WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, davalı kiraya verenin kira sözleşmesini tek taraflı feshetmesi nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının mahrum kalınan kâr talebine yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Türk Borçlar Kanunu’nun 112. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır....

    Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/1111 KARAR NO : 2022/228 DAVA : TAZMİNAT (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/11/2016 KARAR TARİHİ : 15/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı davalı ile 07/01/2010 tarihli Nakliye Sözleşmesi yaptığını bu sözleşmeye göre davacının araçları ile davalıya ait süreli yayınları şehir içi ve şehirler arası nakliyesini yapacağını, Nakliye Sözleşmesinin 27. maddesine göre sözleşme süresinin 1 yıl olup taraflardan biri sözleşmenin dolacağı tarihten 1 ay önce sözleşmeyi feshetmez ise sözleşmenin kendiliğinden 1 yıl uzamış olacağı hükmünün bulunduğu, buna göre sözleşme en son 07/01/2016 tarihinde 1 yıl uzadığını, davalı tarafın 01/08/2016 tarihinde haksız, nedensiz ve tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, 5 ay 6 günlük süre varken sözleşme fesh olunması nedeniyle davacının çalışılamayan bu süreden dolayı mahrum kalınan kazanç ve uğranılan diğer...

        "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı maddi ve manevi tazminat davasına dair karar davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 8.120,00 TL kazanç kaybı bedelinin tahsiline, sair taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          -TL tutarındaki kısmi talebin hangi zarar kalemine istinaden istendiği açık ve net bir şekilde anlaşılamadığını, zira dilekçe içeriğinde hem mahrum kalınan kar kaybı bulunduğunu, hem de itibar kaybı yaşadığını, mahrum kalınan kar kalemi bir maddi tazminatı davasının konusu iken itibar kaybına ilişkin iddialar ise manevi tazminat davasının konusu olduğunu, müvekkilinin davacı ve diğer davalı ile arasındaki satışın gerçekleşmesi için bir aracı olup huzurdaki dava bakımından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, aracın satışına ilişkin hukuken geçerli bir satış sözleşmesi bulunmadığından, davacının sözleşmeye dayalı herhangi bir talep hakkının bulunmadığını, satış bedelini müvekkili şirkete göndermeyen davacının ihalede satın alma koşullarını yerine getirmediğini, mahrum kalınan kar veya itibar kaybı iddiaları davacı tarafça ispat edilemediğini, bu nedenlerden dolayı haksız ve yasal dayanığı olmayan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar...

            Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 23/10/2014 NUMARASI : 2014/328-2014/498 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat ve mahrum kalınan kar davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

              , taraflarınca Canik Çevre Birliği'ne Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/161 Esas 2019/417 Karar sayılı ilamı ile zarar ve mahrum kalınan kar payı için ilgili mevzuat hükümlerine göre dava açıldığını, açılan dava sırasında alınan 3'lü bilirkişi raporuna göre müvekkillerinin zararı olan 393.900,00 TL tazmin edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, anılan davada mahrum kalınan kar payı taleplerinin kabul edilmediğinin, gerekçesinin de huzurdaki davanın davalısı T5 yeri teslim etmemesinden kaynaklanan kusurunun gösterildiğini, bu ilam için istinaf ve temyiz yoluna başvurulduğunu, kesinleştiğini ve dolayısıyla müvekkili şirketlerin mahrum kaldığı kar payının sorumlusunun huzurdaki T5 olduğunun da kesinleştiğini, müvekkili şirketlerin oluşan 393.900,00 TL mahrum kalınan kar payının davalı idareden alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve karşı taraf vekalet ücretinin davalı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri süre tutum dilekçesi ile katılan vekil tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Katılan ile sanıkların sahibi olduğu mobilya dükkanı arasında mobilya yapım ve montaj işleri için sözleşme yapıldığı, sözleşme içeriği iş bedelinin nakit ve çeklerle sanıklara ödendiği, ancak sanıkların süresi içerisinde taahhüt ettikleri sözleşme içeriği işi yapmadıkları ve katılanı dolandırdıkları iddia olunan olayda; sanıklarla katılan arasındaki ilişkinin sözleşmenin gereğinin yerine getirilmemesinden ibaret hukuk mahkemelerinde ileri sürülmesi gereken bir hukuki ihtilaf konusu teşkil ettiği, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının olayda bulunmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin kabullerinde isabetsizlik bulunmamıştır....

                Mahkemece menfi tespit, devir bedelinin, maddi ve manevi tazminat isteminin reddine, depozito bedeline ilişkin isteminin kabulüne karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçelere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının mahrum kalınan kara yönelik temyiz itirazına gelince; Davacı dava dilekçesinde özetle davalıdan kuruyemiş dükkanı işletmek amacı ile kiralamış olduğu dükkanı ... Belediyesi tarafından taşınmazın imar planında garaj olduğu bu nedenle imara aykırı kiralanana ruhsat verilemeyeceğinden faaliyetten men edildiğini ve kiralanan taşınmazda hiçbir faaliyette bulunamadığını, aldığı malları satamadığını ve kiralananın zabıta marifeti ile mühürlendiğini bu nedenle sözleşmeyi feshettiğini belirterek mahrum kaldığı karın tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

                  Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK'nun 112. ( 818 sayılı BK md. 96) maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu