Aile Mahkemesi'nin 2016/1092 Esas, 2017/781 Karar sayılı ilamı ile nafakanın aylık 3.000 TL'ye çıkartılmasına karar verdiğini, itiraz üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin iştirak nafakasını aylık 2.500 TL olarak belirlediğini, sonrasında davacı müvekkilinin reşit olduğunu, öğrenci olduğunu, dershaneye gittiğini, davalının Pegasus'ta pilot olarak çalıştığını, davacıya maddi yardımda bulunmadığını, davacının annesinin evlenip yurt dışına gideceğini açıklayarak davacı yararına verilen nafakanın aylık 5.000 TL'ye artırılmasına ve bu nafakanın enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2018 NUMARASI : 2017/713 ESAS, 2018/188 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, müşterek çocuk Melisa'nın velayetinin anneye verilerek aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ÜFE artışı öngörüldüğünü, 2011 yılında belirlenen nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini belirterek nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 1.200,00 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2008/272 esas 2008/701 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkeme ilamı ile müvekkili lehine 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğine, nafakanın günümüz koşullarında oldukça yetersiz kaldığını, nafakanın bağlandığı tarihten itibaren on üç yıl geçtiğini, müvekkilinin şuan anneannesi ile yaşadığını bir işte çalışmadığını, davacının hiçbir gelirinin olmadığını uzun süredir nafakalarını alamadığını bu nedenle takdir edilen aylık 200 TL nafakanın artırılarak 1.000 olmasını, nafakanın her yıl üfe oranında artırılmasını, yargılama gideri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı lehine Aksaray 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; müşterek çocuk Zeynep Ülkühan'ın devlet okulunda okuyup Kastamonu şartlarında aynı statüde bir öğrencinin giderleri ile kıyas edildiği zaman, davacının gelir durumuna göre ödediği nafakanın hakkaniyete uygun olmadığı, çocuğun ihtiyaçları ve bulunduğu sosyal çevreye göre yıldan yıla yapılan artışlarla nafakanın davalının ödeme gücüne nazaran bir miktar fazla hale gelerek taraflar arasındaki ekonomik dengenin bozulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ÜFE artışlarıyla 1.816,89 TL olan nafakanın dava tarihinden itibaren 566,89 TL indirilerek 1.250,00 TL'ye düşürülmesine, bu miktar nafakanın iştirak nafakası olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, nafakanın azaltılması istemine ilişkindir. Tarafların Ankara 9.Aile Mahkemesinin 2016/748 Esas 2016/1986 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, 2008 doğumlu Betül Neva'nın velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk için 2017 yılı temmuz ayına kadar 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın 2017 yılı eylül ayından sonra aylık 1.500,00 TL 'ye çıkartılmasına, nafakanın her yıl temmuz ve ağustos aylarına özel olarak aylık 750,00 TL olarak ödenmesine, aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ve temmuz ağustos aylarına ilişkin nafaka ödemelerinin 2018 yılının eylül ayından başlamak üzere her yıl tefe-tüfe ortalaması oranında arttırılmasına karar verildiği, hükmün 19.12.2016 tarihinde kesinleştiği, nafaka miktarı ile hükmedilen nafakanın 2018 yılının eylül ayından itibaren üfe oranında arttırılması dikkate alınarak davacı tarafından gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmaktadır....
Sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 1000- TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1500- TL arttırılmasına, aylık 2500- TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın kararın kesinleşmesinden sonra 1 yıl aynen devamına, sonrasında nafakanın her yıl TUİK tarafından belirlenen yıllık Yİ-ÜFE oranında arttırılarak devamına hükmolunmuştur. Davacı kadın vekili; müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının talepleri doğrultusunda kabulü gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek vekili; müvekkili aleyhine hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde azaltılmasına, mümkün olmaması halinde süre ile sınırlandırılmasına, o da olmazsa kesinleşme tarihinden geçerli sayılmasına, inceleme sonuna kadar icranın durdurulması gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların protokol kapsamında boşandıklarını, davacı tarafın kendi isteğiyle 1.500 TL ödemeyi kabul ettiğini, ancak kararın kesinleşmesinden sonra nafakanın hiçbir şekilde düzenli ödenmediğini, müvekkilinin kalın bağırsak hastalığı olduğunu, tedavisi için ciddi masraflarının olduğunu, öğretmen maaşı ile geçinmeye çalıştığını, müvekkilinin birikmiş nafaka alacağı için icra takibi başlattığını, davacının talebi üzerine 24/04/2017 tarihli yeni protokol düzenlendiğini, birikmiş nafaka alacakları ve yeni nafakanın bu protokol ile belirlendiğini, belirlenen aylık 1.750,00 TL nafaka bedelinin halen davacı tarafından ödendiğini, nafakanın 01/03/2018 tarihinden sonra aylık 2.250,00 TL olarak ödenmesi konusunda anlaşıldığını, davacının kötü niyetli bu davayı açtığını, davacının avukat olduğunu ve ekonomik durumunun her zaman iyi olduğunu, işsiz kalmasının söz konusu olmayacağını, üst düzey yöneticilik yaptığını, halen dış kaynaklı gayrimenkul şirketinde...
Cari nafakanın belirlendiği davada dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 4 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Hukuk Dairesinin 2015/15100 Esas 2015/20786 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere hükümde yıllık nafaka artış oranının belirlenmesi yönünde verilen kararın kesin olduğundan bahsedilemeyeceği, buna göre davacı nafakanın TEFE-TÜFE oranında artırımını talep ettiği, ilk derece mahkemesince ÜFE oranında gelecek yıllarda nafakanın arttırılmasına karar verilmesinin de doğru ve yerinde olduğu anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı kabul edilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....