AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2015 NUMARASI : 2013/926-2015/110 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma davasında davalı kadın için hükmedilen 150 TL yoksulluk nafakasının, davalının boşanmadan sonra sigortalı bir işte çalışmaya başlaması nedeniyle kaldırılması talep edilmiştir.Mahkemece, davalının 01.11.2009 tarihinde sigortalı olarak asgari ücretle çalışmaya başladığı, bu durumda kendisini yoksulluktan kurtaracak sabit bir gelirinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafaından temyiz edilmiştir.TMK'nun 176.maddesine göre, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız...
Asıl davada; yoksulluk nafakasının zaman içerisinde ihtiyaçları karşılamadığı ileri sürülerek aylık 600 TL'den aylık 1500 TL'ye çıkartılması talep ve dava edilmiştir. Karşı davada ise; davacının sosyal ve ekonomik durumunun önceye göre kötüleştiği mevcud nafakayı ödeyemediği ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde aylık 150 TL'ye indirilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, asıl dava olan nafaka artırım davası yönünden; davalının öğretmen olduğu, Antalya ve Diyarbakır hissedar olarak üniversite hazırlık dersanesi işlettiği, davalının gelir durumunun davacıdan daha iyi olduğu gerekçesiyle yolsuzluk nafakasının aylık 600 TL'den 1200 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK. 176/4.maddesinde; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Dairemizin 29/03/2017 tarihli ve 15266 Esas ve 2017/4244 Kararıyla; “davacının talebinin yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilerek, gerekçeli kararda da davalı kadın aleyhine yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verildiği, o halde mahkemece; davanın müşterek çocuk lehine daha evvel hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak, TMK'nın 182. ve 330. maddeleri çerçevesinde iştirak nafakasının kaldırılması için gerekli şartların oluşup oluşmadığı hususunda taraf delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden” kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası Mahkemece; Davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için ... 1....
Mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ayrıntılı olarak araştırılıp, Sosyal Güvenlik Kurumuna ve davalının çalıştığı kuruma yazılacak müzekkereler ile tarafların aylık gelirleri belirlendikten sonra; davalının elde ettiği gelir ile aylık nafaka toplamının davalıyı yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığı ve bu suretle yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı; yine, çoğun için de az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının elde ettiği gelire göre yoksulluk nafakasının hakkaniyete uygun bir miktara indirilmesi gerekip gerekmediği hususları değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; davacının davasının kısmen kabulü ile davalı için hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın indirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin başka biriyle yaşadığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin hasta olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması ile iştirak nafakasının indirilmesi davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; davalı lehine hükmedilen 750 TL tedbir nafakasının kaldırılması yahut makul bir miktara indirilmesi talebine ilişkindir. Nafaka davaları, Adli Tatilde de görülen davalardandır. (HMK md. 103/1-b). Mahkeme hükmü davacı vekiline, 13.07.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’nun 432. maddesinde öngörülen onbeş günlük yasal süre geçirildikten sonra 02.09.2016 tarihinde verilmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle nafaka yükümlüsü davacının ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılarak, davacının ekonomik durumuna ilişkin sosyal ekonomik durum araştırma sonuçları ile tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, ardından davalının asgari ücret düzeyinde gelirinin olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği göz önünde bulundurularak, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) nazara alınarak, nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak, gerekli görülür ise nafakada makul oranda bir indirime gidilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçeyle yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması, karşı dava yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; tarafına bağlanan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye, müşterek çocuğa bağlanan aylık 250,00 TL iştirak nafakasının da artırılarak aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇANAKKALE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/05/2014 NUMARASI : 2012/559-2014/359 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın, temyiz başvuru dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği; gerekçeli kararın da, davalıya, daha önceden duruşma gününün bizzat tebliğ edildiği "İçeren Köy mah. Merkez cami sok. No:3 34752 Ataşehir-İstanbul" adresinden farklı olarak, davalının Çanakkale'deki mernis adresine tebliğ edildiği anlaşılmıştır....