Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın hükmün kesinleşmesine kadar tedbir, hükmün kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası , davacı kadın için takdir edilen nafakanın da boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar tedbir, kesinleşmeden sonra yoksulluk nafakası olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.07.2009 (Prş.)...
Sayılı dosyasında yoksulluk nafakasının aylık 350TL'ye çıkartıldığını, aradan zaman geçtiğini ekonomik koşulların değiştiğini, paranın satın alma gücünün azaldığını, aylık 350TL olan nafakanın müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalının emekli maaşı dışında şoförlük yaparak para kazandığını belirterek müvekkili lehine hükmedilen aylık 350TL yoksulluk nafakasının aylık 750TL'ye çıkartılmasına, nafakaya yıllık üfe oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yaşı nedeniyle ek iş yapamadığını, emekli aylığı dışında başka gelirinin olmadığını, evli olduğunu ve yetişme çağında bir çocuğunun daha bulunduğunu, bu nedenle nafakanın artırılması halinde geçinemeyeceğini, davacının yoksulluk nafakası ihtiyacının olmadığını, boşanmanın üzerinden çok zaman geçtiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir....
Temyiz Sebepleri ... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, tarafların 05.07.2011 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte yoksulluk nafakası hakkında bir hüküm kurulmadığını, davacının işsiz olduğunu, davalının ordu mensubu subay olduğunu, davacının ihtiyaçlarını karşılayamadığını, davalının kusuru nedeniyle tarafların boşandıklarını ileri sürerek, davacı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada iştirak ve yoksulluk nafakalarının arttırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakası için davanın reddine, çocuklar için ise; 70 TL. ve 85 TL. olan nafakaların 50TL. ve 120 TL. olarak arttırılmasına karar verilmiştir.Davacı hakkında reddolunan yoksulluk nafakası yönünden; Nafaka taleplerinde, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması yahut azaltılmasına karar verilebilir....
Aile Mahkemesinin 2004/391 esas sayılı dosyası ile davacı ve müşterek çocuk için verilen (26.04.2004 tarihinde) 150.00'şer TL tedbir nafakasının artışına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu nafakanın davacı için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini istemiştir. 6. Aile Mahkemesinin 2008/816-2009/398 karar sayılı boşanma davasında tarafların Mk. 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına 07.04.2009 tarihinde karar verilmiş, davacı kadının temyizi üzerine Yargıtay'a gönderilmiş, henüz kesinleşmemiştir. Boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi ve bu konuda verilmiş bir hüküm yok ise de, davacı, önceden verilmiş olan tedbir nafakasının artırılmasını istemiştir. Boşanma davasının derdest olması, tedbir nafakasının artırılması talebine engel değildir....
Mahkemece, tarafların anlaşmalı boşandıkları, davacının boşanma davasında yoksulluk nafakası talep etmediği, kararın kesinleştiği, söz konusu kararın taraflar açısından kesin hüküm oluşturduğu, sonradan yoksulluk nafakası istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Türk Medeni Kanununun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır.16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı HGK kararı uyarınca Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir.Görev kamu düzenine ilişkindir....
Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Buna göre; mahkemece, asgari ücret sınırındaki gelirinin davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı ve dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı göz önünde bulundurularak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının ailesinin maddi anlamda zengin olduklarını, gayrimenkullerinin ve kira gelirlerinin çok fazla olduğunu, davacının boşandıktan sonra yoksulluğa düşmediğini, ayrıca davacının kusurlu olması neticesinde yoksulluk nafakasını istemeye hakkının bulunmadığını, müşterek çocuklar için istenilen nafakanın da abartılı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; aylık 1.000.-TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların müşterek çocuğu A. T. için nafakanın aylık 50TL arttırılarak aylık 800TL'ye çıkartılmasına, her ne kadar müşterek çocuk H. C. T....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları).Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda,Sivas Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün 12.02.2014 tarihli yazısında davalı S.. K..'ın 12.07.2012 tarihinde boşanması nedeniyle yetim aylığı alma şartını sağladığı ancak hak sahibinin herhangi bir aylık talebinin olmadığı bildirilmiştir.Davalının alabileceği yetim aylığı miktarı belirtilmemiştir....