WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle, nafakanın bağlanmasında olduğu gibi kaldırılmasında da bu özellik dikkate alınarak araştırma ve inceleme yapılması, gerek hakkaniyete gerekse usul ekonomisi ilkesine uygun düşecektir. Bundan ayrı yardım nafakası, durumun değişmesi halinde mahkeme kararıyla yeniden belirlenebilecek veya kaldırılabilecektir. Türk Medeni Kanununun 364.maddesi uyarınca tayin olunan nafaka için açık kural konulmamış olması, nafakanın özelliği itibariyle zaruri olan bu yönünü ortadan kaldırmamaktadır. Tüm bu açıklamalar ve ortaya konulan yasal düzenlemeler ışığında somut olay irdelendiğinde; Davacı, nafakanın takdir edildiği tarihteki durumun değiştiğini, zira nafaka alacaklısının eğitim hayatının sona erdiğini ileri sürerek yardım nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde; boşandıklarını, bu boşanma ile aylık 250 TL nafakaya hükmedildiğini, boşanma kararının 2011 yılında kesinleştiğini, 2008 yılı koşullarına göre takdir edilen 250 TL nafakanın yetmediğini, hiç bir gelirinin olmadığını, davalının yurt dışında iş yeri sahibi olduğunu, çocuğunun da büyümesi nedeniyle ihtiyaçlarının daha da fazla arttığını, nafaka dışında hiç bir gelir olmadan çocuğunu okutmaya çalıştığını, 2008 yılında verilen 250 TL nafakanın Tefe, Tüfe oranlarının hesaplanması halinde bu nafakanın 750 TL olması gerektiğini, çocuğunun ......

      Aile Mahkemesi kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini çocuk lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkili tarafından nafaka artırım davası açıldığını nafakanın 100 TL daha artırıldığını, evliliğin davalının sorumluluklarını yerine getirememesinden kaynaklı sona erdiğini, müvekkilinin memur davalının işçi olduğunu, davalının nafaka dışındaki borçlara giderlere karışmadığını, davalının ekonomik durumunun işi olduğunu, aylık 7000- 11000 TL civarında gelirinin olduğunu, aradan geçen süre içerisinde çocuğun ihtiyaçlarının arttığını bu nedenle çocuk lehine hükmedilen 300 TL nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 2500 TL yükseltilmesini, nafakanın yıllık tefe tüfe üfe oranında artırılmasını yargılama gideri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı hükmün; lehine hükmolunan nafakanın talebi doğrultusunda arttırılarak 2500,00- TL'ye çıkartılması gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı tarafından açılmış yardım nafakası istemine ilişkindir. Davacının dava dilekçesindeki 600,00- TL olan nafaka davasında bila tarihli dilekçesi ile arttırılarak 1.200,00- TL üzerinden görülmesini talep ettiği ve istinaf dilekçesi ile lehine hükmolunan nafakanın 2500,00- TL çıkartılmasını talep ettiği görülmüştür....

      Davacı vekili, davacının davalıdan alacaklı olduğunu, borçtan kurtulmak ve alacaklı davacının zarara uğraması amacıyla davalının, dahili davalı olan eşinden ... 6.Aile Mahkemesi’nin 2013/401 esas 2013/561 karar sayılı ilamıyla 28/05/2013 tarihinde boşanmasına rağmen daha sonra davalı aleyhine boşandığı eşi tarafından açılan nafakanın artırılması davasının davalı tarafından kabul edildiğini, davalının maaşının tamamını karşılar nitelikte hüküm altına alınan nafaka nedeniyle davacının alacağına kavuşmasının engellendiğini, davalı ile dahili davalının aralarında anlaşarak muvazaalı olarak nafakanın artırılması davasını ikame ettiklerini belirterek davalının ödediği nafakanın indirilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; muvazaa iddiasının ispatlanamadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davalının davayı kısmen kabul ettiği, davayı tam kabul etmeyen davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği, kaldı ki davacının nafakanın her ay belirli bir şekilde düzenli olarak ödenmesini isteme hakkının olduğu, hal böyle olunca davalının yargılama harçlarından sorumlu tutulmasında isabetsizlik olmadığı, davacının avukatının mahkemenin talebi üzerine baro tarafından görevlendirilmediği, davacının kendisinin bizzat avukatına vekalet verdiği, bu nedenle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, davacının dava dilekçesinde hükmedilecek nafakanın gelecek yıllarda ne miktarda artırılacağına karar verilmesi talebi nedeni ile nafakanın her yıl ÜFE oranında artışına karar verilmesinde de isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davalının tüm istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacının nafakanın başlangıç tarihine yönelik temyiz talebine gelince; Somut olayda hükmedilen yardım nafakasının başlangıç tarihi belirtilmemiştir. ./.. -2- 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....

          Bu nedenle mahkemece ilk karar tarihinden itibaren nafakanın tahsiline karar verilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren nafakanın tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün, HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, halihazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; artırılan nafaka miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı olarak, hükmedilen nafakanın Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre takip eden yıllardaki artışının TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekirken, mahkemece, bu husus gözardı edilerek nafakanın her yıl Tüketici Fiyat Endekslerinde meydana gelen artış oranında artırılmasına hükmedilmesi de doğru değildir....

              Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile,davalının dava tarihinden itibaren çocuğun okul giderlerinin ½ 'sini karşılaması nedeniyle karar tarihinden itibaren ....000,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;bu nafakanın davacının talebi üzerine her yıl ....'in belirlediği .... oranında arttırılmasına karar verilmiş,hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. ...- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda hükmedilen yardım nafakasının başlangıç tarihi karar tarihi olarak belirlenmiştir. 28/.../1956 tarih ve ... E.-... K.sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....

                UYAP Entegrasyonu