Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir ögesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını-soyadını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını-soyadını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda ad-soyad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir.(Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2020/1359 E. 2020/1511 K.)...
Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nüfus kaydı bulunmayan murisin isminin düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı velinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki nüfus müdürlüğü yazısından, davacının murislerinden “... kızı ...”nın nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Soyadı düzeltilmesi için murisin nüfusta kaydının bulunması gereklidir....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, davacının murislerinden “... ...”in nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Soyadı düzeltilmesi için murisin nüfusta kaydının bulunması gereklidir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; mahkemece, işin esasına girilerek gösterilecek deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine uygun bulunmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde, ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; 383.maddesinde ise, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmekle birlikte; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında olduğundan görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasına girilerek kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, hiçbir tarihte yaş düzeltme davası açmadığı ve yaş düzeltme kararı almadığı halde, nüfus idaresinin, 1946 olan doğum tarihini 1949 olarak idari yoldan değiştirdiğini, ileri sürerek nüfus kütüğündeki şerhin ve nüfus düzenleme işleminin iptaline karar verillmesini istemiş, mahkemece davacının isteminin nüfus kanununun 46.maddesinden kaynaklanan kayıt düzeltme davası olmadığı, niteliği itibarıyla idarenin kendiliğinden yazmış olduğu bir şerhin iptali istemine ilişkin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. 1587 sayılı nüfus kanununun 46.maddesinin 1.fıkrasında; yaş, ad, soyadı ve diğer kayıt düzeltme davalarının ilgilinin oturduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği ve aynı yasanın 11. maddesinde de; kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilmeyeceği, kayıtların...
un nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davalı ...'un çocuk kaçırma eylemi ihbarı üzerine Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2008 gün 2008/2 sayılı davanamesi ile ... ile ...'ten olduğu anlaşılan çocuğun ... ad ve soyadı ile davalılar Nurcan ve ... nüfusuna kaydedildiği bildirilerek ...'un nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır....
Davacı, iddia edilen çalışmaların başladığı tarihte 11 yaşında olup, .... doğumlu ve... nüfusuna kayıtlı iken, sonradan naklen ... nüfus müdürlüğüne gelmiştir. İşe giriş bildirgesi ise, ... doğumlu İstanbul nüfusuna kayıtlı aynı ad ve soyadı taşıyan kişi için düzenlenmiştir. Davacı tarafından sunulan sigorta giriş kartındaki fotoğrafın 11 yaşından çok daha sonraki yaşlarda çekildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, nüfus müdürlüğü,... doğumlu ... adında dört kişinin bulunduğunu Kurum’a bildirmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2019 NUMARASI : 2019/131 ESAS, 2019/593 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Her ne kadar nüfus sicilinde ismi Nurullah olarak yazılı ise de bu isim ile barışık olmadığını, kendisine Seyyidnur Emir olarak hitap edilmesini, belirterek Nurullah olan isminin "Seyyidnur Emir" olarak değiştirilmesini talep etmiş ise de 20.09.2018 günlü celsede isminin "Seyyid Nur" olarak düzeltilmesini talep etmiştir. anlaşılmıştır. Davalı cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; dosya içeriğinden halen tutuklu bulunan davacının Nurullah olan adının '' Seyyidnur Emir '' olarak değiştirmek istediği, ancak TMK 27....