Davalı-karşı davacı, cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı ile görücü usulü ile tanışıp nişanlandıklarını, davacının ilk zamanlar, evlendiklerinde ayrı bir konutta yaşayacakların vaat ettiği halde daha sonraları ailesi ile aynı konutta yaşayacaklarını söylediğini, kendisinin bu durumu kabul etmemesi üzerine davacının nişanı bozduğunu, bunun üzerine, nişanlanma sürecinde hediye edilen eşyaların davacının ailesi tarafından teslim alındığını, ziynet eşyalarının ise bir süre sonra babası Kasım Boztaş vasıtasıyla davacının abisi olan Gökhan Kanal'a teslim edildiğini, nişan bozulmasından sonra kendisinin psikolojik olarak zor günler geçirdiğini, toplumda nişanı atılan kız olarak yaftalandığını ve kişilik haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, asıl davanın reddini, karşı dava yönünden ise 15.000,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsilini dilemiştir....
Bununla birlikte, manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği ispat edilmediğinden, manevi tazminat yönünden de davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davacının manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla, mahkemece değinilen bu yön gözetilerek, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir . SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi, taraflar arasındaki ilişkinin TMK'nın 118. maddesinde düzenlenmiş "nişanlanma" olmadığı, davalının evlenme vaadi ile davacıyla bir süre birlikte yaşaması eyleminin, "haksız fiil" niteliğinde olduğu, genel hükümlere tâbi olduğu ve manevi tazminat talebinin genel mahkemelerin görev alanı içinde kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davalının davacıya evlenme vaadiyle kaçırarak birlikte yaşamasının bu haliyle nişanlanma olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; manevi tazminat talebinin TMK'nın 121. maddesi kapsamına girdiği ve aile mahkemesinin görev alanı içinde kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
TMK'nın 120. maddesinde; "Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakâr lıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır." hükmü yer almaktadır. İstenebilecek tazminat menfi tazminattır. Başka bir anlatımla nişanlanma olmasaydı uğranılmayacak olan parasal zarar istenebilir. Menfi tazminatın kapsamı yasada gösterilmiş olup, bunlar, dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılan harcamalar, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve evlenme amacıyla katlanılan maddi fedakarlıklardır. Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık nişan bozulmasından kaynaklanan isteğe ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, nişanın bozulmasına, davacı-karşı davalı tarafından haklı bir sebep olmaksızın bozulduğunu, gerek davalının gerekse ailesinin davranışları, nişan ve düğüne ilişkin tüm masrafları müvekkili ve ailesine ödetme amaçları birlikte değerlendirildiğinde davalının nişanın bozulmasında kusurlu olduğu sonucuna ulaşılacağını, müvekkilinin ve ailesinin evlilik birliğinin oluşması amacıyla gerek maddi olarak gerekse manevi olarak üstlerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiklerini, bu nedenle yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Açılan davaların Tazminat (Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat Ve Hediyelerin Geri Verilmesi) ve Maddi ve Manevi tazminat talebine ilişkin olduğu görülmektedir....
Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. " şeklinde düzenlenmiştir....
vermesi gerektiğini, ıslah ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini, 06.10.2017 tarihinde kına gecesi yapmayı planlayan 07.10.2017 tarihinde de nikahları kıyılacak olan ve buna ilişkin tüm hazırlığını yapmış olan müvekkilinin hayallerinin yıkıldığını, nişanın bozulmasından dolayı bunalıma girdiğini bu nedenle manevi tazminat talep ettiklerini beyanla, maddi zararları için ıslah ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat, müvekkilinin manevi yönden büyük bir yıkıma uğraması ve toplum içinde zor durumlara düşmesi ve rencide olması nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, müvekkiline ait 1 adet set ve 1 adet bileziğin iade edilmesine, toplamda 51.000,00 TL tazminatın nişanın bozulduğu tarih olan 03.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nişanın Bozulmasından Kaynaklanan Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm nişanın bozulmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.09.2009...
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile nişan hediyesi olarak verilen 2 adet 22 ayar bilezik bedeli 2.183, 27 TL ile 1 adet tek taş yüzük bedeli olan 122,50 TL nin davalıdan tahsiline, fazla istem ile davacı ...’ın manevi tazminat isteminin reddine, davacı ...’ın manevi tazminat istemi yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.Nişan hediyelerinin iadesi esas itibariyle nedensiz zenginleşme hukukuna tabidir. Özel bir nedensiz zenginleşme hükmü olarak kabul edilmekte olan TMK. nun 122/2 maddesine göre;”Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.”....