Müdürlüğünün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu taşınmazların tapu kaydında, kimlik bilgileri “... oğlu ... ...” olarak düzeltilmesi istenen davacının murisinin nüfus kaydı incelendiğinde soyisminin nüfusta kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapudaki kayıtların nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Mahkemece davanın reddi yerine davacı murisinin nüfusta kayıtlı olmayan “...” soyisminin tapu kayıtlarına eklenmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Uyuşmazlık ancak tapu kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olduğunun tespitine ilişkin açılacak bir tespit davası ile giderilebilir. Açıklanan nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapuda kimlik bilgileri düzeltilmesine ilişkin davalarda amaç tapu kaydındaki malik bilgilerini nüfus kaydına uygun hale getirmektir. Dosya içindeki belgelerden muris “...”'nin nüfusa kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Nüfus hizmetlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulnmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir....
ın 19-20 yaş aralığı ile uyumlu olduğu saptanmış olup Yargıtay uygulamalarına göre kişinin doğum tarihinin anne baba ve kardeşlerin doğum tarihleri ile çelişki yaratmayacak biçimde düzeltilmesi gerekmektedir. Mahkemece rapora uygun olarak,...'nın nüfusta 07.05.1998 olarak görünen doğum tarihinin iptali ile ay ve gün baki kalmak kaydı ile 1991 olarak, ...'ın nüfusta 06.05.1999 olarak görünen doğum tarihinin iptali ile ay ve gün baki kalmak kaydı ile 1994 olarak düzeltilmiş olup, bu hanede baba ...n ...'in 10 yaş 11 ay 6 günlük iken baba olduğu anlaşılmaktadır. Baba ...n'in belirtilen yaşta çocuk yapıp yapamayacağı tıbben araştırılıp bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınmadan eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Anne Adı Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... kayyımı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24.09.2014 gün ve 2014/2700 sayılı davanamesi ile ...'un nüfus kaydındaki Seyra olan anne kaydının gerçeği yansıtmadığı, Zahide olarak düzeltilmesi ve tescili istenmiştir....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK. 11/02/1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur(HGK 30/01/2018 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, nitelendirmesi hakime aittir. Davacı bu dava ile nüfusta annesi olarak gözüken Naime'nin gerçekte Türk vatandaşı olan TC nolu müteveffa Naime olduğunu, nüfusta babası olarak gözüken Memet'in ise yine gerçekte Türk vatandaşı olan TC numaralı müteveffa T7 olduğunu iddia etmektedir. Bu durumda ortada nüfus kaydındaki ana adının düzeltilmesi( 5490 sayılı Nüfus Kanunun 36. m.si) ve babalığın tespiti davası ( TMK m. 301. ) şeklinde iki ayrı dava vardır. 5490 sayılı Nüfus Kanunun 36. m.sine göre nüfustaki anne adının tespiti ve düzeltilmesi davası asliye hukuk mahkemesinin, TMK'nun 301. m.sinde düzenlen babalığın tespiti davası ise aile mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlerdendir....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11/02/1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....
kızı) Ümmü Ülker olduğunu, bu yanlışlığın sebebinin Ahmet Ülker ve Mehmet Ülker'in babaları olan Hüseyin Ülker'in (TC: ) 1888 doğumlu (Muslu kızı) Ümmü Ülker ile evli iken daha sonra Emiş Ülker (TC:) ile evlenmiş olmasından dolayı olduğunu, Hüseyin Ülker'in, Ümmü Ülker ile olan ilk evliliğinden (müvekkilinin babası) Mehmet ve (müvekkilinin amcası) Ahmet Ülker'in doğmuş olduğunu, daha sonra Emiş Ülker ile yaptığı evliliğinden ise diğer çocuklarının dünyaya gelmiş olduğunu, fakat 1940'lı yıllarda ilçe nüfus müdürlüğündeki yangın nedeni ile bütün kayıtların yanmış olduğunu, idarece yeni kayıtlar tutulurken Mehmet Ülker ve Ahmet Ülker olarak kaydedilmiş olduğunu ileri sürmüş ve müvekkilinin babası müteveffa babası Mehmet Ülker'in nüfusta "Emiş" olan ana adının düzeltilerek "Muslu kızı Ümmü Ülker" olarak kaydedilmesine ve yine müvekkilinin amcası Ahmet Ülker'in nüfusta "Emiş" olan ana adının düzeltilerek "Muslu kızı Ümmü Ülker" olarak kaydedilmesini talep etmiştir....
nin annesinin ... olarak değişmesi halinde bu durum, nüfusta ana-baba bir kardeşi olarak görünen Döndü'nün mirasçılarının hukukunu da ilgilendireceğinden, Döndü mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının, nüfusta ana ve babası olarak görünen ...ile ...'nun kayıtlarından silinerek, gerçek annesi... ile babası ... nüfusuna kaydını istemiştir. Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, ... ile ...'nun nüfusuna onların çocuğu olarak kaydedilen davacı ...'nun kaydının iptali ile gerçek anne ve babası ... ile ... hanesine tesciline karar verilmesi istenilmiştir. Dava, gerçek durumu göstermeyen bu kaydın düzeltilmesine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. İşin esasının incelenmesi gerekirken mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....