Davalı vekili, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK'nın 187'inci maddesinde sayılan ortaklıktan çıkarılma şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen dosyada davacı vekili, 22.07.2010 tarihinde toplanan davalı şirket ortaklar kurulunun müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması yönünde işlem yapılması hakkında karar aldığını, ancak bu toplantıda müvekkiline oy hakkı tanınmadığını, kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu, kararın alınması için gerekli şartların oluşmadığını ileri sürerek şirket ortaklar genel kurulunca alınan 22.07.2010 tarih ve 2010/11 sayılı kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davalı vekili, iptali istenen kararın alındığı toplantıya tüm ortakların katıldığını, davacının muhalefet etmek suretiyle görüşünü bildirdiğini, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacının almış olduğu ödeme ile ortaklıktan çıkartılma kararından haberdar olduğu, ancak uzun süre aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi, aidat borcunun olup olmadığını takip etmemesi ile ortaklık şartlarından olan araç kaydının bulunmasına ilişkin şartı taşımaması nazara alındığında, davacının ortaklıktan zımmen çıkma iradesine sahip olduğu ve eylemleri ile bu iradesini gösterdiği, dolayısıyla işbu davanın açılmasının TMK 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralına aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili, dava dilekçesinde söz edilen hususların doğru olmadığını, ortaklıktan çıkartılma koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, TTK'nın 621 ve 640. maddelerine göre ortaklıktan çıkartılma hakkının ortaklara değil şirkete tanındığı, ortağın böyle bir davayı açma hakkı bulunmadığı, tarafların aktif dava ehliyetlerinin olmadığı, şirket kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı, kar payı dağıtımı yerine şirketin paralarının şahsi hesaba aktarıldığı, davalı-karşı davacı V.. S..'ın gerçek nedene dayanmadan kendisini şirkete karşı alacaklı gösterdiği, ortaklar arasında güven ilişkisi kalmadığı, her iki ortağın birlikte kusurlu olduğu, TTK'nın 642. maddesi uyarınca fesih yerine davacının payının gerçek değerinin ödenmesine karar verilebileceği gerekçesiyle, asıl ve karşı davada ortaklıktan çıkartmaya ilişkin taleplerin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karşı davada davalı-karşı davacı V.. S..'...
- K A R A R - Davacı vekili, kooperatif üyesi olan müvekkilinin davalı kooperatif yönetim kurulunun 07.04.2015 tarihli kararı ile kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini ve 21.06.2015 tarihli genel kurul kararı ile bu kararın onaylandığını, davacının kooperatiften ihraç kararının davacıya tebliğ edilmediğini, davacının kooperatiften çıkartıldığını 19.11.2015 tarihinde öğrendiğini, kooperatif üyeliğinden çıkartılma kararının haksız olduğunu ileri sürerek davacının kooperatif üyeliğinden çıkartılmasına ilişkin davalı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kooperatif ortaklığından çıkartılmasına ilişkin kararın noter kanalıyla davacıya tebliğ edildiğini, davacı tarafından 3 aylık yasal süre içerisinde dava açılmadığını, gönderilen ihtarlara rağmen davacının kooperatife ortaklıktan kaynaklanan borcunu ödenmemesi üzerine ihraç kararı alındığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, 1163 sayılı Kanunun 16. maddesine göre ortaklıktan çıkartılma nedenlerinin anasözleşmede açık olarak gösterilmesi gerektiği, davacı hakkında hükmolunan cezanın anasözleşmenin 14/5.maddesinde sayılan suçlardan olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 27.03.2012 tarih 2012/1333 Esas 2012/2331 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
- K A R A R - Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu akçeli yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle kooperatif tarafından üyelikten ihraç edildiğini, ihtarların hukuka uygun olmadığı gibi ortaklıktan çıkarılmasına rağmen yönetim kurulu başkanı olan ...'ın imzasının bulunduğunu, daha yüksek meblağlarda kooperatife borcu bulunan diğer hiçbir ortak hakkında çıkarma kararı alınmadığını, çıkarma tarihinden önce ve sonrasında da aidat ödemelerinin devam ettiğinden bahisle 16.04.2013 tarihli 200 sayılı kooperatif ortaklığından çıkartılma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, adı geçen ...'...
Noterliği ... yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliği tarihinden itaberen işleyecek ticari faizi ile birlitkte Davalı şirkete yönelik: müvekkilin ortaklıktan haklı sebebe dayalı olarak çıkmasına karar verilmesini, müvekkilin ortaklıktan ayrılma akçesinin tespiti ile belirlenen ortaklıktan ayrılma akçesinin şimdilik 1.000.TL olmak üzere ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini, müvekkilin ortaklıktan haklı sebeple çıkmasına karar verilmesi üzerine müvekkile ait olan %20 şirket payının ticaret sicilindeki müvekkil adı ve payının terkini ile bu %20 lik payın şirket adına tesciline veyahut şirket tasarrufuna bırakılmasına, Müvekkile davacıya ödenmesi gereken, davalı şirket tarafından ödenmeyen, kar payı ve her türlü gelirin tespiti ile bunlar için şimdilik 1.000,00....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/597 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile haklı nedenle çıkma kararı ile şirketten çıkarılması kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, ortaklıktan çıkartılma kararı daha önce kesinleştiğinden takibe konu çıkma payına ilişkin ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmediği anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Somut olayda; davacı vekili tarafından, davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından 24/12/2016 tarihinde alınan kararla ortaklıktan çıkarıldığı, müvekkilinin ortaklıktan çıkartılma kararının usul ve yasalara aykırı olduğu iddiası ile iş bu davayı açtığı, dosya içerisinde toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının davalı kooperatife 2010-2016 yılı Mayıs ayına ait 30/06/2016 tarihine kadar olan toplam 56.100,00 TL birikmiş aidat ve 30.306,00 TL gecikme bedeli borcundan oluşan toplam 86.406,00 TL'yi ödemesi için birinci ihtarnamenin Ankara ......