ta vefat ettiğinin tespitine ve nüfus kaydındaki "sağ" ibaresi yerine ölüm tarihinin tesciline karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca ölen kişinin nüfus kütüğünden düşürülmesi işlemi idari bir işlem olduğundan, mahkemece, sadece ölümün ve ölüm tarihinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; "sağ" ibaresi yerine ölüm tarihinin tesciline karar verilmesi, doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA, ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 24.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasında, davacı taraf tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesini talep etmekte olup bu tür davalarda hasım gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu Sicil Müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Davacının yukarıda belirtildiği gibi davada tapu kayıtlarının malik hanesindeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebilecekleri herhangi bir hakları da bulunmamaktadır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, nüfus kayıtlarında yaş tashih talebine ilişkindir. Davacılar çocukları Naide Karakaş'ın asıl doğum tarihinin 08/08/2001 olduğu halde nüfusa 08/08/2004 yazdırıldığını, nüfus kaydının 08/08/2001 olarak düzeltilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davacının doğum tarihinin 08/08/2001 olarak tescili halinde kardeşi Burak'ın doğum tarihi arasındaki yaş farkının 180 günden az olacağı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından Burak'ın yaşının düzeltilmesi için dava açılacağı belirtilerek mahkemece verilen karar istinaf edilmiştir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde; dedesi Halil İbrahim Sezer'in soyadı ve ölüm tarihinin yanlış yazıldığını, 1943 yılında boşandığı ve bir kavgada yaralandığı bir daha kendisinden haber alınamadığı, Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, dosyanın esasının 2019/3013 sayılı soruşturma dosyası olduğu, soyadının nüfus kayıtlarında Sezer olarak düzeltilmesi ve mirasçılık işlemlerinin başlatılmasını talep ve dava etmiştir. Dava, nüfus kayıtlarında ölüm tarihi “bilinmeyen“ olarak yazılı olan davacının dedesi olduğunu belirttiği Halil İbrahim Sezer'in ölüm tarihinin ve soy adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi üzerine, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı istinaf dilekçesiyle, davanın Antalya’da devam etmesini istediğini beyan etmiştir....
Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir....
in nüfus kütüğünde 27.03.1977 olan ölüm tarihinin 06.11.1951 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının babası ...'in gerçek ölüm tarihinin 06.11.1951 olmasına karşın her nasılsa nüfus kayıtlarına 27.03.1977 olarak yazıldığını ileri sürerek ...'in ölüm tarihinin 06.11.1951 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece adı geçenin ölüm tarihinin 06.11.1951 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden nüfus kayıt tablosunun incelenmesinden, ...'in düzeltilen ölüm tarihine göre kayden 01.01.1956 doğumlu kızı ...babasının ölümünden sonra doğmuş duruma gelmekle kayıt engeli oluştuğu gözetilmeden kayıtlar arasında çelişki yaratılacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Yaş düzeltilmesi ile ilgili kanuni düzenlemelere gelince; 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 10. maddesi; “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.” ve aynı Kanun'un 35.maddesi; “… (1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir…” şeklindedir. Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 30. maddesi “Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur....
da ikamet etmediklerini Diyarbakırda ikamet ettiklerini, duruşmada beyan etmeside gözönüne alındığında; bu durum karşısında davaya bakmaya mahkememiz yetkisiz olup, yetkili mahkeme Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi gereğince nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenen davalıların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesi olan Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Nüfuskayıtlarındaki anne ve baba adının düzeltilmesine ilişkin uyuşmazlıklardaki yetki Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca kesin yetkidir. Anne ve baba adının düzeltilmesi istenen davalılardan ...'...
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar T3 tarafından istinaf edilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalar, diğer kayıt düzeltme davalarında olduğu gibi kamu düzeni ile yakından ilgili olduğundan mahkemelerin, hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Somut olayda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen Nergis Nehir Gültekin'in babası T2 nüfus kütüğüne kayıtlı olup, bu kişinin babası olduğuna dair bir uyuşmazlık bulunmadığından, tanık beyanları, doğum raporu ve tüm bilgi ve belgelere göre ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğundan, istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : YUKARIDA AÇIKLANAN GEREKÇELERLE 1- Fethiye 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.09.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.04.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Tapuda isim düzeltme davalarının amacı malikin, tapu kayıtlarındaki bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Nüfus kayıtlarında da bir yanlışlık veya noksanlık varsa bunun giderilmesinden sonra tapu kayıtlarındaki düzeltmenin gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi halde tapu kayıtlarının nüfus kayıtları ile benzerliğinden söz edilemez. Somut olayda, tapu malikinin soyisminin tapu kaydında yazılmadığı gibi, nüfus kaydının bulunmadığı görülmektedir....