Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; ... 19.10.1997 doğumlu olarak ... ve ... çocuğu olarak baba beyanı üzerine 09/08/1999 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocuğun gerçek baba ve anası olduğu iddia edilen ... ve ... 23.04.1986 tarihinde evlenmişlerdir. Davacıların iddiasının kabulü halinde çocuk, ana ve babasının evlilik birliğine tescil edilecek, dolayısı ile ana ve baba arasındaki soybağı TMK.nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davada, ana ve baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'nın kayden baba ve anası görünen ... ve ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava; ...'ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan ... ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Nüfusta anneliğin tespiti ve nüfus kaydının bu haliyle düzeltilmesi istemine ilişkin olarak açılan davada Muğla 1. Asliye Hukuk ile Karabük Aile, Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik-görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfusta anneliğin tespiti ve nüfus kaydının bu haliyle düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen kişinin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kaydında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece; dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen ......
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalı ... Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, nüfusta oğlu olarak görünen 25.06.1999 doğumlu Tahir’in aslında torunu olduğunu, ...’in anne ve baba adının düzeltilmesini istemiştir. Dava, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesi (5490 s.Nüfus Hizmetleri Kanunu md.36) istemine ilişkin olup, soybağının düzeltilmesine yönelik değildir. Nitekim mahkeme de istemin nüfus kayıt düzeltimi niteliğinde olduğunu kabul ederek davayı karara bağlamıştır. Açıklanan sebeple temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay 18....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır. Somut olaya gelince; nüfus müdürlüğünden usulüne uygun olarak yapılan araştırma sonucunda muristen başka ...Köyü nüfusuna kayıtlı...ve ...'dan olma 1961 doğumlu ... adında kimsenin bulunduğu ve halen sağ olduğu anlaşılmakta ise de, mahkemece bu kişi dinlenmeden sonuca gidilmiştir. O halde; ... Köyü nüfusuna kayıtlı ...ve...'...
oğlunun vefat ettiğini, günün şartları ve Ağrı ilinde bırakan ili, ilçeyi, köy mezralarına bile ulaşımın bölge şartlarında çok zor olması nedeni ile köy yerinde defnettiklerini, akabinde Fatma ÖRÜ’nün Aydın’a eve döndüğünde kendisinin onun vefat ederek Ağrı’da gömülen oğlunun kimliğinin verilmesi sebebi ile annesinin kaydının ve yaş kaydının doğru olmadığını, bu duruma ilişkin Fatma ÖRÜ’nün ve babasından olan ve kendisinden yaşça çok büyük olan abilerinin şahit olduğunu, beyanları ile bu durumu doğrulayacağını, şuana kadar gerek kendi annesinin gerekse babasının nikahlı eşi olan ve nüfus kayıtlarında annesi olarak görünen Fatma ÖRÜ ile birlikte yaşadıklarından bu kayıtların problem arzetmediğini, ancak gelinen noktada birinin kamu yönetimi diğerinin Adalet Meslek Yüksekoğlu olmak üzere iki üniversiteden mezun olduğunu, ancak girdiği sınavlarda yaşının büyük olması sebebi ile bazı kurumlardan elendiğini, bazılarına ise hiç başvurmadığını, bu sebeple yaşının düzeltilmesi geleceği için hayati...
DELİLLER: İddia, savunma, tapu kayıtları, tanık beyanları, dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava tapu kaydındaki kişi ile davacı murisinin aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacının murisinin aile nüfus kaydı ve murisine ait veraset ilamı ve nüfusu kaydı dosya arasına alınmıştır. Dava konusu taşınmazda bulunun yanlışlığın düzeltilmesi için T2 başvuruda bulunmuş ancak 4721 Türk Medeni Kanunu'nun 1016'ncı ve Tapu Tüzüğünün 26'ncı maddesine göre reddedilmiştir....
in ölü olduğu anlaşılmakla dava sonucu verilecek karardan hukukları etkilenecek olan ... mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dava, hatalı nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olmakla beraber sonucu itibariyle soybağını yakından ilgilendirdiğinden, gerçek annenin tespiti yönünden mahkemece davalılar ..., ... ... ile nüfusta anneleri olarak görünen ... ve anneleri olduğu iddia edilen ...'a mahkemece DNA incelemesi yaptırılıp düzenlenecek rapor da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı iddiası ve tanık beyanlarına dayanılarak davanın kabulü, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....