İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle rekabet yasağına aykırılık nedeniyle cezai şart alacağı talebine ilişkindir. ---- tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır....
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinden kaynaklı rekabet yasağının ihlali nedeniyle, cezai şart tazminat istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin----- işçinin işten ayrıldıktan sonra rekabet yasağının ihlali halinde ----- cezai şartın ödeneceğinin düzenlendiği görülmüştür. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK 'nın 444-447. Maddeleri arasında yer almaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre; 6098 sayılı TBK'nın ikinci kısmının ---- düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. 7036 sayılı kanun, yeni ve özel kanun olarak 6102 sayılı TTK'dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK'nın 4/1-c maddesindeki düzenlemenin uygulanma imkanını ortadan kaldırmıştır....
nun 420/1.madde hükmü uyarınca cezai şart geçersiz sayıldığı .." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; olayda ceza şartı öngörülen sözleşmede sadece davalı işçi aleyhine cezai şart konulduğunu, davacı işveren aleyhine cezai şart ya da karşı bir edim ihdas edilmediğini, bunun doğal sonucu olarak, TBK'nun 420/1. madde hükmü uyarınca cezai şartın geçersiz sayıldığını, bu itibarla, aşırı nitelikteki davalı aleyhine olan rekabet yasağının kapsamı veya süresi bakımından sınırlaması cihetine gidilmediğini, cezai şartın geçersiz sayıldığını ve bu kararın hatalı haksız ve hukuka olduğunu, bilirkişi raporunda davacının rekabet yasağı taahhüdünü ihlal ettiği ve müvekkil şirketin (6) aylık brüt ücret tutarında cezai şart talep edebileceğinin kabul edilmesine rağmen, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde Ticaret Mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak iş kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....
Şti. isimli firmada çalışmaya başladığını ileri sürerek davalının rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle oluşan cezai şart alacağından şimdilik 10.000 TL tutarındaki kısmının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının 58.366,80 TL cezai şart alacağından şimdilik 10.000 TL'lik kısım için dava açtığı, HMK'nın 107-109 maddeleri uyarınca talep konusunun miktarının tartışmasız bir şekilde belirli olduğu hallerde davacı tarafından belirsiz alacak - kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacağı, davacının davalıdan talep edilebilecek alacak tutarının sebep ve miktarlarını net olarak belirterek toplam davalıdan 58.366,80 TL cezai şart alacağı olduğunu belirttiği, bu kapsamda davacının açmış olduğu davada HMK'nın 114/h ve 115. maddeleri uyarınca dava şartı (hukuki yarar) gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
İşçi, sözleşmesinin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuiyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü haiz olup, madde metninden de anlaşılacağı üzere bu madde sözü edilen sırlara vakıf işçinin sözleşme yapmak şartıyla işten ayrılması halinde aynı işi kendi adına yapmamasını, rakip bir müessesede çalışmamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olmamasını düzenlemektedir. Düzenleme, iş sözleşmesi içinde yer almakla birlikte iş sözleşmesi süresi içinde yapılmaması gereken bir hususta değil, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirmektedir. İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları aynıdır. Oysa somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemektedir....
Kaldı ki, hizmet sözleşmesinin ve bu sözleşmenin bir parçası olan rekabet yasağı şartının ve rekabet yasağı sözleşmesinin kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin olmasına göre bu davaya uygulanması gereken TBK'nun 420/1. madde hükmü uyarınca, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan cezai şart geçersizdir.Cezai şartı öngörülen sözleşmede sadece davalı işçi aleyhine cezai şart konulmuş, davacı işveren aleyhine cezai şart konulmamış olduğundan sözleşmedeki rekabet yasağı şartı bu sebeple de geçersizdir. Bu açıklamalar ışığında, taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağının geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye bağlı olarak bir hak ve alacak talep edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacının cezai şart talebinin reddine" karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme olan İstanbul 1....
ta işveren ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren şirketlerde 3 ay çalışmamayı kabul edeceği, aksi halde 6 aylık brüt maaşı tutarında cezai şart ödeyeceği” hususlarının kararlaştırıldığı, davalının 08.04.2011 tarihinde davacı işyerinden istifa ederek 22.04.2011 tarihinden itibaren davacı ile aynı alan ve bölgede faaliyet gösteren dava dışı şirkette çalışmaya başladığı, böylece kararlaştırılan 3 aylık süre ile rekabet etmeme yasağını ihlal ettiği, ödenmesi gereken cezai şart miktarının 10.086,77 TL olarak tespit edildiği, ancak davacının 3 aylık rekabet yasağı için 6 aylık brüt ücreti tutarında öngörülen cezai şartın hak ve nesafet kurallarına aykırılık taşıdığı, bu nedenle takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimi uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.724,51 TL cezai şart alacağının temerrüt tarihi olan 17.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Her ne kadar davalının, davacı ile aralarındaki sözleşme devam ederken marka başvurusunda bulunması ve web sitesi açması haksız rekabet değil ise de, davalının özellikle aynı AVM'deki aynı işyerinde, aynı iş kolunda faaliyette bulunması rekabet yasağının ihlali niteliğindedir. Dolayısıyla davacı taraf sözleşmenin 4.11 maddesine dayalı olarak cezai şart talep edebilecektir. Bu bakımdan ihlalin şekli, ağırlığı, yoğunluğu ve söz konusu cezai şarttan tenkisin gerekip gerekmediği (davalının iktisaden ve ekonomik yönden mahvına sebep olup olmayacağı) hususları tartışılmalıdır....
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde davalının rekabet yasağı sözleşmesini ihlali halinde rekabet yasağı kararlaştırılmış olup, bununla ilgili TBK 446.maddesi uyarınca “ rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır” düzenlemesi yer almasına ve davacı tarafça cezai şart alacağı talebinde bulunulmasına rağmen Mahkemece cezai şart alacağı yerine maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir....