WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde davacının isteminin bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. Maddesi kapsamına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan beri yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. Maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemelerinde bakılır. Görev,  kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....

`dan doğma 01.01.1959 doğumlu olan ve nüfusa 23.09.1966 tarihinde tescil edilen ... ... adlı bir kardeşinin olduğunu, davacının doğum tarihi ile nüfus kaydına göre anne bir kardeşi ...`in doğum tarihleri arasında 2 ay 9 günlük bir sürenin olduğunu, bir kadının 2 ay 9 gün ara ile çocuk doğurması tıbben mümkün olmadığı halde, davacının ... ... olan ana adının ... ... olarak düzeltilmesinin nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirdiğini belirterek kararın bu yönden bozulmasını istemiştir. Dava, nüfus kayıtlarındaki ana adının değiştirilmesine ilişkindir. Mahkemece yargılama sırasında davacı ile anne olduğu iddia edilen ... ...`ın DNA incelemesi yaptırılmış, ... ...`ın davacı ... ...`in biyolojik annesi olduğu %99.99 oran ile tespit edilmiştir. TMK`nun 282. maddesinin birinci fıkrasına göre çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla kurulur. Dosya içinde bulunan DNA raporu uyarınca ... ...`ın davacı ...`nın annesi olduğu şüphesizdir. Nüfus kaydına göre ...`ın oğlu ......

    , hem babasının isminin Kâmil olarak düzeltilmesini hem de nüfus kayıtlarına ölü kaydının düşülmesini talep etmiştir....

    Diğer taraftan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1- a maddesinde kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülüp karara bağlanacağı belirtilmiş olup mahkemece, açılan davaya nüfus kayıt düzeltme davası olarak bakılıp buna ilişkin hüküm kurulmuş olması karşısında, bu tür davalarda yasal hasım olan nüfus idare temsilcisinin davaya ve duruşmalara katılımının sağlanmamış olması da mevcut kabule göre hatalı olmuştur. Bu nedenle, mahkemece yapılan nitelendirme ve kurulan hükmün mahiyeti gereği yasal hasım konumunda olan nüfus idare temsilcisinin istinaf talebi yerindedir....

    Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Soybağının reddi ve tanımanın iptali davaları ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Tanımanın iptalinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra tanımanın iptali davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; " ... davacının mahkememize sunmuş olduğu mahkememizin 2022/314 Esas ve 2022/292 Karar sayılı mirasçılık belgesi ilamının incelenmesinde davacının T.C numaralı Fatma Duman'ın mirasçısı olduğu ve bu kapsamda iş bu davayı açmaya hukuki yararının olduğu, Çamardı Nüfus Müdürlüğü'ne yazılan müzekkere cevabında Fatma Ana Duman isimli başkaca kişinin tespitinin yapılamadığına dair cevap verildiği, taşınmazın bulunduğu yerde jandarma vasıtası ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi ve kişilerin bulunup bulunmadığı, bu kişilerin aynı kişi olup olmadığı yönünde araştırma yapıldığı, kolluk tutanağında Fatma Ana Duman ile Fatma Duman'ın aynı kişi olduğunun, ayrıca Yelatan Köyü'nden mahalli bilirkişiler ve tespit edilen kadastro bilirkişilerin duruşmada alınan beyanlarında; köylerinde davacının annesi olan Fatma Duman'dan başka kimse olmadığı, halk arasında Fatma Ana şeklinde hitap ettiklerini, taşınmazı uzun yıllar davacı tarafından kullanıldığını...

      nin 2013/15948E-2014/175K sayılı ilâmı) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda istek, niteliği itibarıyla bir soy davası olmayıp, yanlış ve yanıltıcı beyanla nüfus kütüğüne hatalı yazılan ana adının, eş söyleyişle nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Kdz. Ereğli 2....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/603 ESAS 2020/384 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Aliağa 2....

        Dolayısıyla, evli kadının, kocasının soyadı olmaksızın sadece kızlık soyadını kullanma talebine (TMK. m. 187) ilişkin olanları hariç, çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun soyadına gelince; çocuğun hangi soyadını alacağı, TMK’nın 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Soyadı” başlıklı 321. maddesine göre, "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır."...

        Somut olayda istek niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, yanlış ve yanıltıcı beyanla nüfus kütüğüne hatalı yazılan ana adının eş söyleyişle nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu