"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk temyiz incelemesi sırasında, hükmün yalnızca yoksulluk nafakası miktarı yönünden bozulduğu ve tedbir nafakası miktarı ile diğer yönlerin bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesinde hükme bağlanan yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile ödenir hale gelecektir....
Gerçekleşen bu durum karşısında; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceğinden (TMK m. 175) tam kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemez. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.09.2017 (Salı)...
Aile Mahkemesinin 2015/377 esas sayılı dava dosyası ile TMK'nun 197 maddesi uyarınca tedbir nafakası talep edildiği, boşanma davasında ileri sürülen vakıaların tedbir nafakası davasında da ileri sürdüğü, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 16/10/2015 tarihinde verilen, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 18/04/2016 tarih 2016/2434- 5929 E.K. sayılı ilamı ile onanan karar ile, davacı kadının tedbir nafakası davasının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile reddine karar verildiği, tarafların tedbir nafakası davasından önce ayrı yaşamaya başladıkları, reddine karar verilen ve kesinleşen tedbir nafakası davasından sonra tarafların bir araya gelip birlikte yaşamadıkları, davacı kadın tarafından boşanma davasında ileri sürülen vakıaların reddine karar verilen ve kesinleşen tedbir nafakası davasından önceki vakıalara ilişkin olduğu, davacı kadın tarafından davalı erkeğin boşanmaya karar verilmesini gerektirir; Yargıtay 3....
Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3-Davacı-davalı kadın tarafından açılan 500.00 Türk lirasına ilişkin bağımsız tedbir nafakası davasına ( TMK m. 197) karşı erkek tarafından boşanma davası ( TMK m. 166/1) açılmış, davacı davalı kadın tarafından boaşanma davasına verilen cevap dilekçesinde asıl davada yer alan 500.00 Türk lirası nafaka talebinin yoksulluk nafakası (TMK m. 175) olarak devamına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bağımsız tedbir nafakası davası ile boşanma davasının feri niteliğindeki yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın cevap dilekçesinde erkeğin davasının reddine, davanın kabulü halinde ise; kendisi için aylık 1.500 TL ve müşterek çocuk için aylık 1.000 TL tedbir nafakası talebinde bulunmuştur. Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep ettiği nafakayı tedbir nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-davacı koca; kadının tedbir nafakası davasının kabulü, kusur tespiti, kadının birleşen boşanma davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası, kocanın manevi tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası, birleşen davalar ise; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle karşılıklı boşanma istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). Davalı-davacı kocanın, kadının tedbir nafakası davasının kabulüne yönelik istinaf talebine hasren yapılan incelemede; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
Davacı-karşı davalı erkek vekili, kararı münhasıran davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, davalı-karşı davacı kadın vekili ise; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası istemleri, erkek yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf ettiğinden, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davası istinaf kapsamı dışında kalarak taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. Bu sebeple, istinaf edilmeksizin kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm tesisi mümkün olmamıştır....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davalı-davacı kadın vekilinin, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, B-) Davalı-davacı kadın vekilinin, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına, müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarlarına ve kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4. Bendindeki yoksulluk nafakası hükmünün, 5. Bentteki iştirak nafakası hükmünün ve kadın lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin olan 6. Bendin KALDIRILARAK, kaldırılan bu hükümlerin yerine YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 4. Bentteki kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası hükmünün 4- (a) bendi olarak, 5....
Ancak dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacı kadının eldeki tedbir nafakası davasını 21.03.2013 günü açtığı, işbu davanın davalısı kocanın da 10.06.2013 günü boşanma davası açtığı, boşanma davası sırasında kadın lehine aylık 150,00 tedbir nafakasına, müşterek çocuk Batuhan lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, boşanma davasından önce açılan iş bu nafaka davasında verilen tedbir nafakası ile boşanma davasının yargılaması sırasında verilen tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmayacak şekilde tahsilinin gerektiği, temyize konu kararda bu durumun belirtilmediği, bunun ileride ilamın infazında problem yaratabileceği anlaşıldığından ve bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir....
Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası ile yardım nafakası davası, boşanma davası ile aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, 4721 sayılı TMK'nun 365/6.maddesine göre yardım nafakasına dair davalarda yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir....