WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 1000- TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1500- TL arttırılmasına, aylık 2500- TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın kararın kesinleşmesinden sonra 1 yıl aynen devamına, sonrasında nafakanın her yıl TUİK tarafından belirlenen yıllık Yİ-ÜFE oranında arttırılarak devamına hükmolunmuştur. Davacı kadın vekili; müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının talepleri doğrultusunda kabulü gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek vekili; müvekkili aleyhine hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde azaltılmasına, mümkün olmaması halinde süre ile sınırlandırılmasına, o da olmazsa kesinleşme tarihinden geçerli sayılmasına, inceleme sonuna kadar icranın durdurulması gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların protokol kapsamında boşandıklarını, davacı tarafın kendi isteğiyle 1.500 TL ödemeyi kabul ettiğini, ancak kararın kesinleşmesinden sonra nafakanın hiçbir şekilde düzenli ödenmediğini, müvekkilinin kalın bağırsak hastalığı olduğunu, tedavisi için ciddi masraflarının olduğunu, öğretmen maaşı ile geçinmeye çalıştığını, müvekkilinin birikmiş nafaka alacağı için icra takibi başlattığını, davacının talebi üzerine 24/04/2017 tarihli yeni protokol düzenlendiğini, birikmiş nafaka alacakları ve yeni nafakanın bu protokol ile belirlendiğini, belirlenen aylık 1.750,00 TL nafaka bedelinin halen davacı tarafından ödendiğini, nafakanın 01/03/2018 tarihinden sonra aylık 2.250,00 TL olarak ödenmesi konusunda anlaşıldığını, davacının kötü niyetli bu davayı açtığını, davacının avukat olduğunu ve ekonomik durumunun her zaman iyi olduğunu, işsiz kalmasının söz konusu olmayacağını, üst düzey yöneticilik yaptığını, halen dış kaynaklı gayrimenkul şirketinde...

Cari nafakanın belirlendiği davada dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 4 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

Hukuk Dairesinin 2015/15100 Esas 2015/20786 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere hükümde yıllık nafaka artış oranının belirlenmesi yönünde verilen kararın kesin olduğundan bahsedilemeyeceği, buna göre davacı nafakanın TEFE-TÜFE oranında artırımını talep ettiği, ilk derece mahkemesince ÜFE oranında gelecek yıllarda nafakanın arttırılmasına karar verilmesinin de doğru ve yerinde olduğu anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı kabul edilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı kabul edilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

İcra Daire'sinin 2014/9893 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili için hükmedilen aylık 175,00 TL nafakanın günümüz şartlarında mutfak ihtiyacını bile karşılamadığını, müvekkilinin kirada oturduğunu, 51 yaşında olduğunu, şu anda herhangi bir işte çalışmadığını, sosyal güvencesinin de olmadığını, belirterek müvekkili yararına hükmedilen aylık 175,00 TL nafakanın artırılarak aylık 650,00TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Konya 4. Aile Mahkemesinin 2010/276 Esas, 2010/240 Karar sayılı ilamıyla, davacı T1 yararına bağlanan aylık 175,00 TL nafakanın, dava tarihi olan 26/08/2020 tarihinden geçerli olmak üzere 200,00 TL artırılarak, aylık 375,00 TL'ye yükseltilmesine, bu nafakanın her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2022 NUMARASI : 2021/297 ESAS - 2022/16 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2019 yılı içinde boşandıklarını, müşterek çocuk İkra Su'nun velayetinin müvekkiline bırakıldığını, boşanmayla birlikte müşterek çocuk İçin aylık 200 TL iştirak nafakası, müvekkili için ise de aylık 300 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, müvekkilinin durumunun oldukça zayıf olduğunu, müşterek çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının ve taleplerinin arttığını, müvekkilinin müşterek çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını belirterek, müşterek çocuğa ödenen nafakanın aylık 500 TL 'ye çıkartılmasını, müvekkili için ödenen nafakanın da 750 TL'ye çıkartılmasını hükmedilecek nafakanın her yıl sonunda TÜFE oranında...

Bu nedenle, nafakanın bağlanmasında olduğu gibi kaldırılmasında da bu özellik dikkate alınarak araştırma ve inceleme yapılması, gerek hakkaniyete gerekse usul ekonomisi ilkesine uygun düşecektir. Bundan ayrı yardım nafakası, durumun değişmesi halinde mahkeme kararıyla yeniden belirlenebilecek veya kaldırılabilecektir. Türk Medeni Kanununun 364.maddesi uyarınca tayin olunan nafaka için açık kural konulmamış olması, nafakanın özelliği itibariyle zaruri olan bu yönünü ortadan kaldırmamaktadır.Tüm bu açıklamalar ve ortaya konulan yasal düzenlemeler ışığında somut olay irdelendiğinde; Davacı, nafakanın takdir edildiği tarihteki durumun değiştiğini, zira nafaka alacaklısının eğitim hayatının sona erdiğini ileri sürerek yardım nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ......

    Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleşme tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocukların menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artırım miktarı da makul olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu