WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, sonradan tespit edilen sigortalılık süresi nedeniyle doğmuş prim borcunun 01.08.2011 tarihi itibari ile mevcut olması nedeniyle tahsis talebinin reddine dair kararı isabetli ise de, fazla ödenen prim ödemelerinin varlığı bakımından 01.06.1996 - 11.07.2011 tarihleri arasındaki sigortalılık bakımından, kesinleşen tespit davaları ile sigortalılık süresi ile 6111 sayılı Yasa kapsamında ödenmesi gereken prim tutarlarının, mahkeme kararlarının infazı sağlanarak ve bu kararların göre davacı hakkında teşmil edilmesinden sonra fazla prim ödemelerinin varlığı hususunun davalı Kurum'dan sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğinin dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır. ” denilmektedir. Somut olayda; ek aylık prim hizmet belgelerinin ve işe giriş bildirgelerinin Kurum'a süresinde ibraz edilmemesinden dolayı, ileride Kurumca yapılacak re'sen tahakkuk sonucu doğacak prim borçları ile faiz ve tüm fer'ilerinin zamanaşımı hukuksal nedenine dayalı olarak iptali isteminin davanın konusunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca söz konusu prim borçları ve idari para cezaları; halihazırda tahakkuk ettirilmemekle davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından Mahkemece henüz tebliğ edilmemekle tahakkuk etmeyen idari para cezaları için öngörülen zamanaşımı sürelerine ilişkin ilkeler çerçevesinde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur....

      DAİREMİZİN 11.03.2021 TARİHLİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizce "Mahkemece Kuruma yazılan 04.07.2018 tarihli yazı ile 2017/17238 takip sayılı ödeme emrine konu borcuna dayanak işlemlerin sorulması üzerine; Kurumun 04.07.2018 tarihli cevabında; ödeme emrinin işverence her ay bildirilen sigortalılara ait prim borçlarının süresinde ödenmemesinden kaynaklandığının bildirildiği, fakat ödeme emrine konu prim aslı ile kurum tarafından gönderilen aylık prim ve hizmet belgelerindeki prim asılları tutarları arasında farklılık bulunduğu gibi, 2017/7 ve sonrasına ait prim ve hizmet belgelerinin gönderilmediği, davacı tarafın 27.12.2018 tarihinde sunduğu ödeme dekontları ile kurumdan getirtilecek işveren müfredat kartları, prim tahakkuk cetvelleri, ve Kurum nezdindeki ödeme belgeleri getirtilerek konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak davacının ödeme emrinin düzenlendiği tarih itibariyle prim ve gecikme zammı borcu bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hesaplanılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir...

      olayda sigorta ettiren aleyhine yapılan takibin semeresiz kalma koşulunun bulunduğu, dosya kapsamında doğrudan sigortalıya icra takiplerinin yapıldığı, öncesinde sigorta ettiren hakkında takip yapılıp semeresiz kaldığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, ayrıca takibin semeresiz kalmasının yanında sigortacı tarafından sigortalıya bildirilmesi ve sigortalı tarafından prim ödeme borcunun üstlenilmesi gerektiği, davalının prim ödeme borcunun üstlenilmesi yönünde herhangi bir iradesinin bulunmadığı, 1.000,00 tl ödeme yapılmasının prim ödeme borcunun tamamının sigortalı tarafından üstlenildiği sonucunu çıkarmadığı, ve dosya kapsamından davacı tarafından sunulan hesap ekstresinden söz konusu ödemenin davalı tarafından yapıldığının ortaya konulamadığı da anlaşıldığından ve davalının prim ödeme borcundan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı, husumetin davalıya yöneltilemeyeceği anlaşılmakla düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitler de dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olmakla hükme esas...

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmda belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava dosyası incelendiğinde, davacı tarafından ...-... adi ortaklığı adına 2009/11-2010/9 dönem ve aralarına ilişkin tahakkuk ettirilen prim borcunun iptali için işbu davanın açıldığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.10.2014 tarih ve 2013/480 E. 2014/859 K. sayılı dava dosyasında ise davacı ... tarafından ...-... adi ortaklığı adına 2009/11-2010/9 dönem ve aralarına ilişkin prim borcuna dair işlemin iptali ile ... adına 2011/5-9 dönem ve aralarına ilişkin resen tahakkuk ettirilen prim borcunun iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır....

        Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. "hükmü yer almaktadır. 5510 sayılı Yasanın 85’inci maddesinde öngörülmüş olan bir aylık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, Kurum işleminin tebliğinden itibaren bir aylık süre içinde itiraz edilmemesi halinde, Kurumun işleminin ve dolayısıyla borcun idari aşamada kesinleştiğinin kabulü gerekir....

          Davacı, Kurum tarafından kendisine gönderilen ve 01.10.2008 tarihi öncesine ait sosyal güvenlik destek prim borcu başlıklı 11.03.2013 tarihli yazıya istinaden, borcu olmadığının tespiti, yaşlılık aylığından yapılan kesintinin durdurulması ve yapılan kesintilerin iadesi için eldeki davayı açmıştır. 11.03.2013 tarihli sözkonusu yazıda davacının 31.03.2013 tarihi itibariyle sosyal güvenlik destek prim borcunun 3.701,83 TL, ceza borcunun 5.742,69 TL olmak üzere toplam borcun 9.444,52 TL olduğu bildirilmiştir....

            nun 125.maddesi uyarınca prim borcunun muaccel olduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği gözetildiğinde, 2004/6.aya ait prim borcu 506 sy m80 uyarınca 31.07.2004 tarihinde muaccel olur ve B.K.m125 ve 128 uyarınca da 31.07.2004 tarihinden itibaren 31.07.2014 tarihinde zamanaşımına uğrar.Hal böyle olunca, ödeme emri davacıya 02.06.2010 tarihinde tebliğ edildiğine göre ödeme emrine konu olan 2004/6.aya ait prim borcunun zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden dava konusu ödeme emrinin 2004/6.aya ait prim ve gecikme zammı borcunun iptaline yönelik isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu döneme ait prim ve gecikme zammının da hesaplamaya dahil edilerek iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

              KARAR Dosyadaki yazılara toplanan delillere , kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 1-Dava, davalı Kurumca davacılara yönetim kurulu üyesi bulundukları Edirnespor Klubünün prim borçlarından dolayı tahakkuk ettirilen 2005/10-12 ve 2006/1-3 dönemine ait prim ve geçikme zamlarından dolayı 1998/50 takip sayılı 3.894,55 TL miktarlı 16.02.2010 tarihli ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istemin 6183 sayılı yasanın 102 maddesine göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan kabulü ile 1998/50 sayılı ödeme emrinin iptali ile davacıların borç ödemekle yükümlü olmadıklarının tespitine karar verilmiştir. Davacılara gönderilen 16.02.2010 tarihli ödeme emrinden dolayı prim boçlarının ödeme emrinde her ne kadar takip 1998/50 sayılı ise de, ödeme emrinde prim borcunun 2005-2006 yıllarına ait olduğu görülmektedir....

                Mahkemece, davacının işveren olup, diğer prim borcunun doğumuna neden olan oğlu ...’ın çalışan olup olmadığı, borcun doğumuna neden olacak çalışmanın gerçekleşip gerçekleşmediği, yeterince araştırılmamıştır. Borca konu dönem, 2006 yılı 1 ila 6. aylara ilişkin olup, davacı ile oğlu .....yaşlılık aylığı aldığı belirtilmiştir. Davacı, kısa süreli, hastalığı döneminde oğlunun yardım ettiğini, sürekli çalışmasının olmadığını belirtmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu