bünyesinde çalıştığı ilden farklı olarak yeni şirket bünyesinde İstanbul ilinde çalıştığı, bu itibarla rekabet yasağı sözleşmesine aykırı bir eyleminin olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı tarafından, talep edilen cezai şart bedeli tam olarak belirlenebilir nitelikte olduğundan işbu davanın belirsiz alacak veya kısmi dava şeklinde açılması mümkün olmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple, işbu davanın esasa girilmeksizin usulden reddinin gerektiğini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, sayın mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin sona erdiğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin ihlal edilmediğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’ndeki cezai şart hükmünün geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, cezai şart miktarının tenkisini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine...
Somut olayda davacı ile davalı arasında rekabet yasağını düzenleyen sözleşme hükümleri ile rekabet yasağına atıf yapan hükümler değerlendirildiğinde; mahkemece rekabet sözleşmesinde rekabet yasağı süresinin altı ay ve rekabet mahalli olarak Ege Bölgesi'nin belirlenmesi sözleşmenin geçersizliği sebeplerinden biri olarak benimsenmiş ise de, bu konuda davalının çalışma hayatındaki müktesebatı, tecrübesi ve uzmanlık alanına göre, rekabet yasağı sözleşmesinde yer alan yer ve süre sınırlamasının onun iktisadi geleceğini tehlikeye atacak mahiyette hakkaniyete aykırı bir sınırlama teşkil etmediğinin kabulü gerekir. Yine mahkemenin davalının kilit bir pozisyonda bulunmadığı ve şirketin sırlarına vakıf olmayan davalının haksız rekabetinin de söz konusu olamayacağı yönündeki gerekçesi ise, TBK'nın 444/2. madde hükmü karşısında isabetli görülmemiştir....
Taraflar arasındaki 06.07.2010 tarihli sözleşmede iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği 08.11.2012 tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta 6098 Sayılı TBK'nın 445. maddesinin tatbik edileceğine dair mahkeme gerekçesi yerinde ise de, anılan kanunda bahsi geçen iki yıllık rekabet yasağı süresinin 06.07.2010 tarihinden itibaren başlatılarak davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede 5 yıllık rekabet yasağı süresi öngörülmüş, coğrafi alana yönelik kısıtlama ise yapılmamıştır. TBK'nın 445/1 fıkrasında bu tür sözleşmeler bakımından yer ve zaman sınırlaması öngörüldüğü gibi, aynı maddenin ikinci fıkrasında da mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir....
İşçi ile işveren arasında TBK'nın 444 ve devamındaki maddelerinde işaret edilen koşullar dahilinde tesis edilecek rekabet yasağı sözleşmesi, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine konulacak bir hükümle düzenlenebileceği gibi bu hususta ayrı bir metin ile rekabet yasağı sözleşmesinin akdedilmesi mümkündür. Her iki durumda da rekabet yasağı, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden bağımsız olarak varlığını sürdürür. Başka bir anlatımla hizmet sözleşmesi içerisinde ayrı bir hüküm olarak rekabet yasağı kaydının mevcudiyeti hâlinde, taraflar arasındaki sözleşmede hem hizmet ilişkisinin devamı süresince geçerli olan bir hizmet sözleşmesinin, hem de hizmet ilişkisi sona erdikten sonraki döneme dair yükümlülükler içeren bir rekabet yasağı sözleşmesinin varlığı kabul edilerek tarafların her iki sözleşme ile bağlı oldukları kabul edilmelidir....
Davalı vekili, rekabet yasağı düzenlemesinin geçersiz olduğunu, ayrıca müvekkilinin yasağa aykırı bir eyleminin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan 27/02/2009 tarihli iş akdine bağlı gizlilik ve rekabet yasağı düzenlemesinde rekabet yasağına ilişkin olarak herhangi bir yer ve süre şartı getirilmediği, sadece aynı sektörde iş takibi, pazarlama ve yahut ticari faaliyet gösteremeyeceğinin düzenlendiği, bununla birlikte sözleşmeye aykırılık halinde 50.000 USD tutarında tazminat ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak rekabet yasağının yer ve süre yönünden sınırlandırılmaması halinde geçerli olmayacağı, bu durumda taraflar arasındaki rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli sayılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Noterliğinin ... yevmiye numaralı ve ... tarihli ihtarnamesi ile feshedildiği, bahse konu bayi sahibi ile rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranmak suretiyle ortaklık yapan ...'in aynı zamanda ... Şubesi'nin kapatılmasından ve aynı bölgede ...'ca yeni bayilik verilene kadar geçecek sürede şirketin ve şirket ortaklarının uğrayacağı zararlardan da sorumlu olduğunu, davalı ...'in müvekkiller ve şirketle yapmış olduğu rekabet yasağı sözleşmesini, müvekkillerle aynı sektörde faaliyet gösteren... Şirketi isimli şirketi üstelik müvekkillerin rakibi konumunda olan ...A.Ş. ortaklarından ...isimli şahısla birlikte kurmuş olması sonunda ihlal ettiği, Rekabet Yasağı sözleşmesinin açık ihlali neticesinde müvekkil şirketin ve müvekkillerin uğradığı maddi zararı davalı ...'den tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin ikamet adresi '... olduğu, belirtilen adresinin yargı çevresi ise, HMK' nın 'Genel yetkili mahkeme' başlıklı 6....
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/12/2020 KARAR TARİHİ : 31/12/2020 Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin...Yönetim Destek Hizmetleri (...) ticaret ünvanı ile anılan özel bir yönetim danışma güvenlik firması olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 20.06.2019 tarihinde imzalanan iş sözleşmesi ile iş ilişkisi kurulduğunu, davalı ile 01/06/2020 tarihli 2020/.... sayılı ihtarname ile iş ilişkisinin sona ediğini, Dava konusu uyuşmazlığın işveren işçi arasında düzenlenmiş olan sözleşme gereği işçinin söz konusu rekabet yasağı hükmünü ihlalden kaynaklı sözleşme gereğince öngörülen cezai şartın talep ve tazmini olduğunu, Davalı personel ...'ın ise iş ilişkisinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işverenin ticari sır ve organizasyonlannı üçüncü kişilerle ve ... ile paylaştığını, müvekkili şirketin hizmet vermiş olduğu ......
Oysa somut olayda, davacı “hizmet sözleşmesine” dayanarak değil TBK’nın 444. maddesi ve devamında düzenlenen “rekabet yasağı sözleşmesine” dayalı olarak talepte bulunmaktadır....
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili; davalının çalışma dönemi içinde müvekkilinin iş sırlarına, gizli bilgilerine yakından vakıf olduğu için iş ilişkisi sona erdikten sonra bu tarz bilgileri kullanarak müvekkili aleyhine hareket etmesini engellemek adına iş sözleşmesine rekabet yasağını içeren bir düzenleme eklendiğini ve davalının da bu yasağı kabul ettiğini, TBK'nın 444 vd. hükümlerine göre, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli sayılabilmesi için işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin bulunması ve söz konusu sözleşme ile işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesinin gerektiğini, davalının, müvekkili şirkette muhasebe asistanı olarak çalıştığını ve işi gereği müşteri çevresi ile ilgili bilgilerin büyük çoğunluğuna erişim imkanı elde ettiğini, söz konusu rekabet yasağı geçerli olup çalışanın ekonomik geleceğini tehlikeye düşürmediğini, davalının işe başladığı yeni firmanın müvekkili ile birebir aynı alanda çalıştığı, davalının 2 yıllık süre dolmadan bu firmada çalışmaya başladığını...