Nişanının bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. TMK'nın 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir....
Aile Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık nişanın bozulmasından kaynaklanan hediyelerin iadesi ve maddi tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait olmakla, gereği için, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve hüküm *nişanın bozulmasından kaynaklanan eşya iadesi ve tazminata ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.02.2007 Çrş....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah. sıfatıyla) Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın nişanın bozulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 14/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliğinin 30.05.2019 tarih ve 12029 yevmiye nolu ihtarnamesiyle nişanın bozulması sebebiyle düğünün gerçekleşmeyeceğini, davalı tarafa yazılı olarak bildirmişse de Hacı Eraslan'ın tanık anlatımında nişanın mart ayında atıldığı ve senedi almak için araya birilerini soksalar da para istemeleri nedeniyle senedin alınmasının mümkün olmadığını bildirdiği ve Haziran ayı gibi yoğun düğün faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bir ayda davalıya ait düğün salonunun boş kalmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğu göz önüne alındığında, tüketicinin fesih/sözleşmeden dönme gibi hukuki işlemlerini resmi kanallarla yerine getirme zorunluluğu da olmadığından yukarıda adı geçen tanık anlatımlarına itibar edilerek davalının düğün salonunu bu süre içerisinde başka kişilere kiralaması mümkün olduğunun kabulü gerekmiştir....
Taraflar arasında nişanın yapıldığı, gayri resmi bir arada yaşadıkları ve aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle ayrıldıkları, karı koca olarak birlikte yaşanıldığı halde resmi nikahın yapılmadığı bu nedenle davacının kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle davalıdan manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde TMK’nun 121. maddesinin de tartışılması gerekeceğinden, bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Malatya 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu uyuşmazlık, nişanın haksız yere bozulması sebebine dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama usulüne dair 4787 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun kapsamındaki Aile Hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemelerinde görülür. Somut olayda, tahsili istenilen manevi tazminat, Türk Medeni Kanununun İkinci Kitap, Birinci kısım, Birinci Bölümünde (TMK. m.121) düzenlenmiş olup, bu niteliği itibariyle uyuşmazlığın “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borç, Aile Hukukundan (manevi tazminat yükümlülüğünden) doğduğuna göre açılan bu davanın, 4787 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Görevli mahkeme Aile Mahkemesidir....
kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 04.07.2018 gün ve 2018...9290 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2018 gün ve KYB/2018...60239 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi....
Ancak, kural olarak nişan hediyeleri, nişanın bozulması halinde verenlerce geri istenebilir(TMK.md. 122/1). Somut olayda iadesine karar verilen 3 adet (kalın) bilezik ve 3 adet (ince) bileziğin davacı dışındaki(davacının anne-baba-kardeş, arkadaşın eşi, amcanın eşi) kişiler tarafından davalıya verildiği yeminli tanık...’ın anlatımlarından ve iki adet bileziğin ... ve ... adli kişilerce verildiği bizzat dava dilekçesinde açıklanmıştır. Bu durumda iadeye konu bileziklerin davacı nişanlı tarafından bizzat davalıya hediye edilmediği; bileziklerin iadesini, ancak, verenlerin geri isteyebileceği gözetilerek bilezikler yönünden istemin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, nişanın bozulmasından dolayı 3.000 TL değerindeki yemek odası takımı, 2.892 TL değerinde ki beyaz eşyaların iadesi ile 10.000 TL manevi tazminat talep etmiş, davalı karşı dava ile nişanın bozulmasından dolayı 2.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.Mahkemece yemek odası takımı için 2.450 TL, beyaz eşyalar için 2.892 TL olmak üzere toplam 5.432 TL maddi tazminat ve 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....