Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
Eski hukukumuzda nam-ı müstear geçerliliği kabul edilmiş bir bağımsız müessese olarak düzenlenmiş bulunmasına karşın bugünkü yasalarımızda nam-ı müstear diye bir deyim mevcut değildir. Ancak konuya açıklık ve çözüm getirmesi bakımından 08/05/1941 gün ve 29/5; 05/02/1947 gün ve 20/6 ile 07/10/1953 gün ve 7/8 sayılı içtihadı birleştirme kararları kabul edilmiştir. Nam-ı müstear işleminde bazen bir sözleşme yapmak isteyen kimse çeşitli düşünce ve hesaplarla o sözleşmenin tarafı olarak gözükmeyi istemez ve sözleşmede kendi yerine bir başkasının yer almasını sağlar. Nam-ı müstear, sözleşmeyi kendi adına ancak gizlenmek isteyen kişi hesabına yapar ve onun bu sözleşmenin gerçek tarafı olmasının ve bilinmesini önler. Böylece genel anlamda danışıklı bir işlem yapılmış olur. Çünkü nam-ı müstear işlemi bir danışıklı işlemdir ve muvazaanın alt kategorisini oluşturur....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, dava nam-ı müstear hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup 5.2.1947 tarihli, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca bu tür iddianın ancak yazılı delille ya da yemin delili ile kanıtlanabileceği, davacı tarafından yazılı delil ibraz edilemediği gibi yemin deliline de dayanılmadığı dolayısıyla iddianın kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddi doğru olduğuna göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 11.60.TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanun'un yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanun'un yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
Sanık ...; “... ... ...” müstear ismini kullanan şahsın iddiaları nedeniyle başka dosyalarda gerekli inceleme ve araştırmalar yaptığını, “... ... ...” müstear adlı şikâyet dilekçesinin ... Cumhuriyet Başsavcılığınca işleme konulduğunu, dilekçe gereği 2014/3061 B.M. numaralı idari soruşturma ve 2014/3338 soruşturma numaralı adli soruşturmanın yürütüldüğünü; yine ...’in, ceza infaz kurumunda yabancı memur kamplaşması olması nedeniyle hakkında müstear isimli dilekçe ile paralel yapı bağlantısı olduğu iddiasıyla haksız yere iftiraya ve soruşturmaya maruz kaldığını bildirdiği BİMER başvurusunun da Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce gönderilip Başsavcılığın 2014/3620 B.M. numaralı dosya üzerinden işlem gördüğünü, anılan dosyanın 2014/3061 B.M. numaralı dosyası ile birleştirilerek işlem yapıldığını, ......
müstear hadiselerinde, meselenin bir istihkak ve mülkiyet davası niteliğini geçemeyeceğinden, ne resmi senet, ne de şekil meselesinin bahse konu olamayacağı, meselenin akitte ve isimde muvazaayı kapsamına alan TBK'nin 19.maddesi kapsamında düşünülmesinin kanunun amacına uygun düşeceğine, değinildikten sonra sonuçta, ... müstear davalarının dinlenebilir ve yazılı delil ile ispatının mümkün olduğuna, hükmolunmuştur. İçtihadı Bileştirme kararlarının konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcı bulunduğu tartışmasızdır. ... müstear için düzenleme getiren 1947 tarihli kararın, teminat amacıyla temlike dair inanç sözleşmelerini kapsadığı da kuşkusuzdur. Uygulamada anılan sözleşmeler gerek özü, gerek işleyişi açısından ,genelde muvazaa, özelde ise ... müstear başlıkları altında nitelendirilegelmektedir....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....