Her ne kadar yerel mahkemece yazılı gerekçeyle ret kararı verilmiş ise de, karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Şöyle ki; 1- Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmayıp baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Doğum tarihi ve doğum yeri düzeltilmesi talep edilen kişinin 31.01.1982 tarihinde öldüğü, nüfus kaydının ölüm sebebiyle bir daha açılamayacak şekilde kapatıldığı anlaşılmaktadır. Kapalı kayıtlar üzerinde herhangi bir işlem yapılamaz. Bu bakımdan mahkemece kapalı kayıt üzerinde değişiklik yapılması yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Böyle olmakla birlikte kişisel durum sicillerinin düzeltilmesine ilişkin dava tespit talebini de içerdiğinden kaydın kapalı olması tespit hükmü kurulmasına engel değildir....
Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 19.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu davalar kişisel durum sicilinde değişiklik istemi yada yanlış kaydın düzeltilmesi istemi şeklinde olabilir ve her iki halde de davanın niteliği “nüfus kaydının düzeltilmesi"dir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. (HGK 30.01.2008 tarihli ve 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 sayılı Kanun'un 4'ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda dava, davalılar T5 ile T6 (Altınsoy)'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek babaları olan H.Ali Altınsoy ve gerçek anneleri olan Ayşe Altınsoy olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesi 2021/166E sayılı dosyasında yer alan DNA raporuna göre, nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğunu, nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu sebeple mahkeme tarafından hem davanın niteliğinde hem de görevli mahkemenin tespitinde açıkça hata yapılmış olduğundan mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Nüfus kaydının düzeltilmesi taleplerinin, kamu düzenin sağlanması ve hakimin doğru bir scil oluşturmasının bir gereği olduğunu, Alanya 2....
Dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarına göre davacı T1'nin annesi olan Elife Baykul'un genetik baba olduğunu iddia edilen Ali Lale ile evli değildir, davacı vekili müvekkilinin gerçek babası olan Ali Lale ile soybağının kurulması ve nüfus kaydına geçerek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiş ise de, açılan dava nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğindedir, anne ve baba arasında evlilik ilişkisi bulunmadığından baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebine ilişkin olduğu, soybağına ilişkin hükümler, 4721 sayılı TMK.nun 282.maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davasında Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava nüfus kaydının iptali davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir....
Mahkemece nüfus müdürlüğünden yeterince araştırma yapılarak davacıların murisinin nüfusa kayıtlı olup olmadığı tespit edilmeli nüfusu kayıtlı olmadığı anlaşılması halinde ise tapu maliklerinin, davacının murisi olduğu sonucuna varılır ise tespit hükmü kurmakla yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3-Mahkemece "...", "... ..." ve "... oğlu ...'ın" nüfus kayıtları ve veraset belgeleri tamamlandıktan sonra bu belgeler tapu kayıtlarındaki bilgiler ile karşılaştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru olmamıştır. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....