in açması gerektiğini, bu nedenle davanın öncelikle aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, diğer taraftan nişan töreninde müvekkiline alyans, yüzük ve saat dışında herhangi bir ziynet eşyası takılmadığını, takılanlarında da davacı tarafa iade edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 10.800,00 TL'nin 01.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, nişan hediyelerinin aynen, bunun mümkün olmaması halinde mislen davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı anne, davalı ile dava dışı oğlu Ü.. E.. arasındaki nişanın, evlenme dışındaki bir sebeple sona ermesi nedeniyle nişanlılık döneminde davalıya verdiği nişan hediyelerinin (ziynetlerin) aynen veya mislen geri verilmesini talep etmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Asıl davada nişan hediyelerinin aynen bunun mümkün olmaması halinde ise bedelinin iadesi karşılık davada ise davacının haksız bozulması nedeniyle 8.000 TL manevi tazminatın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl ve karşılık davaların kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Tebligat Kanununun 17. maddesi ile Tebligat Tüzüğünün 23.maddesine göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen nişan bozulması nedeni ile hediyelerin geri verilmesi ve tazminat davasında yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup, taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna müracaat etmesi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 6763 sayılı yasa ile 6100 sayılı HMK'na eklenen geçici 1. madde uyarınca, aynı Kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren 41.530 TL'ye çıkartılmıştır. İstinaf incelemesi sonucunda verilen hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir....
Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez. Nişan bozulmasından kaynaklanan hediyelerin geri verilmesi davası, ancak hediyeyi verenler tarafından diğer nişanlıya, eğer bu nişanlı ergin (reşit) değilse velisine karşı açılabilir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalılardan Gülsüm'ün reşit olduğudan eldeki davada davalı olarak gösterilen babası T4'a husumet yöneltilemez. İlk derece mahkemesince bu husus değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olduğu gibi, davanın asıl davalısı T3 cevap dilekçesi vermediği, zamanaşımı definde bulunmadığı anlaşılmakla pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı T4'ın yapmış olduğu zamanaşımı definin, davalı Gülsüm yönünden de kabulü ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir....
aile arasında sözde bir nişan merasimi yapıldığı, nişan dolayısıyla şikayetçinin, gelin adayı olarak tanıtılan ...’ye bir çift altın küpe ve yarım cumhuriyet altını taktığı, sanıklar ... ile ...’nın talebi üzerine de bu kişilere masrafları için 600,00 TL para ve bir adet büyük altın verdiği, nişan sonrasında ...’nin şikayetçinin yanında kaldığı ve diğer sanıklar ..., ... ve ...’ın Köyceğiz ilçesine döndükleri, şikayetçinin yanında kalan ...’nin de kuaföre gitme bahanesiyle evden çıktıktan sonra şikayetçiyi arayarak “Ben gidiyorum ağabeyim beni Muğla’ya götürüyor” diyerek Kale ilçesinden ayrıldığı ve bir daha şikayetçi ile görüşmediği anlaşıldığından, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
dava ehliyeti nedeniyle, davalı Hatice'ye karşı açılan davanın esastan reddine nişanın bozulması nedeniyle kusurlu olduğundan 50.000,00 TL manevi tazminatın davacı erkekten alınarak davalı Ayşen'e verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dolayısıyla, dava dilekçesinde evlenmeden sonra 27.12.2014 tarihinde nişan merasimi yapıldığı bildirilmiş ise de, yapılan bu işlem nişan olmayıp, takı takma merasimidir. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi. .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nişan Bozmadan Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nişan bozmadan kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/12/2013 NUMARASI : 2012/985-2013/1131 Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeniyle tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 1984 yılında tanıştığını, daha sonra nikah hazırlıklarına başladıklarını, müvekkili tarafından ev eşyası alınmaya başlandığını, ancak faturaların davalı adına olduğunu, bu durumu kabul etmediğini, davalının daha sonra müvekkilinin işyerine gelerek "bu iş bitti" dediğini, müvekkilin davalıya verdiği paralara mahsuben 8.000 TL.yi davalının müvekkiline verdiğini, müvekkilinin nişanlılık dönemi içerisinde davalıya 25.000 TL kadar para verdiğini, nişanlılık dönemi sona erdikten sonra davalının parayı müvekkiline ödemediğini, müvekkili...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nişan bozulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. T.M.Y.'nın 118-123. maddelerinde nişanlanma ve nişan bozulmasının sonuçları düzenlenmiştir. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri Kuruluş Yasasının 4. maddesine göre 4721 Sayılı T.M.Y.'nın 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitapta yeralan işlere ilişkin davaların aile mahkemesinde görüleceği yasa hükmü karşısında T.M.Y.'nın 2. kitabında yer alan uyuşmazlığının aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....