"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davalı yüklenicinin, dava dışı arsa sahibi ile yaptığı sözleşmeden doğan şahsi hakkını davacıya temlik etmesine ve davacının temellük sözleşmesiyle yükleniciden devir aldığı bu şahsi hakka dayanarak açtığı alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19/01/2015 günlü ve 8 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin temyiz inceleme görevi; kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmamasına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK. m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara, Yargıtay 13....
na devrettiği, davacı bu sözleşmeyle taşınmaz satım vaadi sözleşmesini devrettiğinden, TBK'nın 205. maddesi gereği sözleşmenin devri gerçekleştiği, sözleşmeden kaynaklanan bütün hak ve borçları devrederek sözleşmenin tarafı olmaktan çıktığı, sözleşmenin devri, feri nitelikteki hakların da devri sonucunu doğurduğundan,gecikmeden doğan tazminat alacağının da devir kapsamında bulunduğu gerekçesiyle, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; somut olayda sözleşmeden doğan herhangi bir alacak değil, kanundan doğan tazminat hakkının söz konusu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kanundan doğan haklarının sözleşmenin devri ile birlikte devralana geçtiğinden söz edilemeyeceğini, taşınmazın müvekkil tarafından 04.12.2018 tarihinde dava dışı ...'...
Şti. ile banka arasında imzalanan 11.10.2010 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden dava konusu çeklerin sözleşmeden doğan borca karşılık diğer davalı şirketten teslim alındığı, çeklerin davalı ... Mad. Ltd. Şti. tarafından ciro edilerek kendilerine verildiğini, kendilerinin yetkili hamil olup hak sahibi olduklarını, çeklerin sözleşmeden doğan borcun ifası için diğer davalı tarafından verildiğini, kendilerinin iyi niyetli 3. kişi olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ... Ltd. Şti. yetkilisi, dava konusu çeki davacıdan kömür alım satımı nedeniyle aldığını, bu çeki diğer davalı bankaya teslim ettiğini, ancak daha sonra sözleşmeden cayma nedeniyle davacıya çeki geri teslim edemediğini, çek nedeniyle davacıdan bir alacağının bulunmadığını, davaya bir itirazlarının olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, davacının davalı ... Ltd. Şirketine 25.03.2012 tarihli kömür alım satım sözleşmesi gereğince dava konusu çeki verdiği, daha sonra davalı ......
Federasyonu ile yaptıkları sözleşmeden doğan haklarını yine sözleşmede öngörülen devir yetkisine dayanarak diğer davacı I… … İletişim Televizyon ve Yayıncılık A.Ş.'ne devrettiklerini belirtip, bu davalı adına yayın yetki belgesi örneği ibraz ettikleri halde sözleşmeden doğan haklarını devrettiklerini beyan eden adı geçen davacıların aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılmaması yerinde olmayıp, temyiz incelemesi sırasında bu hususlar gözden kaçırıldığından davalılar vekillerinin karar düzeltme isteklerinin kabulü ile hükmün açıklanan bu nedenlerle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile hükmün yukarıda belirtilen gerekçelerle de BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcın isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 21.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince ise, taraflar arasında taşınır satış sözleşmesinden dolayı ayıp nedeniyle zarar tazmin-para alacağı talebinin bulunması, HMK 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılmasına olanak tanıyan seçimlik yetki kuralı ve TBK md. 89/1-1 uyarınca para borcunun ifa yerinin ödeme zamanında alacaklının ikametinin bulunduğu yer olması kuralı gereği davacının adresi olan Malatya Mahkemelerinin de seçimlik yetki kuralı doğrultusunda yetkili olduğu, davacının seçim hakkını bu şekilde kullandığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir....
Davalı vekili, sözleşmede belirlenen yetki şartı gereği Sarıyer Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki ilk itirazında bulunmuş, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu bağlamda davacının Ankara ili bayilik bedeli olan 10.000 ABD Doları +KDV ücretini müvekkili firmanın hesabına yatırması gerekirken müvekkili şirket yetkilisi ...'nin hesabına 10.000 ABD dolarına yakın bir meblağ olarak yatırdığı gibi KDV'sini de yatırmadığını, dolayısıyla müvekkilinin sözleşmeden doğan sorumluluklarının başlamadığını, kaldı ki müvekkilinin sözleşmeden doğan sorumluluklarının başladığı kabul edilse dahi müvekkili firmanın Ankara ilinde satış yaptığının ispat edilmesi halinde davacının her satıştan %10 komisyon ücreti talep etme hakkının doğduğunu, davacı davadan önce ve dava dilekçesi ile sözleşmenin feshini talep etmediğinden yürürlükte bulunan sözleşme nedeniyle davacının iş bu davaya konu taleplerde bulunamayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....
Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Kanunu’nun 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 6100 sayılı Kanun’un “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir: " Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." 3. 6100 sayılı Kanun’un “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinin şöyledir: "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir." 4. 6100 sayılı Kanun’un “Haksız fiilden doğan davalarda yetki” başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir: "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya...
Şirketi'nin sözleşmeden doğan hak ve alacaklarını davalıya devrettiğini, bu protokolden sonra davalı ile müvekkili arasında 12/12/2007 tarihli ek protokol düzenlendiğini ve davalının yayıncı sıfatı kazandığı kararlaştırılarak sözleşmeden doğan hak ve alacaklarının hükme bağlandığını, ancak bugüne kadar ek protokolden doğan yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirilmediğini, buna rağmen müvekkilinin, ana sözleşmenin 20. maddesi uyarınca kendisine tanınan hak ve yetkiler hususunda hoşgörülü davranarak dizinin yapımına 12/12/2007 tarihli ek protokolün 12. maddesi gereği devam ettiğini, bu protokol gereğince tarafların, dizinin 68 bölüm olarak yayınlanmasına karar verdiklerini, ancak davalının bundan sonra da ödeme yükümlülüklerini kısmen geç yerine getirdiğini, kısmen de hiç yerine getirmediğini, 12/12/2007 tarihli ek protokolün 12. maddesi gereğince, ana sözleşmenin 14. maddesine atıf yapılarak dizinin 68. bölüme kadar uzatılmasına rağmen, davalının ana sözleşmenin 16/1. maddesi gereğince...
Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 6100 sayılı Kanun’un “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir: “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 3. 6100 sayılı Kanun’un “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinin şöyledir: “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) “İfa yeri” başlıklı 89 uncu maddesi şöyledir: “Borcun ifa yeri,...
doğan yükümlülüğünü ihlal ettiğinin tespitine, taraflar arasındaki iş sözleşmesinden doğan cezai şart alacağının şimdilik 100,00 TL'sinin kısmi dava olarak ihlal tarihinden itibaren işletilecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....