tarihli noter satış vaadi sözleşmesinden doğan edimini yerine getirmediği gibi bu yönde herhangi bir gayret içinde olmadığı da açıkca anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacı sözleşmeden dönüp, ödediği paranın tahsilini istemekte haklıdır. Her ne kadar sözleşmeden dönen davacı, ödediği para ile birlikte olumlu zararının da tahsiline karar verilmesini istemiş ise de aralarında aktettikleri sözleşmeden döndüğüne göre artık aynı sözleşmeye dayanarak talepte bulunamaz. Hal böyle olunca ödenen 200.000.000.000 TL'nın tahsiline karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Keza, davacının 2008/2009 sezonunda kulübün tekerlekli sandalye sporcusu olduğunun anlaşılması ile artık bu sezon için taraflar arasında sporcu sözleşmesinin kurulduğunun kabülü gerekir ki, bu durumda da davacının sözleşmeden kaynaklı ücret alacağına hak kazanacağı açıktır. Mahkemece, bilirkişi aracılığıyla hal ve şartlar değerlendirilerek davacının sözleşmeden kaynaklı alacağı tespit edilmelidir. Hal böyle olunca, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle ve sözleşmeden kaynaklı ücret alacağına yönelik talebin de yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, tüketici hakem heyetine başvurarak malın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davacı üretici şirket ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin muhatabının tarafı olmadığını, üretici firma olduğunu ve satıcıya karşı ileri sürülmesi gerektiğini savunarak tüketici hakem heyeti kararının iptalini istemiştir. Uyuşmazlık; malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkının satıcı dışındaki üretici firmaya karşı ileri sürülüp sürülmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı yasanın 11....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah.sıfatıyla) Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedelin tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili , davalılardan ....'den bir adet ultrabook siyah bilgisayar aldığını, bilgisayarın ayıplı olduğunu , ürünün diğer davalı ....'nin garantisi altında olduğunu, müvekkilinin ihtarname ile sözleşmeden döndüğünü belirterek, sözleşmeden dönme hakkının tespiti ile satış bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlığın hatalı tespit edildiğini, davanın 6502 sayılı kanun kapsamında çözümlenmesi gereken konut teslimine davet edilen alıcının bu davetten sonra sözleşmeden dönme hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğunu, davacının sözleşmeden kendi iradesi ile sebep göstermeksizin dönmesi nedeniyle, %2'lik kesinti yapılıp yapılmayacağının tartışılması gerektiğini, yerel mahkemece Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulandığını, davacının sözleşmeden dönmesinin kötü niyetli olduğunu, davacı alıcının teslime davet edildikten sonra sözleşmeden dönme hakkını kullanması Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen hakkı kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya Beşiktaş 16....