Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 27/02/2014 NUMARASI : 2013/277-2014/54 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2013 gününde verilen dilekçe satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 27.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan A.. İ.. Ltd.Şti.vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan A.. İ... Ltd.Şti. vekili temyiz etmiştir....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar ile asıl ve birleştirilen davada davalı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur. 2. Temyiz Nedenleri 2.1. Asıl davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; (IV/2.1) no.lu paragrafta belirtilen istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir. 2.2. Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; (IV/2.2) no.lu paragrafta belirtilen istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat; birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir. 3.2....
Hükmü, davalı vasisi temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; ıslah ile de alacak istemlerine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.04.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 29.07.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 3345 ada 90 parsel sayılı taşınmazdaki... adına kayıtlı hissenin tek mirasçısı ...'dan devir aldığını ve bedelini ödediğini belirterek satış vaadi borçlusunun hisselerinin adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.01.2003 ve 05.06.2003 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali, tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil, birleştirilen dava muvazaalı temlik nedeniyle tapu iptal ve tescil istemlerine ilişkindir. Davalı ..., taşınmazı diğer davalı ...'...
İlk Derece Mahkemesi, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine tazminat talebinin kabulüne karar vermiş; davacı vekili ise hem tapu iptali ve tescil hem de tazminat miktarı yönünden hükmü temyiz etmiştir. 2. Bu halde reddedilen ve temyize konu edilen tapu iptali ve tescil istemi olduğundan temyiz sınırı, taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenecektir. Taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri 156.690,56 TL olup bu miktar üzerinden davacı eksik harcı tamamladığından temyiz kanun yolu açıktır. 3. Bu nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararı kaldırılarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir. 4....
Tüm bu olgular birlikte gözetildiğinde davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde önem arz etmektedir. Yarışan kişisel haklardan hangisine üstünlük verileceğini tapu iptali tescil davası sonucu belirleyecektir. Burada, bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca veya idari makamlarca çözümlenmesine değin beklenilmesi gereken sorunlar nedeniyle kabul edilen ve bekletici sorun olarak adlandırılan usul hukuk uygulanması gerektiği kuşkusuzdur. O halde mahkemece ... 16.Asliye Hukuk Mahkesinde derdest olan 2004/417 sayılı davalı tarafından açılan tapu iptali tescil davası bekletici sorun olarak kabul edilerek sonucunun beklenmesi gerekirken yanılgıya düşülerek işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Karar bozulmalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23/02/2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, bu talebin kabul edilmemesi halinde tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalıların babası ... arasında akdedilen Niğde 2....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Davacının satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin verilen karar yerinde ise de davacının terditli olarak ayrıca zilyetliğe dayalı tescil ve tazminat talepleri de bulunduğu halde bu talepler hakkında olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiştir....