"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet düzenlenirken, göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararıdır (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 6). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlar, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Mahkemece, 12.11.2004 doğumlu ortak çocuk ......
in velayetin değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise: çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde vermesi gereken karar; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....
in baba yanında kalmaya başladığı, küçük ... ile annenin ise mahkemenin tedbir kararı uyarınca ortak evde birlikte yaşadıkları, erkeğin bu evin elektrik ve doğalgazını kapattırdığı için görüşme tarihinde küçük ...'nun üşüterek hasta olduğunun gözlemlendiği, annenin küçüğü asla bırakamayacağını çocuklarının kendisine ihtiyaçlarının olduğunu beyan ederek ağladığı, baba çalıştığından büyük çocuk ...'e babaanne ve dedesinin baktığı, annenin velayet sorumluluğunu alabilecek yeterlilikte olmadığına yönelik ifadelerle velayet konusunda takdirin mahkemeye bırakıldığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Toplanan delillerden, davalı-karşı davacı kadının başka erkeklerle mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu sabit ise de gayrı ahlaki bir yaşam sürdürdüğü ispatlanamamıştır. Özellikle çocuklardan ...'in uzmana verdiği beyanlar ve son raporda kadın ve çocuklardan ...'...
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir( TMK 348 vd. md.). Davacının istinaf başvurusunun incelenmesinde; 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması hallerinde velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiğini düşünmüş olsak dahi bilhassa kız çocuklarının velayetinin anneye verilmesi halinde annenin kendi soyadını çocuğa verdikten sonra evlenmesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi ya da sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliği ve istikrarı zedeleyeceği gibi asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travmalar yaratacaktır....
Davacı anne de çalıştığına ve kendi anne-babası ve kardeşi ile yaşadığına göre, çocuğa davacının anne-babası bakacak ya da bakıcı temin edilecektir. Salt henüz idrak çağında dahi olmayan çocuğun "annesi ile kalmasının daha iyi olacağını düşündüğünü" beyan etmesi ve uzman raporunun baba ile ilgili görüşüne değer verilmeden, sadece anne ile ilgili görüşü esas alınıp velayet değişikliğine gidilmesi kanunun ruhuna da sözüne de aykırıdır. Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz" denilmektedir. Protokol ile çocuğun velayetini babaya verip, aradan bir buçuk ay geçtikten sonra velayet değişikliğini haklı kılacak hiç bir neden yokken işbu davanın açılması açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir ve hukuk düzenince korunamaz....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. (TMK'nun 348. vd.m.leri) Davacı vekilinin istinaf başvruusun incelenmesinde; TMK'nun 282 m.sine göre, çocuk ile ana arasında soy bağı doğumlu kurulur. Çocuk ile baba arasında soy bağı, ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Soy bağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; velâyet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin, velâyet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velâyet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, velâyet hakkı bulunan annenin çocuğun soyadını kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı; somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı aksine soyadı değişikliğinin çocuğun psiko-sosyal gelişimi yönünden üstün yararına olacağı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği, davalı babanın ortak çocukla uzun süredir görüşmediği, çocuğun babayı çok...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T6 ile T1 gayri resmi birlikteliğinden , 08/05/2007 doğumlu Sudenaz Sultan'ın dünyaya geldiğini, tarafların çocuk 1,5 yaşında iken ayrıldıklarını, çocuğun soyisminin nüfus kayıtlarında davalı babası T6'ın soyismi olan "Akçay" olarak kayıtlı olduğunu, ancak davalı babanın çocuğu 1,5 yaşında iken terk ettiğini, bugüne kadar da arayıp sormadığını, hiç bir şekilde ziyaret etmediğini, çocuğun babasını tanımadığını, her şeyi ile annesi olan T1 ilgilendiğini, velayet hakkı kendisinde bulunan annenin, çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğunu, kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin, çocuğun soyadını kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici bir düzenleme bulunmadığını, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığını, çocuğun soyadının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba, boşanma kararı ile velayetleri davalı anneye bırakılan ortak çocuklar 26.03.2008 doğumlu ... ile 17.12.2010 doğumlu ...’un velayetlerinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece; davanın kabulü ile TMK’nın 183. maddesi gereğince velayetlerin davacı babaya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı anne tarafından temyiz edilmiş, davalı anne temyiz aşamasında, ortak çocuk ...’un babasının yanında iken, çocuğun amcasının oğlu tarafından cinsel istismarına uğradığını, bu konuda soruşturmanın devam ettiğini, Küçük ...’un soruşturma dosyasında annesine teslim edilmek istediğini beyan ettiğini belirterek soruşturma evraklarını eklemiştir....